(Kenara kaysana azıcık orusbu çocuğu belimi siktin mk)
-Beyefendi biraz kenara kayabilir misiniz sıkışıp kaldık burda
+Nereye kayayım kardeşim kör müsün yer yok
(Yer var orda gözünün çapağını siktiğim görmüyor musun)
-Yanınız boş beyefendi biraz kayın bayan var yanımda rahatsız oluyor
+Sikecem rahatsızlığını otur işte
-...
içine sıçtığımın toplu taşıma araçları. Her türden insan binsin diye yapılmış sanki. Ne diyebilirdim ki adama mk hayvan gibi adam bi tane vursa yarısı boşa gider. Sinirli sinirli de bakıyor ne yapsam insem mi eve de daha çok var bu saatte otobüs de bulamam. Neyse siktir et bu kadar kişinin içinde bişey yapamaz herhalde.
...
Hassiktir göz göze geldik..
+Hayırdır bilader bi sıkıntı mı var?
-Yok abi ne sıkıntısı
+Ne ters ters bakıyorsun o zaman orusbu çocuğu
(Anneme niye sövdün ki şimdi)
-Yok abi gözüm takıldı bi anda.
+Bi daha takılsın da göreyim
Kesin dövecek mk kafama vurmasa bari başım çok ağrıyor yine. 3 durak kaldı dayan oğlum. Kalksam mı acaba yanından kalkarsam kesin niye kalktın diyip döver. Oturayım en iyisi telefonu da çıkaramıyorum mk yoksa onunla uğraşırdım. Neyse 1 durak kaldı önüme bakayım. Bıyıklara bak mk insan değil. Yanımda ki kız da güzelmiş baya. Ne kızı mk adam patates etti beni bu kız bakar mı bana. Neyse biraz daha bakayım bacaklarına gece lazım olur ahahah. Allahım sonunda geldik. Bu pezevenge çarpmadan ineyim de bitsin bu çile. Ne zor lan bu dünyada yaşamak adam dövse hastanelik ederdi beni...
Evime doğru yürümeye başladım. (Burak evde midir acaba ekmek alsam mı evde ekmek var mıydı lan. Evde ekmek varsa aldıklarım fazla kalacak bayat ekmek de yiyemiyorum ki. Hep Burak pezevengi yüzünden her gece o da yer diye ekmek alıyorum yemiyor ibine. Neyse alayım taze ekmek candır). Girdim fırına abi iki ekmek verebilir misin dedim neyse hazırladı ekmekleri koydu poşete. Arkamı tam döndüm çıkıyorum fırından yine o pezeveng. Dikildi durdu karşımda. (Lan beni mi takip ediyor bu orusbu çocuğu).
+Kalksana lan önümden
-Buyur abi..
Başım yine ağrımaya başladı mk. (Ya ne istiyorsunuz benden bırakın evime gideyim arkadaş). Arkamı döndüm evime doğru yürüyorum bi ara ayak sesi duydum arkamda. Hafiften arkama dönüp baktım bildiğin arkamdan geliyordu adam. Hızlı hızlı yürümeye devam ettim. Evimin olduğu sokağa girdim ayak sesleri hala arkamdan geliyordu. Dönüp bir kez daha usulca baktım arkama yine oydu. Biraz daha hızlanıp binadan içeriye girdim ve camdan onu izlemeye başladım. Bikaç saniye sonra göründü. Evimin bulunduğu binanın sağ çaprazındaki binaya girdi. (Hay şansımı sikeyim adamla komşuymuşuz). Ekmekleri binanın giriş kapısının koluna astım. Binanın merdivenlerinden inip adamın girdiği binaya doğru yürüyüp binadan içeri girdim. Adam asansör bekliyordu. Kafamı önüme eğip arkasından geçerek merdivenlere yöneldim. Hızlı hızlı çıkarak adamın kaçıncı katta ineceğini bulmaya çalıştım. Üçüncü kata geldiğim zaman asansörün durduğunu gördüm merdivenden birkaç basamak aşağı inerek görünmeden adamı izlemeye başladım. 12 numaralı kapının önünde durdu. Cebinden anahtarları çıkarıp doğru anahtarı aramaya başladı. Zamanı gelmişti mk. Ayakkabılarımı yavaşça çıkarıp kenara bıraktım. Merdivenlerden sessizce çıkıp adamın arkasına geçtim. Elimi cebime atıp tükenmez kalemimi çıkardım (mavi renkli olanı). Kalemi sıkıca tutup boynuna sapladım pezevengin. Boynunu tutarak ayı gibi böğürmeye başladı orusbu evladı. Elimle ağzımı kapatıp evin içine doğru iteledim. (Pezevenge bak hala tepiniyor ya). Burnuna şiş sokulmuş domuz gibi sağa sola saldırıyor. Neyse evin girişine düştü pezevenk kapıyı kapatıp içeri girdim. (Bütün gece seninle mi uğraşacam mk)...
