1 Temmuz 2016 Cuma

Anlatsam mı Anlatmasam mı? - Part 5









**ben bu durumdan çok daha rahatsız oldum.
ebrunun bir tanıdığı.
ceyhun piçi veya tayfasından birisi
beni o halde görüp yanlış anlayabilirlerdi
merdivende bekledim
bana yetişti
-sen nereye dedim
-taksiye kadar geleyim lütfen dedi
-elif burda kal gelme arkamdan dedim
-ben başka taksiye binerim dedi
-elif siktir git başımı belaya sokma benim dedim
-sen siktir git dedi
oh canıma minnet
-tamam siktirip gidiyorum dedim
yürüdüm aşşağı indim. kapıdaki kalabalıktan geçmeye çalışırken
arkamda ilerlememi bildiren el yine elifin eliydi
dışarı çıktım ondan sıyrılarak
taksiye doğru hızlı adımlarla ilerlerken
arkamdan yazlık kısa topuklu ayakkabısıyla koşarcasına yürüyen yine elifti...


**bir kız bu kadar bir olayı abartamazdı
abartmamalıydı.
siktir ettim amk.hep ters davrandım hala yüzsüzlük yapıp peşimden geliyor
ceyhun piçi de piyasada görünmüyordu
acaba ceyhun mu gönderdi bu kızı diye düşündüm ama
imkansızdı amk. kız gelmiş işe başlamış kuyumcunun bir tanıdığı vesilesi ile gelmiş
ama olabilme ihtimali bile beni korkuttu ve adımlarımı daha da hızlandırdım
abi sıra hangi takside derken artık koştu mu ne yaptı amk. elif de arkamdan yetişti
muhattap olmak istemezcesine tanımıyormuş gibi yaparak direk taksiye bindim
taksicide bininceye kadar o da arkaya bindi
taksici nereye gidiyoruz dedi
arkamı döndüm adres ver dedim
yeri söyledi
daha kalkmadan ne kadar yazar abi dedim
taksimetre ne yazarsa o dedi
ortalama dedim
bi rakam söyledi
biraz da fazla vererek
bu kızı oraya bırak abi dedim indim taksiden
sonra arabanın arka kapısına geçtim ki kapıyı açıp çıkmasın
onu gönderdikten sonra
bende bir taksiye binip eve gittim
ebruya da eve gittiğimi iyi geceler dilediğimi söyleyip yattım
ertesi gün ebru dükkana geldi
bi kaç geyikten sonra asıl gelme amacı olan dün geceye lafı getirdi
şuraya gittik böyle yaptık
buraya gittik bunu yaptık diye bi kaç olay anlattım
-başka?? dedi
bunu duyunca galiba bi boklar duydu bu diye dünki olayı anlatmaya karar verdim


---elif i de gördüm dedim
hemen tepkiyi gösterdi
-bak sen elif le eğlendik demek
sakin görünmeye çalıştım
-yok hayır erkek arkadaşıylaymış dans ediyordu selam verdim dedim
-sanane niye selam veriyorsun. neden rahatsız ettin dedi
amk bu kadarını duyunca delirmiş görünüyordu. gerisini anlatsam tam domaltacak beni elifin çalıştığı dükkana doğru
ama anlatmazsam ve eğer birisi ona ,çıkışta veya takside beraber gördüğünü söylemişse
domaltmadan ayakta siker diye düşünüp
geri kalan hikayeyi de anlatttım
hiç bir sikim söylemedi
-hiç birşey yok ebru olsa zaten sana sürekli mesaj atmazdım dedim
-ben saat 3 ten sonra(son mesaj) ne yaptığını nerden bileyim dedi
-hayatım geçekten birşey yok istersen elife sorabilirsin dedim
-kendin sor kendin cevabını al kelebek dedi
kızdım bekle burda dedim
ebruyu kaybetme korkusu sardı beni amk
karşıya gittim
elifi sordum işe gelmemiş
eh amk.yaa hastalanmış gelmemiş
ebruya tekrar dönüp
-işe gelmemiş bugün dedim
-artık ne yaptıysan kıza dedi
ben sinirden of pof çekerken
kalktı gitti
bu gereksiz olduğunu düşündüğüm hal ve terkedişi kalbimde fatmagüle tecavüz edilişi hissi verdi
hiç haketmeden haksız yere kalbime gereksiz bir yarak girdi. kalbim sikildi amk.
ne bok yaparsam yapayım bir süre konuşmanın çözüm getirmeyeceğini düşünerek
ilk hamleyi tekrar ondan bekledim
madem seviyordu gelirdi??
daha önce gelmişti, tekrar gelirmiydi??
gelmedi piçler
taaaaa ki babası gelene kadar
babasına geçmeden önce ertesi gün elif kendi dükkanına geldi
çağırdım gel diye
-efendim dedi


-aferim dedim. sonunda ayırdın bizi
-biz seninle birleşmedik ki ayrılalım dedi
aklına mantığına sokayım elif
-ebru ve ben ayrıldık senin yüzünden dedim
-ben ne yapmışım dedi
-bo var peşimde dolanıyorsun dedim
-kim dolaşıyor senin peşinden dedi
-seni kıskandığı için terk etti dedim
-o gece bizi mi görmüş dedi
-ben anlattım dedim
-hem sen salaksın hem o salak o zaman dedi
-ne yaptık ki.hem sen anlatıyorsun hem de o kıskanıyor dedi
-yapalım istersen de boşuna kıskanmış olmasın dedim
-düşünmem lazım dedi
hay sikim yaa tam cinayetlik kız amk. biri bunu vursa yemin ediyorum adalet önünde yalancı şahitlik yaparım
-elif git.bir daha lütfen diyorum ama lütfen benden uzak dur dedim
baktı kaldı bana
-uzak durma süren şimdi başladı hadi güle güle dedim
yine bozuldu gitti
zaman geçti piçler ebrudan hiç haber gelmedi
gözüm yollarda kaldı belki yine gelir dükkanın önünden geçer diye geçmedi
bir gün babası dükkana geldi
oturduk 3 5 muhabbet ebrudan ayrıldığımızdan haberi yokmuş gibi
-ebruyu okul ve yurt işleri için ankaraya götüreceğiz. düşündüm ki ona sürpriz yapalım seni de götürelim dedi
lan biz kızla konuşmuyorduk ki amk. yada kız benle konuşmuyordu demek daha doğru olur. resmen terk etti beni
ama bu durumu babasının bilmemesi ilginçti
hiç mi üzgün gözükmedi evde amk
hiç mi farketmedi babası dışarı eskisi kadar çıkmadığını
-ne zaman gideceksiniz dedim
-yarın gece 1 de yola çıkacağız dedi(alanya/ankara 7 saat arabyla beyler)
-tamam patronla konuşayım ben size haber veririm dedim
-tamam bekliyorum dedi gitti
dedim patron olay böle böle gitmem lazım
olm iş güc derken gözünü seveyim dedim kaptım izni
ama bakalım zaten ebru ne tepki verecekti
babasını arayıp
-tamam geliyorum ama madem sürpriz yapmak istiyorsunuz, beni evin ordan değilde alanyanın çıkışından
tam sürpriz olsun dedim
-süper fikir yarın gece yola çıkmadan 5 dakika önce sana haber veririm. sende gidersin oraya dedi
anlaştık
gün geldi. gece oldu
babası beni aradı


