sonradan adının hikmet olduğunu öğrendiğim amca, her seferinde aynı yerden minibüse biniyor, koridor kısmındaki oturma yerlerinden birine oturuyor ve bacaklarını açıyordu... gri pantolonundan çok net belli olan taşaklarında bir sorun vardı. bakıyor bakıyor, yine de yanlışın ne olduğunu çözemiyordum. fikret teyze ile bu konuyu paylaştığımda taşak taşak üstüne binmiştir evladım, bi el atmak lazım. dedi. ben de takıntılı bir birey olarak bu düzeltme operasyonuna adadım kendimi doğal olarak. o taşaklar düzeltilecekti...
günler günleri kovaladı, ne hikmet amca'nın taşakları pes edip düzeldi, ne benim onları düzeltme isteğim geçti. ama her gün biraz daha yaklaşıyordum hedefime, her gün bir koltuk daha yanaşıyordum o sıcak, görmüş geçirmiş taşaklara... adeta kokusu burnumu yakıyordu.
ve o gün geldi çattı. artık aramızda tek taşak mesafesi ya vardı ya yoktu. nazikçe baldırına dokundum. 'kayar mısınız lütfen?' dokunuşu sanıp, kenarı kaydı biraz. o koltukta kayarken taşaklarının feryatlarını duyar gibiydim. sürtünmeden daha çok ısınmışlar, adeta pişmişlerdi. tekrar yanaşıp, bir daha dokundum baldırına. bu defa ne var evladım? bakışı attı bi an ve önüne döndü tekrar.
geri dönüşü yoktu, yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmiştim artık. (bu arada bu yüzmek denizde yüzmek değil koyun yüzmekmiş, fikret teyze dediydi)
şoför bey'e müsait bir yerde durur musunuz taşak düzelteceğim deyip gülümsedim. acı bir frenle durdu minibüs. herkes bana bakıyor, az önce ağzımdan dökülen kelimelerin anlamını sorguluyordu. hikmet amca'ya döndüm. gülümsedim. eğilip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. hazır mısın? dedim. neye evladım? diye sordu. yapma böyle hikmetciğim, sen de istiyorsun. dedim ve sol elimi föllük diye attım taşaklarına. işaret parmağımı iki yumurtalığının arasına soktum ve asya gezilerimden birinde öğrendiğim bir hareketle tarruk! diye yan yana getirdim iki şapşalı.
derin bir sessizliğe gömüldü minibüs. iki küçük buruşuk togepi hariç herkes şaşkındı. togepiler düzeltildikleri için mutlu ve huzurluydu. fikret teyze'nin alkışları duyuldu sonra. şoför hafifçe kornaya bastı. tekrar bir sessizlik oluştu...
minibüs çalıştı, ben en arkaya yerime geçtim. fakültenin önünde indim...
-yarim altin
TEK ERKEĞİM
YanıtlaSil05412502963