Neyse mk yanından geçip salona doğru ilerlerdim. Evi dolaştım yalnız yaşıyor sanıyordum daha doğrusu hiç düşünmemiştim (ya evde biri olsaydı bi gece de iki kişi fazla mk). Hırıltılar falan çıkıyor ibineden ulan adam gibi yaşamadın bari adam gibi öl (polat alemdar şerefsizlerin selamını almaz canını alır sadsakj). Yatak odasına doğru ilerledim lan son bi nefesi kaldı hala arkamdan sürükleniyor. Koyacam tepiği ağzının üstüne dişsiz gidecek yavşak. Karısı da var demek ki ulan Allahtan evde değiller ne bok yiyecektim. Neyse yatak odasından çıkıp diğer odaya doğru ilerledim. Hmm genç kız odası (Allah yardım etsin kızına böyle baba mı olur mk). Dolabın üzerinde duran fotoğrafa baktım 3 erkeğin arasında fotoğrafı var lan millete kabadayılık yaparsın ama kızın ooo şapur şupur. Neyse günahını almayayım belki kuzenidir. Oradan da çıkıp mutfağa doğru ilerledim. Beynini siktiğim gidip çekmeceleri açmış bıçak arıyor. Zar zor da olsa aldı bıçağı hala hırlıyor. Geçip karşısında çödüm he buyur hacı dayı bizi mi kesecen dedim. Hğhğğhğhğhğ falan bişeyler diyor lan ilk boğazdan da başlayınca hiç güzel olmuyor bu iş ne muhabbet kalıyor ne de keyif. Bi de utanmadan bıçağı kaldırmaya çalışıyor. Lan dayı o kalem o boğazdayken o kol kalkar mı be. Nah kalkar. Baya uzadı bu iş diyip aldım elinden bıçağı ya Allah diyerek kalbine sapladım (al hançeri sapla kalbime ama fazla derine inme orda sen varsın sdahkjahkdh). Çekmeceyi açıp bi tane sarı bez buldum. Azıcık ıslatıp elimin değdiği yerleri sildim (sanki isteseler doku örneklerinden bulamazlar mk neyse adet yerini bulsun). Nasıl olsa bulamıyorlar siktirip evime gideyim diyip kapıyı kapatıp çıktım evden (hırsız falan girer maazallah asjdkhasd).
Çıktım binadan kendi evimin olduğu binaya girdim. Ekmekleri aldım (buz gibi olmuşlar mk). Asansöre binip hemen eve çıktım geberiyordum açlıktan. Kapıyı çaldım açan olmadı (ah ulan burak). Neyse anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım (helal bana) eve girdim.
Salona girdim yine ışığı açmamış pezevenk Allah ım ben ne yapacam bu çocukla.
Ben: B Burak:Bu
B: Ne yapıyorsun lan tipini siktiim
Bu: Hoş geldin
B: Hala hoş geldin diyor mk olm sen niye karanlıkta oturuyorsun sorunlu musun sen?
Bu: Değil miyim?
B: Evet sorunlusun mk. Kalk iki yumurta kır bari geberecem açlıktan.
Bu: Ne işin vardı karşı binada?
B: Ne çok soru sordun mk ibinenin biri salça oldu otobüste öldürüp geldim işte.
Bu: iyi yapmışsın. Neyse sen hazırla kendine bişeyler. Ben yemiyorum.