**ama ben zaten yarım saat önceden taksiyle ordayım amk.
intihar mı edecen burda ne işin var diye de makara yapıyor
bir nevi intihardı aslında kendimi kurban edecektim ebruya ya kollarına düşecektim ya da derde tasaya
her arabaya dikkatle bakarken kalbim 132 decibellik kolonun bas mandolini gibi gidip geliyordu her arabada
derken sinyal vererek bir araba yaklaştı
evet geliyordu amk
durdu. arka kapıyı açtım direk içeri girdim
önde babası ve annesi arkada da ebru. kardeşi gelmemiş
o kadar benim hakkımda iyi yazar diye atıp tutuyorsunuz alın amk.o ebrunun bakışının tarifini vermiyorum
o an hissettiklerimi anlatamıyorum
beyin ölümüm değil ama kalb ölümüm gerçekleşti
o ne oluyor deyinceye kadar
babasına bakarak ortayı yaptım gökhan gönül mü dersiniz quarezma mı dersiniz yoksa sabri reyiz mi dersiniz
hakemin gol kararı vereceği geçerli bir açıklama yapsın diye
-sana sürpriz yaptık kızım dedim
bu arada da sürmeye başladı
arabaya ne olur dur dedirtmesin diye başında dolaşan şeytanlardan medet aradım ebrunun
neyseki başka mesaidelerdi ve
-iyi yapmışsınız dedi
bana da merhaba deyip önüne döndü
ama hiç de hoş bir merhaba gibi görünmüyordu
neyse buna da şükür diyerek oturdum oturduğum yerde
pişman pişman
amk.bi bok yapsam da pişman olsam neyse
annesi bir kaç soru sordu
çok efendi bir çocuk üslubu ile hepsine cevap verdim
babası bi kaç kez aaaa?? öyle mi?? gibi kısa kelimelerle konuşmaya katılsada
bizimki hiç bir tepki vermeden yüzünü diğer cama döndürerek yolculuğa devam ediyordu
ben ise hiç acele etmedim.yol yakınken durdurur beni falan yolda indirirler diye bekledim
konyaya kadar bekledim
ama bir baktım bizimkisi zaten uyumuş
kafası da bir müddet sonra benden tarafa döndü
yüzüne öyle derin derin bakarken ağlamadıysam en abazanız siksin
ağlama değil de duygu boşalması diyelim
lan ne kadar güzeldi amk. annesi de kendini uykuya kaptırmışken ön koltuğa biraz yaklaşıp babasına
düşük sesle


---uykunuz gelince haber verin size fıkra anlatayım uykunuz kaçsın dedim
sanki dünyanın en komik fıkrasını anlatmışım gibi gülme krizine girdi adam
-tamam gerek kalmadı allah iyiliğini versin açtın yeterince dedi
-allahtan fıkra anlatmadım dedim
gülmeye devam etti
durup durup gülüyordu.bir ara kafası mı güzel diye şüphelensemde
ben de o gülüyor diye gülmeye başladım
biraz daha ilerledikten sonra
götümü biraz daha ebrudan tarafa sürüdüm hani üstüme uyuyakalmaya devam etsin diye.
benim gözümde gram uyku yok
içim heyecanlı, telaşlı,ne yapacağını bilmez bir şekilde
beşiktaşlı deli ibonun sol kanattan sopu sürerken ne yapacağını bilememek gibi farklı bir duygu
-babası anlat bakalım diyerek düşüncelerden arıttı beni
-ne anlatayım dedim şaşkınlıkla
-fıkra anlatacaktın ya dedi
-ben fıkra bilmem ki dedim
yine gülmeye başladı herif.amk hiç espri görmemiş gibiydi hayatında
devam ettim o gülerken
-oo durum bu boyuta geldiyse duralım bari dedim
-yok yok uykum yokta can sıkıntısı işte zaman geçsin dedi
bi milyon fıkra bilirim aklıma bir tane gelmedi o zaman.


**sonra bir tane geldi anlatmaya başladım ama fıkra biraz bel altı olduğunu anlatmaya başladıktan sonra farkettim
ulan devam etsem mi etmesem mi diye düşünürken
hep sizin gibi
eee
eee sonra ne oldu demeye başladı
unutmuş numarası yapsam rezil olacaz adama sikerim ne olursa olsun diye devam ettim
fıkra bittti
herif krize girdi amk. arabayı sağa çekti indi arabadan
açtı fermuarı hem gülüyor hem işiyor ben içerden duyuyorum sesi
yuh amk. zengin adama öyle işemek de yakışmıyordu.
araba durunca annesi de uyandı. neden gülüyor bu dedim
fıkrayı annesi de anlattırmasın diye
-bilmem dedim
bu arada babasıda gülerek arabaya bindi. ebru kapı sesine galiba uyandı
bana dönerek uyku sersemliği ile olsa gerek
-ne oldu kelebek dedi.
-birşey yok aşkım dedim kolumu omzuna atarak ve yarım sarılarak düşük bir sesle
hemen orjinaline döndü amk. suratı asıldı. dudaklar büzüldü.
tavır yapılarak elim omzundan alında dizimin üstüne bırakıldı ve kafa tekrar camdan tarafa çevrildi
bende surat düştü. içten içe offlama başladı
sikeyim böyle işi diye ruhumda isyan çıkarıldı.
şeytan yanıma usulca yaklaştı bas şuna tokadı
dinle lan diye lafa gir gerisini tek solukta tekrar anlat üzerine de seviyorum lan ı ekle yapış dudaklarına dedi ama
şeytanın bu teklifini
1.kadına el kalkmaz ilkesi
2.arabada yalnız olmamamız
sebeblerinden dolayı reddettim.
ben yine sus pus otururken babası
-allah aşkına bir tane daha anlat dedi
amk. fıkra anlatacak hal mi kaldı. kızın kalb hücrelerime tek tek yumruk atıyor haberin yok
bu arada fıkrayı da hala biliyorum. isterseniz anlatırım
-aklıma gelirse anlatırım dedi
annesi dayanamadı ne fıkrası o dedi
vay amk babası anlatmaya başladı fıkrayı hem de karısına hemde ebru da duyuyor.
eyvah ki ne eyvah rezil oldum. kıpkırmızı geçtim
yüzüme çıkan kan sikimin damarlarında gezse sikim 2 santim kalınlaşırdı
babası şerefsizi sansürsüz anlattı.ben öyle mi anlatmıştım amk. adam sikme yerine şey ediyoru kullanır
ebrunun fıkraya verdiği tepki gelecekteki bana tavrının sinyali gibiydi...


**adamın birisi yolunu kaybetmiş.
bir köy yoluna girmiş arabasıyla
köy meydanından geçerken bir bakmış ki herkes feryad figan ağlıyor
adam merak etmiş durmuş
yakalamış köylünün birisini
abi ne oldu hayırdır? herkes yasta demiş
köylü-bu civarın en güzel kızı öldü onun için ağlıyoruz demiş
adam çok meraklanmış mutlaka bu kızı görmem lazım demiş kendi kendi kendine
hayırdır neden öldü diye sormuş adam
köylü-valla bizde bilmiyoruz demiş
adam-ben doktorum müsade edin bir bakayım belki anlarım neden öldüğünü demiş
tamam demişler
doktor kızın olduğu odaya girmiş
bir bakmış kız harbiden 10 numara
adam kıza şöyle bir bakıp yüzünü okşarken
hala hayatta olduğunu farketmiş
ama çoktan siki kalkmış adamın
kendi kendine planı yapıp. ulan nasıl olsa herkes bu kızı öldü biliyor ben bunu burda bir güzel sikeyim
sonrada boğazını sıkar tekrar öldürürüm diye düşünmüş
adam sikerken kız da ayılmış
tam onu tekrar boğmaya çalışırken köylüler sesi duyup içeri girmiş
bir bakmışlar kız canlanmış
ooo sen ölüyü dirilttin bize de anlat nasıl yaptın diye
adam -meslek sırrı söyleyemem desede silahı dayamışlar kafasına sike sike söyleyeceksin bize ölüyü diriltmeyi
bu sırada kız da beni sikerken canlandım demiş
köylüler kızın canlanmasına sevindikleri için ve tıpın yeni yöntemi olduğunu düşündükleri için adama ses çıkarmamışlar
adam gitmiş aradan 1 ay geçmiş
canı o kızı tekrar isteyince aynı köye yine gitmiş
bir bakmış yine herkes ağlıyor
yine köylünün birisini tutmuş sormuş
yine ne oldu hayırdır diye
köylüde cevap vermiş
-bizim köyün bir imamı vardı.bir hafta önce öldü.bir haftadır sikiyoruz daha canlanmadı...


**babası fıkrayı anlatıp gülerken anneside gülmeye başladı.ben ise rezil rezil otururken.
ebru bana dönüp sadece
-terbiyesiz dedi
vay amk. daha da bir utandım. hata bende amk.o fıkra anlatılır mı??
yada nerden bileyim herifin fıkrayı anlatacağını ben erkek erkek konuşuyoruz sanmıştım
içten içe tilt oldum adama
ama onun sikinde değil di amk hala gülüyordu
ebrunun surat yine aynı yolculuk devam ederken
sabaha doğru bir dinlenme tesisinde durduk
birer çorba içtik
ebru yolda yürürken yemek yerken ve bana bakarken
birbirinden nefret eden iki kardeşten birinin diğerine davrandığı gibi davranıyordu
gelmekle hata yaptım. boşuna koştum peşinden hissine kapıldım
bende salıverdim kendimi hiç bir yaklaşımda bulunmadım
çorbaları içtikten sonra çay söylediler
-ben bir lavaboya gideyim diyerek kalktım. hesabı ödedim
ebrunun babası koşarak geldi.
tepkili bir şekilde.
-ben öderdim sen misafirsin dedi
-bi dahakini siz ödersiniz dedim
lavaboya gittim
geri geldim. masaya annesi teşekkür etti yemek için babası teşekkür etti tekrar
ebru başka alemlerde bakmıyor bile bana
neyse kalktık yine arabaya önden gitti ben sallana sallana arkadan geldim babasıyla
ebru arabaya bindi. babası ön tarafa dolaşırken
ebru kapıyı ben girmeye yakın pat diye kapattı
küfür etsen daha iyi amk.
durdum biraz yine gözlerim doldu
şurda bekleyip bir otobüse binip geri döneyim dedim
ama anasına babasına ayıp olmasın diye yapmadım


**ebrunun bu yaptıkları hiç çekici gelmiyordu
gönlümdeki prensese yakışır hareketler değildi bunlar
açtım arka kapıyı. annesi gilde olaydan şüphelenmesin diye
babasına dönerek
-abi ankara gidiyorum beni de atarmısınız dedim
-bin deli çocuk dedi annesi
onlara göre keyifli bana göre surat mimikleri ile iç duyguların zıt karekterleri canlandırdığı bir ortamda bindim arabaya
suratına bile bakmadan bende kafamı kendi tarafıma çevirip devam ettim
bir önceki gün, gün boyu çalışmanın ve o ana kadar uykusuz olmanın ve yolculuğun verdiği yorgunlukla uyuya kalmışım
kalktığım da saat 11 olmuş. arabada yalnızım
ayıptır söylemesi kalkınca biraz da salyam akmış
ne ayıbı amk. inci burası
onu silerken bir baktım kimse yok.bir yere park etmişler beni orda bırakmışlar
boynumun anası sikilmiş
adam kaldırır en azından nereye gittiğinizi söyler amk.
bekle baba bekle gelen giden yok
ebruya mesaj atsam olmaz
biliyorsunuz durumları
yarım saat kadar sonra geldiler
babası.
-seni kaldıracaktık ama ebru kıyamadı uykuna o yüzden bıraktık seni dedi
ben ebrunun suratına bile bakmıyordum
onlar yolculuğa çıkıncaya kadar uyumuş
beni arabada bırakıp üniversiteye gitmişler işlemleri halletmişler
öğlenden sonra yine gideceklermiş
yanlış hatırlamıyorsam ata kule diye bir yer vardı. cumhurbaşkanlığı civarı bir yerde oraya gittik
sonra öğlen yemeği için bir restorana gittik.
ben annesi ve babasıyla hiç bir şey yokmuş gibi konuşurken ebrunun suratına dahi bakmadığımı yenileyeyim
yemeği yedikten sonra
hesabı istedi babası
hesab gelince bende elimi cebime attım babası elini olmaz işareti yaparak durdurdu beni
tam cebinden parayı çıkarırken
ebru hesapı eline aldı
-ben ödeyeceğim bana dedi
çantasından parayı çıkardı
parayı ödedi
annesi babası sağol derken ben birşey demedim
sonra ebrunun bana bakıyor olduğunu hissettim
ama ben yine oralı olmadım sonra kulağıma yaklaşıp


-sana hiçbir şekilde borçlu olmak istemem dedi
ben ona çorba ısmarlamıştım ya dinlenme tesisinde onu kastediyor
ben siklemez bir şekilde ona bile bakmadan devam ettim
yine gezmeye kızılay sonra ataya fatiha okuma şansı bulduğum anıtkabir e gittik.
bi de yapay şelale vardı galiba orları gezdik. baya bir dolaştık yani
bunlar bu arada birkaç işlem daha hallettiler okul hakkında
biraz daha gezip fotoğraf çektirdikten sonra
ne yapalım konuşmaları başladı
ebru gidelim baba dedi
annesi biraz daha gezelim isterseniz.bir kaç bişey de alırız dedi.
babası bana döndü
-ne yapalım kelebek dedi
-bayanlar herşeyi daha iyi bilir dinleyen olmaz beni dedim
ebru pis pis bana bakıyor gidiydi
ama sikimde değildi oh olsun amk.
-bırakalım gidelim bunları burda istersen dedi babası gülerek
-bir yere bırakalım alış veriş yapsınlar biraz mutlu olsunlar dedim. yine imalı bir şekilde
-iyi fikir dedi annesi
avm sayılır mı sayılmaz mı bilmiyorum bir yer bulduk. onları bekleyeceğimiz kafeyi gösterdik. onlar gitti
biz babası ile oturduk çay içiyoruz
adam kumarbaz biliyorsunuz hadi tavla oynayalım dedi. diğer oynayanları görünce
çok fena muallaka düştüm
oynasam ebru gelecek kumarı bırakmadın mı sen diye hem bana hem babasına kızacak
bilmem desem. nasıl esnafsın sen diyecek
zaten ebruya da kızgındım koy gitsin götüne diyerek oynayalım dedim
başladık
herifin çok yavaş oynuyor sayıyor eliyle ayar etti beni.
eh amk.bu kadar biliyon neden oynuyon.
yarram kumardan nasıl ütmüş o oteli diye düşünüyorum
ama numara yaptığı 3 elden sonra belli oldu beni kızdırıp moralimi bozmak için yapıyormuş
itiraf etti.
yalan yok beyler kaydı herif bana
-bunlar gelmeyecek bir daha oynayalım dedi
-şansım yok dedim
-aşkta kazanırsın dedi. sanki birşeylerin farkına varmış gibi
-kazara kazanırım sonra aşkı da tam kaybederim dedim
tamam sen bilirsin dedi bıraktık.bir müddet daha bekledikten sonra
geldiler
ebrunun elinde 3 poşet. annesininkini saymadım bile
ebru poşetlerin hepsini yere bıraktı. annesi masanın üzerine iki poşey koydu
birini kocasına verdi bu senin diye
diğerini de bana uzattı
-bunu sana ebru aldı diye.


**yine beyin felci geçirdim
amk. kız bana o kadar trip atıp üstüne hediye mi alıyordu
bi kere bile gülmeyen kız?*
sokarım o kadar aşk eziyetine
anası babası orda olmasa suratına fırlatırdım bakmadan hediyeye
babası hediyesini hediyesini açtı tüm gözler ona yöneldi tabi
adamın tuttuğu takımın forması ve arkasında karısının ismi
-ilk defa işime yarayacak bir hediye aldın diye takıldı karısına
sonra herkes bana baktı
saçma sapan birşey çıkmasın diye dua ederek açtım
tuttuğum takımın forması ve arkasında ebru yazısı
hediye üzerindeki bakışlar benim vereceğim tepkiye çevrildi
ulan sanki bir yumuşama oldu kızda bana karşı hissine kapıldım
biraz sevindim ama tepki de koymam lazımdı
-hmm ebru dedim formanın arkasına bakarak
demez olaydım amk.
bizimki ankaranın sert rüzgarını suratımda hissettirdi yazın sıcağında
-elif mi yazsaydım, ebru işte dedi
annesi ve babasının elif olayından haberi olmadığı için onlar espri olarak karşıladılar bunu ve güldüler
-sen ne yazarsan yaz benim gözlerimin okuyacağı tek isim var dedim
hiç istemeyerek teşekkür ettim kibarlık görünsün masada birazcık diye
onlarda birşey içti sonra kalktık
arabaya giderken ebru ile ben yan yana olmasada yine arkadan yürüdük
sonra bana biraz yaklaşıp
-annemin fikriydi beyefendi dedi
-çok normal sen fikrini elife sabitlemişsin dedim


**arabaya geldik. herkes bindi
alanyaya doğru tekrar yola çıktık
yine aynı senaryo devam etti belirli bir süre.
sonra bir molada ebruyu tuttum yalnız kaldığımız bir zaman
-eğer böyle devam edersen bir daha adını bile anmam. yeter ama dedim
-konuşmuyorum ben seninle git elife anlat derdini dedi
-öyle mi dedim
-öyle ded
-sen bilirsin boşuna koşmuşum peşinden burlara kadar dedim
-hem suçlu hem güçlüsün dedi
-suçumu söyle lan dedim
-sen daha iyi bilirsin beyefendi dedi
annesi ile babası da bize doğru gelmeye başladır
ebruya yaklaştım
-sen şimdiden olmayan birşey için bana böyle yapıyorsan uzatmaya gerek yok. ebru dedim
-alanyaya kadar daha dayan bana sonra bir daha göremeyeceksin zaten dedim
geçtim arabaya oturdum
annesi ile babası da gelince ebru da bindi yanıma
yine aynı tavırlar
ruhunu sikeyim emi
ya böyle bir naz olamaz aşık usandıranı siktir edin aşk katili yapar adamı
bir süre yol aldıktan sonra telefonu aldı eline
bir süre sonra benim telefondan mesaj bildirim tonu geldi
bana mesaj attığı belliydi okumadım bile amk.
babasından bir kalem istedi
bi de petrollerde dağıtılan peçetelerden birine uzandı
kağıda birşeyler karalayıp
bana uzattı
-mesaj geldi okusana yazmış
elimi uzattım kalemi almak için
-elifciğim göndermiştir yazdım aynı peçeteye


---artık hiç inanmıyorum yazıp bana geri verdi
-birazcık inanırken benimle konuşsaydın tam inandırırdım dedim
sonra birşey daha yazdı almadım yazdığını kalemi uzattı yine almadım
onun yaptığının aynısı ben ona yapıp cama suratımı çevirdim yol boyu
arasıra babasının sorduğu sorulara cevap verdim
babası seni eve mi bırakayım dedi evet dedim
cebimi yokladım anahtar yok
kaybetmişim amk bi yerde
şimdi adamlara anahtarı kaybetmişim desem evlerinde yatmak istediğimi sanacaklar diye birşey söylemedim
gece 3 gibi alanyaya indik
babası beni eve bıraktı
annesi ve babasına teşekkür edip herkese iyi geceler diyerek ebrunun suratına bile bakmadan indim arabadan
biladeri aramak için telefonu çıkardım
ebrunun gönderdiği mesaj
-seni seviyorum...
biladeri aradım evdeymiş kapıyı açtı girdim direk yattım
ertesi gün yine mesaj attı ebru
-elifden gelen mesajı okudun mu diye
-evet beni çok seviyormuş dedim
-sen de onu seviyor musun? diye sordu(kendini kastederek)
-benim sevgime inanmayan birisini sevemeyeceğimi yazıyorum şimdi göndereceğim elife mesajı. dedim
benim sevgime inanmayan birisini sevemem yazdım. ebruya gönderdim
hemen arkasından bir mesaj daha yazdım
-yine yanlış bir mesaj mı aldın yoksa?? dedim.o gece beni yanlış anlamasını kastederek
telefonu kapattım.


**yeter amk. ayda yılda onun vesilesi ile bile olsa ankraya gittik onu zehir etti.
bi gece arkadaşlarla eğlenmeye gidelim dedik onu burnumuzdan getirdi
cıncık gibi kızı ona olan sevgimizden dolayı sikmedik.
ebruyu sevelim dedik aşka küstürdüm kalbimi.
inat ettim açmadım amk. telefonu kapalı kaldı iş bitinceye kadar
iş bitti eve gittim sanki yıllardır o anı bekliyormuşum gibi telefonu açtım
hiç bişey yok.vay amk.
biraz sonra gelir herhalde diye saat 3 e kadar bekledim bi sikim yok
ihtimaller yine belirdi.
ya ne diyeceğini bilemedi
ya da sikerim kelebeğini karı gibi naz yapıyor diye düşünerek siktir etti beni hayatından
3 hafta boyunca hiç bir sikim olmadı hayatımda
tamamen rutin
işe gel
telefona bak. yola bak ebru yok. tekrar telefona bak yola bak ebru yok
eve git telefona bak. tekrar telefona bak sonra tekrar mesaj yok
elif amk. kaltağı da okulu için hollandaya döndü diğer birkaç arkadaşıyla
vedalaşırken ben dükkandan kaçtım beni görmesin gelmesin veda etmeye diye
hayatımı siktiği yeter amk
zaten telefonumda yoktu onda bulamazdı beni birdaha.
elifden kurtuldum ama içimdeki ebrusuzluktan kurtulamadım
sevgilinize sırf laf olsun diye dersiniz ya arasıra
her an seni düşünüyorum diye.
ben laf olsun diye değil harbi harbi her an onu düşündüm.
oturup ağladığımda oldu tek başıma
yalnızlığımı paylaştığımda oldu içkilerle
bir sikime faydası yoktu
ne zaman bana çare oldu
ne de içkiler
hiçbiri gönlümün ona olan eksikliğini gideremedi
onun marjinali yoktu ne aklımda ne kalbimde
o abartmıştı olayları
hiç yoktan yere abartması beni önce kızdırdıysada sonra bana olan biraz yumuşaması
benim çektiğimi biraz da o çeksin mantığını uygulatıp hayatımın 3 güzel haftasını sikti.
hemde her gün, saat dakika ve saniyeleri üst üste koyarak


**3 hafta gibi bir süre sonra babası dükkana geldi
iki üç muhabbetten sonra
kelebek tekrar ankaraya gidiyoruz yine sürpriz yapalım mı dedi
-ebru bu defa istemez.biz ayrıldık galiba onunla dedim
-şu galibayı bi anlat bakayım dedi
şu an size niye bu hikayeyi anlatıyorsam aynı sebeble babasına da anlattım
elifle olan o geceden telefonu kapattığım o geceye kadar
-ben bile inandım elif olayına, yeşil gözlerine kanmıştır kız ne yapsın dedi
beni teselli etmek istercesine
-size herşey için teşekkür ederim dedim
-sevmiyor musun artık dedi
-tek benim sevmemle olmuyormuş bu iş dedim
-haklısın dedi
telefonu eline aldı
ebruyu aradı
-kızım ankaraya kelebeğide götürelim mi tekrar dedi
olumsuz bir cevap almış olacakki
bana müsade dedi. birşey olursa ararsın dedi
gitti
evet ebru gidiyordu ankaraya
artık gözleyecek yol da kalmıyordu bana
boş boş geçen insanlara bakacaktım
gelen bir iki turiste içimde aşk acısıyla birşeyler satmaya çalışacaktım
iyice soğudum herşeyden
içimde iki gram kalan umut da siktirip buharlaştı
aramadım amk. arasam sikilen yine ben olacaktım.
koş koş nereye kadar koşuyon peşinden
ama o aradı geç oldu ama aradı
ilk sözü bu olsun istemezdim bana yazdığının
ama yine de şükür dedirtti


**babamı mı sokuyorsun artık araya diye attı mesajı
-özür dilerim dedim sadece
sonra yine birşey yazmadı
-babam gelmiş zaten dedi anlattı bana senin suçun yok biliyorum dedi
-özür dilerim dedim
-tamam özür dileyecek birşey yok.ben ankaraya gidiyorum bir elveda mesajı atmak için rahatsız ettim dedi
-özür dilerim dedim
-ne için özür diliyorsun dedi
-özür dilerim dedim
??? yazıp gönderdi
-özür dilerim dedim
-asıl ben özür dilerim kelebek dedi
-tamam şimdi elveda o zaman dedim
-böyle veda etmek istemezdim dedi
-başkalarında yapmazsın artık dedim
-başkası olmayacak uzun bir süre dedi
-ne zaman gidiyorsun dedim
-yarın gece çıkıyoruz dedi
-dikkat et kendine dedim
-sende dedi
-seni çok sevdiğimi yeterince söyleyemedim özrün bir tanesi onaydı haberin olsun dedim
bir kaç saniye sonra telefon çaldı
ebru arıyordu
açmasam daha iyi olacağını biliyordum çünkü ağlıyordum
ama açtım işte
sadece nefesine karışan ağlama sesini duydum
titreyen sesiyle
-bende seni çok seviyorum dedi
o da benim ağlamamı duydu.
-özür dilerim dedim
-bende seni seviyorum dedi
-çook özür dilerim dedim
-bende seni çok seviyorum dedi
-gitme dedim
...


**daha çok ağlamaya başladı
bir süre sadece ağlaştık
-nerdesin lütfen söyle kelebeğim dedi
-hep sendeyim ebrum dedim
-gel lütfen dedi
-eğer seni tekrar kaybedeceksem bırak alışmışlığım üstüne devam edeyim sensizliğin dedim
-lütfen gel dedi. ağlayarak kapattı
gel dedi de nereye amk. herhalde evdedir diye evin altına gittim.
çok seviyordum abi kızı sike sike gittim.
bu aşkın bana ızdırap vereceğini bile bile gittim
evin altına geldim
-ebrum diye mesaj gönderdim
-sen kimsin dedi. piçlik yapıyor amk.
-aşşağıda bekleyen delin dedim
-tamam hemen geliyorum dedi
bekle bekle yok.20 dakika bekletti beni.
-nerde kaldın tosbağa diye mesaj attım
bi kaç dakika sonra indi.
kapıdan çıktı
geç kalma sebebi de belli oldu. giyinmiş süslenmiş.
10 metre civarı bir mesafeden bana öyle baktı
bende ona öyle baktım
o bana baktı ben ona baktım
biraz daha beklesem kalbim sarı kart verecekti amk. sarılmayı hayata geç soktum diye.
ellerimi kaldırdım
ağlamaklı güldü
bir adım attım ellerim havada
o bir adım geri gitti gülümseyerek
ben iki adım daha yaklaştım durdum
o bana yürümeye başladı sallana sallana
dibime kadar geldi
-merhaba dedi gözleri yerde parar gibiyken


**çenesinden tutup gözlerini yakaladım gözlerimle
-merhaba tosbiş dedim
ellerimi indirirken yanağıma bir öpücük kondurdu
akabinde de sarıldı pehlivanlar gibi çekti beni kendine
-gitmem gerektiğini sende biliyorsun dedi
-alanyadan değil gönlümden gitme dedim
-sende elif ...
sözünü kestim
-vallahi bişey yok neden inanmıyorsun hem gitmiş o hollandaya dedim
-inanıyorum dedi.
-e o zaman neden hala onu konuşuyorsun dedim
-ilk günden biliyorum birşey olmadığını dedi
-nasıl yani dedim
-ilk gün inandım sana dedi
-ilk gün inandında neden böyle yaptın dedim
-bilmiyorum dedi
-hem bilerek hem bilmeyerek hep beni üzecekmisin böyle dedim
-unutmaya çalıştım seni
sensizliğe dayanamayacağımı çok önceden anladım.
o kızı sadece bahane ettim kendime
ama yapamadım. evimize gelmemiş olsaydın, evdeyken
otele gelmemiş olsaydın, oteldeyken
bu sokakta beni beklemiş olmayasaydın bu kapıdan çıkınca
kalbime hiç girmemiş olsaydın her kalp atışımda
olmazdın. seni daha kolay unuturdum
ama unutamadım
her yere baktığımda seni gördüm
gözlerimi yummaya çalıştım seni unutmak için
kalbimle gördüm seni
unutamadım işte.
hiç haketmedin benim tarafımdan üzülmeyi ama ben korkularımın geçmediğini farkettim
seni unutmaya çalışmak
bana sadece ceyhunu unutturup seni daha çok hatırlattı
inan gidemezdim. gitsem de kalamazdım ankarada sensiz.
en azında böyle gidişi haketmedin
ben en iyisi sen beni gerçekten aldatıncaya kadar bekleyeyim
yoksa hiç unutamayacağım seni
seni ilk sevdiğimi söylediğim anda bundan daha fazla kimse sevilemez diye düşünüyordum
ama her geçen gün seni daha çok sevdiğimin farkına varıp kendi kendime yanıldığımı farkettim
offf çekerek devam etti
ne yapacağım bilemiyorum
ama seni çok seviyorum dedi


**taa amk ben böyle konuşmanın. yarrağı yemişiz haberimiz yok.
bende döktüm biraz içimi ona
-bak tosbiş dedim
seviyorsun, sevdirmiyorsun
korkuyorsun, beni de korkutuyorsun
halimi görüyorsun, sevdiğine hiç acımıyorsun
kendi kendine planlar yapıyorsun beni unutmak için, kanayan yarama tuz döküyorsun
ankaralara gidiyorsun benden habersiz,ama beni de kendinle götürüyorsun
kendi kendine bunları yaparken beni de ölüme götürüyorsun.
yapma lütfen dedim
-seni üzmek istemiyorum dedi
-ayrılalım mı istiyorsun dedim
-denedim ama yapamadım ki dedi
-tam olarak nedir seni bunu denemeye iten şey dedim
-sana olan aşkımın büyüklüğünden korkuyorum dedi
-lütfen biraz da kendini büyüt boşuna acı çektirme ikimizede bırak gittiği yere kadar gitsin dedim
yine sarıldı.
iki defa yanağımdan öptü
sonra dudağıma geçti
öpüşürken dudaklarıma damlayan gözyaşlarını hissettim tuzlu tuzlu
o tuz içimdeki acıya karıştı
alt çenemde ki ağlama gamzeleri belirdi
öpemedim daha fazla
sıkıca sarıldım
-lütfen bırakma beni dedim.
ağlamaklı bir sesle
-bırak desende bırakamam serserin oldum serseri dedi.
hatırlayanlar hatırlar bu cümleyi.
sonra burnu çekere bıraktı sarılmayı
telefonunu çıkardı
babasını aradı. ağlama ses tonu geçmemişti henüz
-baba senden birşey rica ediyorum diyerek başladı konuşmaya...


**yarın gitmeyelim lütfen dedi. karşıyı dinleyip
ertesi gün gidelim ne olur dedi
sonra da sağol babacığım ben kelebeğin yanındayım haberin olsun diyerek
telefonu kapattı
o kadar üzüntünün ,göz yaşının, yalnızlığın üstüne onun telefon görüşmesini bitirdikten sonraki
yüzündeki gülümseme ile sarılışı bana göre aşkın tarifi idi
sonunda ayrılığı bile bile anlık sevmek değil mi ki aşk??
-bir gün bir gündür dedi
bende de babasını ararkenki şaşkınlık sevince dönüştü
alt dudağını dişlerinin altına alarak yaklaşıp tekrar öptü
sonra içindeki çocuk sevinciyle elimden tutup yürümeye başladık
bir tekel marketin önünde durduk
-bekle dedi
içeri girip erkek gibi 4 tane bira aldı
dışarı çıkıp tekrar iskeledeki kuytu yerimize gittik
2 saat kadar oturduk. nadiren konuştuk
tahmin ettiğiniz gibi sürekli de öpüşmedik
dalgın dalgın dalgalara baktık
kıyıya vurdukça dalgalar yüreğimde hissettim geçen saniyeleri
küçük dalgalar hiç durmadı ama bizim ayrılık için zaman yaklaşıyordu
doya doya sarılıp öpmek istedim
ama ağlayıp onu da ağlatmaktan çekindim
sessizce içten içe ağladım
arasıra elimi tuttu sıkı sıkı
birayı her içmek için başımı yukarı kaldırdığımda gözümde biriken damlaların akmasını engellemeye çalıştım
o da bana sarılıp dalıyordu dalgalara kim bilir neler hissetti o gün ama
elimi tutarken avucumun içindeki ısı kalbimdeki ısıyla aynı sıcaklıktaydı
bana sarılırken ki içtenliği gelecekti hasrete tekrar tekrar isyan ettirdi beni


** **aslında uzun uzun dertleştik bana göre o gece
ellerimi sıkıca tutması
seni seviyorum olarak algılandı gönlüm tarafından
bende seni seviyorum demek için illa konuşmak gerekmediğini
ona daha sıkıca sarılarak anladım
biralar bitti
gidelim bile diyemeden ayağa kalktı
yüzünü gideceğimiz istikameye döndü
elini arkasında bekletip
elini tutmamı bekledi
bende kalktım
elini tutarak
yanında yürür buldum kendimi
bir ara gözlerimi ona çevireyim dedim
ama cesareti bulamadım ağlamaya hazır gözlerimde
yürüdük sessiz bir şekilde evinin önüne kadar
ikimiz birden durduk
90 derece ona döndüm
ağlamaklı gözlerini yine benden kaçırdı
sahte bir gülüşle
bana uzun uzun baktı
-iyi geceler dedi
-iyi geceler dedim
bir süre yine gidemeden orda kaldık
birbirimize bakarak
o ağlamaya yakın
gözlerini elimle kapattım
dudaklarına iyice yaklaşıp
şşşşhh dedim.
bir öpücük kondurdum dudaklarına
geç kaldı dudaklarımı yakalamak için
dönüp gittim eve


**yatağa yattım gözüm tavanda aklım ebruda uyku reyizi bekledim
habersiz geldiğini sabah kalkınca öğrendim
ertesi gün ebru alışverişe gideceklerini
bir kaç eksiğini tamamlayacaklarını söyledi
-gönlümdeki yalnızlığı tamamladığın için teşekkür ederim dedim
-dur romantik çocuk ne alacağımı unutturuyorsun bana dedi
-bir liste yapsaydın kalbinde ilk ben olan dedim
-o liste hazır zaten sen yap o listeyi dedi
-hiç unutmadığım şeyi niye listleyeyim ki dedim
-anneme alışverişe gidelim diye bu kadar baskı kurmamış olsaydım utanmadan sana koşa koşa gelirdim şimdi dedi
-bence koşma mesafesindeyken koşmalısın dedim
üzgün surat la cevap verdi
yanlış birşey söylediğimi farkedip
özür diledim
-bende seni seviyorum dedi gülerek
-akşam misafirler gelecek bana bir nevi veda yemeği için haberin olsun dedi
-tamam mesajla alt yazı geçersin geceyi dedim
bende işe devam ettim
akşam ondan gelen mesajları okudum
ayrılık iyice yaklaşıyordu
gece misafirler gittikten sonra mesaj attı
-ne zaman bitiyor işin diye
tekrar buluşmak istediği belliydi ama ben o üzüntüye tekrar dayanamayacağımı düşündüğüm için
-biraz sürer dedim
-bekleyeyim mi dedi
-yorgunsan yat istersen dedim
-sana ayıp olur mu dedi
-sevdiğine inandığım sürece yaptığın hiçbirşey ayıp değil bana dedim
-tamam ama seni öpme mesafesindeyken öpmem lazım dedi
-tamam iş bitince gelirim evin altına dedim
-gülücükle bekliyorum dedi
-üzüntüyle gönderme ama beni bu gece bari dedim
-you never know dedi
-ı just know that ı love you soo much dedim.
-galiba aynı şeyi bende biliyorum dedi
-gece görüşürüz dedim


**dükkanda gece olmasını beklerken
her yerde tarkanın yeni çıkardığı album çalıyordu
bir tanesini kulağıma çok yakın kalbime acı vererek dinledim
ama yetmedi
gittim cd sini aldım
aynı şarkıyı tekrar tekrar dinledim
bir saatten sonra sözlerini daha iyi dinleyince şarkımı bulduğumu düşündüm
gece iş bitti
ebruya mesaj attım
-aşşağıdayım tosbiş dedim
hemen arkasından bir mesaj daha çekip
-makyaja gerek yok nasıl olsa akacak dedim
hemen indi
gülerek karşıladım
çünkü o da gülmeye çalışıyordu
-ne zaman gideceksiniz dedim
-yarın erken gidecekmişiz. annemle babam da orda bir otelde bir gece kalacaklar. ertesi gün dönecekler. dedi
-saat kaçta dedim
-5 6 gibi dedi
-o zaman fazla tutmayayım uykusuz kalma dedim
-sorun değil araba uyurum dedi
-sana bende birşey aldım dedim tarkanın cdsini uzattım
-dinledin mi daha önce dedim
-ezbere biliyorum hepsini dedi
-ben sadece birini ezberledim dedim
hangisi o dedi
sözlerini okudum
Özledim seni, düştüm yollara
Açtım gönlümü rüzgarına
Bir hayaldi sanki, bir macera
Yıkıldım. Kelimeler paramparça
Yandım... yandım...
Yandım yandım ahhhh ki ne yandım
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Baka baka doyamadım, hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
içimde sevdan...
Hala hoş bir havan var
Ne güzel adın
Bir çizik attın gönlüme, kanattın
Yandım... yandım...
Yandım yandım ahhhh ki ne yandım
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Baka baka doyamadım, hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
içimde sevdan...
buraya kadar ezberledim gerisini bilerek unuttum. lütfen bana hatırlatma dedim
gerisini de sizin için yazayım o zaten biliyordu
Seni görebildiğim yer rüyalar artık
Deli diyorlar bana
Ah bu ayrılık...
gözleri doldu.
-ben gideyim artık dedim
ellerini kaldırdı gözlerinden yaş süzüle süzüle
mesajı alıp tek bir öpücük kondurdum
-lütfen bildiğim yere kadar sevdir bana şarkıyı dedim
gittim
evet geldim
saat 4 e kadar uyumadım
saat 4 te evden çıkıp ebrunun evlerinin önündeki yerimi aldım...


**ölümü beklemek kadar zordu
birazdan dışarı çıkıp
binip gidecekti arabaya
bir saat kadar bekledim.,
sonra evin ışıklarının yandığını gördüm
o ışıkların yanması için gerekli 220 voltu bende hissettim kalbimde
gidiyordu lan işte
gergin bekleyişim
babasının kapıdan elinde iki valizle çıktığını görünce yerini
elimi iki başımın arasına koyarak oturduğum kaldırımda yere bakmaya dönüştü
yine dolu dolu oldu gözlerim arındı tüm amk alanyasının tozlarından
babası valizleri bagaşa yerleştirirken beni farketti
hiç birşey demeden yine yukarı çıktı
sonra ebru elinde çantası ile kapıya çıktı
beni gördü
ne yapacağını bilemez bir hali vardı
yanıma oturdu
bana bakmadan
-günaydın dedi
-günaydın dedim.
ellerim titriyordu
ta ki elimin birini sıkıca tutuncaya kadar da titredi
konuşmadan oturduk biraz
belliki babası annesini de durdurup vedalaşmamız için bize avans zaman veriyordu
günaydın annesi ile babası kapıdan çıkıncaya kadar ki son lafım oldu


**onlar çıkınca beraber ayağa kalktık
aklımda bir biri ardına daha önceden sıralanmış milyonlarca sözün hiçbirini edemiyordum
karabasan gibi çökmüştü dilime ayrılığın acısı
tek kelime daha etsem ikinci harfini söylemeden ağlayacağımı ve ağlatacğımı da biliyordum
onlar arabaya bindi
birazdan ellerimi bırakıp ebruda gidecekti
son bir kez bana bakmasaydı öyle keşke de
hem kendimi hem onu ağlatmasaydım sarılma öncesi
ağlama nefesi ile kese kese
-aşka inancımsın dedim
son kez bana baktı sarılmayı bırakıp
kendininkileri hiç düşünmeden benim yanağıma süzülen bir iki damlaya dokunarak akma yönlerini değiştirdi sadece titreyen elleriyle
gülümseyerek son kez arabaya doğru gitti
kapıdan içeri girmeden önce
küfreden futbolcuların dudağını merakla okur gibi
seni seviyorum u hissettim dudaklarında
lan bir kez daha öpseydim ya o dudakları
kapıyı açan ellerini bir kez daha tutsaydım
babası arabanın vites depriyaj ayarlarını yaparken
yolun karşınına geçtim
onu görebileceğim bir yere
babası yola çıktı park yerinden
sanki gaza değilde göhsüme basıyordu ayaklarıyla
nefes alamaz hale geldim
en azından aldığım nefesler yeterli gelmiyordu
boynun tenis maçında topu takip eden gözler gibi yavaşça döndü
kayboldular


http://www.incicaps.com/r/cimg3298.jpg/
http://www.incicaps.com/r/cimg3299.jpg/
makinenin tarih ayarı bozukmuş yeni farkettim.


**gözüm onları görmez oldu
saat sabahın körü denilecek bir zamandı hala
ne uykusuzluk aklımdaydı ne de nefes alışımı düzenleyecek bir bardak su
nere giderdim
ne yapardım
kendim cevap bulamadım
tansiyon sikti beni oturdum kaldım
kime tosbiş diyecektim şimdi ben
kimin yolunu gözleyecektim hergün dükkanda
zamanın hızlı geçmesi için eksta bir iki dua daha öğrenmem gerekiyordu
çünkü artık akşam olup onunla buluşmayı beklemeyecektim sadece
ayrılık ne zordu lan
sevdiğini gönülde tutup gurbete yollamaktı benimki
kalk gidelim diye kendimi kaldırdım
ayağa kalktığımda hala aklıma gidecek yer gelmedi
yok aga yok dayanılmıyordu amk
ayağa kalktım
bir tekele girip 5 tane bira aldım
ilki beni saçma sapan yürüyen ne düşündüğünü bilemeyen birine çevirmeye yetti
evet gittim
yatağa yattım
dünya hem sağdan sola hem yukarıdan aşşağıya dönüyordu
ben yatakta uykunun kıblesini aradım durdum saatlerce
akşam üzeri kaltığımda saat 4 olmuştu
yataktan çıkıp hayata dönmek benim için çok zordu
o koma halimle günlerce yatmak istedim


**ama işe de gitmek gerekiyordu
duş aldım kendime gelmek için
sonra kendimi toplamaya çalışarak hayata adapte olmaya çalıştım
ama telefona bakmaktan da korkuyordum
adaptasyon sürecimi mahvedecek
bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu
ama ne yaparsanız yapın yarağa hep merakla koşarsınız
baktım telefona
bir tane mesaj
ebrudan
-şimdiden bu kadar özlenir mi bir insan yazıyordu
-denizin içinde boğulmakta olan bir balıkken bana insan olduğumu hatırlattın. bende seni özledim güzel insan dedim
özlenmez mi amk. bende özledim işte.
sik sik yazmaya devam et böyle mesajlar
baktım olacak gibi değil beyler
zaten yediğim yarrak götümden taşmış aşık olmakla
böyle devam ederse gönüldeki şampiyonluk hep averajla ikici sırada kalacaktı
taktik bulmak lazımdı da
var mı amk ayrılığa bir çare
kim bulmuş ki biz bulalım


**tek yapılacak şey ben seni özledim
sen beni özledin
birbirimizi özlüyoruz
peki 4 sene boyunca beraber değilken
o ankarada ben alanyadayken
birbirimize yazdığımız her mesajın sonuna seni çok özledim eklemek kime fayda getirirdi??
sadece biraz daha üzülmek
parmakların bir kaç tane fazla tuşa basması
bir saatten sonra seni çok özledim cümlesi rutinleşecek
kimi zaman yazmak zorunda hissedeceğimizden
kimi zamanda en içten şekilde yazacaktık ama
hangisi olduğu da bir zaman sonra tartışmalı ofsayt pozisyonu misali aşk maçınında mazi kalıp gidecekti
bir de telefon şirketinin veliahtlarına süper bir gelecek hazırlamaktan başka bir şey olmayacaktı
bu olayı ebru ile de konuşmak gerekiyordu
her baktığımda beni titreten birisi ile günler geçtikçe monotonlaşacak bir ilişki istemiyordum çünkü
aşk bana ne kadar şimdilik acı veriyor olsada
bir ayrılığın ikimizin arasına böyle girmesine engel olmam lazımdı
-annenler ayrılıp yalnız kaldığında ve kendini biraz toparladığında bana mesaj at arayacağım seni konuşmamız lazım
dedim
-yani hiç sesini duyamayacak mıyım dedi
-gerçekten duymak istiyorsan erken toparlarsın kendini dedim
konuşma randevusunu almıştım


**mutlaka ne konuşacağımı merak edeceği için anneleri gider gitmez yalandan toparladım diye bana mesaj atacaktı
kadın milleti alayı aynı amk. benim de önümde nerden baksan bir gün vardı çünkü anneleri orda kalacaktı bir gece
elime defter kitap alıp konuşma taslağı çıkarmaya çalıştım boş zamanlarımda
o kadar dertli birşey yazıp bunalım üstüne bunalım eklememeliydim
aslında o telefon konuşmasına kadar geçen süre bana birşey öğretmişti
yazarken özlem acısı azalıyordu içimdeki başka şeyleri düşündüğüm için
ebruya yazacaklarımı hazırladım
ebru yine bir kaç tane özlem içerikli ve aşkını belirten mesaj attı
sonra bir mesaj daha
-kalbim sendeyken kendimi toparlamış saymasam da yine de ağlamıyorum en azından dedi
-hep ağladın mı annenler ordayken de dedim
-annem benden çok ağladı. bana hak verdiğini söyledi. dedi
-tamam hazır olunca haber ver o zaman dedim
-galiba hazırım dedi
aradım
-senden bir söz daha istiyorum dedim.
-bende seni özledim kelebek bey. dedi imalı imalı
uzun bir süre sonra gülmek geldi içimden
-hiç de komik değil.ben burda ölüyorum sen gülerek söz istiyorsun benden dedi
-toparlanınca tekrar arayayım ben seni istersen dedim
kızmış olsa gerek telefonu kapattı
hemen arkasından o aradı bu defa

12 yorum:

  1. Hadi amk ne zaman gelcek part 6

    YanıtlaSil
  2. Cok gec kaliyo 6 ayda 1 part

    YanıtlaSil
  3. http://yapraksevenkelebek.blogspot.com.tr/2012/09/anlatsam-m-anlatmasam-m-4.html

    YanıtlaSil
  4. Hikayenin kahramanlarının birbirini beklediği gibi bekliyorum

    YanıtlaSil
  5. La 6. Part nerde hadi sovdurtmeyin mq

    YanıtlaSil
  6. 6.part nerde lan hikaye yarım kaldı

    YanıtlaSil
  7. olm yazdın yazdın günümüze kadar geldinde yazmak için yaşamayımı bekliyon nabiyon :))

    YanıtlaSil
  8. Yayınlayın artık şu 6.partı

    YanıtlaSil
  9. Kabız olduk hadi be kardeşim nerde 6

    YanıtlaSil
  10. PART 6 : https://justpaste.it/12u68
    PART 7 : https://justpaste.it/12u6c
    PART 8 : https://justpaste.it/12u6j
    PART 9 : https://justpaste.it/12u6o
    PART 10 : https://justpaste.it/12u6s

    YanıtlaSil