B: Senin ben mk. Bi deri bi kemik kaldın
Neyse girdim mutfağa dolabı açtım lan benden başka kimse yemek yemiyor evde ama her zaman boş bu dolap. Çok şükür yumurta var. içim dışım protein oldu geberip kalacam bi yerde. Bide utanmadan gidip milleti öldürüyorum. (ah ulan burak). Çıkardım tavayı azcık yağ koyup kırdım yumurtaları. Masayı hazırladım (sofra düzenine çok dikkat ederim). Oturdum masaya ekmeği ikiye kırıp yumurtaya basıp tek seferde attım ağzıma boğuluyordum az kalsın. Hassiktir gömlek kan olmuş hay şansımı sikeyim. Ne giyecem ben yarın işe. Neyse sabah ütüyle kurutur öyle giyerim. Kalkıp sofrayı topladım. Gömleği makineye atıp yatağıma geçtim Burak piçi uymuştu çoktan (tabi yapacak işi kalmadı). Kafayı koydum tam uyuyacam yukarıda ki yeni evli çift yine rutin kavgalarına başladılar. Ya arkadaş kocaman insanlarsınız neyi paylaşamıyorsunuz. Gece gece iş çıkmasa bana bari. Burak uyanırsa sıçtığımızın resmidir.
Uyuyayım siktir et diyorum ama olacak gibi değil ev Nazi Almanyasına döndü mk. Kalktım yataktan sessizce evden çıkıp. Merdivenleri çıkmaya başladım. Geldim kapılarının önüne zile bastım ama nerdee bu gürültüde kapının sesi mi duyulur. Neyse pezevenk açtı kapıyı ne var diyerek. Abi dedim bak sabah işe gidiyoruz. Gecenin bi yarısı biraz sessiz olsanız olmaz mı dedim. Olmaz diyip kapıyı yüzüme kapattı. Bak insanı böyle deli ediyorlar sonra da yok efendim niye öldürdün. Ne yapayım mk ben çok mu seviyorum. Neyse gece gece uğraşılmaz bunlarla hem çok yorgunum diye düşünerek tekrar eve döndüm. O ne? Burak uyanmış. Buyurun cenaze namazına.
Bu: Niye hala sesleri geliyor
B: Ailevi sorunları varmış onu halletmeye çalışıyorlarmış susarlar birazdan (yalanımı sikeyim)
Bu: Biz de uyumaya çalışıyorz
B: Tamam bro susarlar birazdan bırak uyuyayım Allah aşkına gözlerime kan yürüdü uykusuzluktan
Bu: Uykum kaçtı ama
B: Hay senin uykunu sikeyim. Tamam halledecem mk.
Yapacağınız işi sikeyim gece gece diyerek mutfağa gidip ekmek bıçağını alıp yukarı çıktım (yine ekmek bıçağına para verecez mk). Zili çaldım yine açmadılar bi daha çaldım çok şükür pezevenk açtı kapıyı (karı hala içeriden bağırıyor). Bak belki yine bi şekilde Burak ı ikna ederdim ama bu pezevenk sikerim uykunuzu diyerek kapıyı açınca çileden çıktım (sen kimsin lan benim uykuma laf ediyorsun. Arkamda sakladığım ekmek bıçağını çıkarıp boğazına sapladım. Evet biliyorum bi daha boğaza çalışmayacaktım ama karı duysa bütün binayı başımıza toplar (mecbur yani xd). Hhğhğhğ diyerek düştü kapının içine. Ayağımla iteleyip kapıyı kapattım. Salona doğru ilerlemeye bağladım. Selamun aleyküm abla diyerek salona bir girdim ki o ne?
Karı beyaz gecelikle karşımda duruyor ya ben bunu nasıl öldüreyim şimdi arkadaş(beyaza zaafım var). Karı elimde kanlı ekmek bıçağını görünce bastı çığlığı tabi. Bıçağı boğazına dayayıp abla bağırma kurban olayım bütün binayı kestirteceksin bana gece gece dedim. Ağlamaya başladı ne yaptın kocama diye. Ya abla kusura bakma ama gece gece adamın anasını siktin ben boğazına bıçak sokmuşum diye mi kıymetli oldu şimdi dedim (dememeliydim). Karı bayılır gibi oldu düştü kanepeye. Acıdım lan o halde beyazlar içinde görünce (ya da abazanlığım tuttu bilmiyorum). Elimi boğazına attım ordan yavaşça göğüslere indim sözde öldürecem ya hazırlık yapıyorum ( ben ne çakalım varya xd). Bu nasıl titriyor ama. Neyse tuttum elinden kaldırıp banyoya götürdüm bırak beni lütfen ne istersen al git dedi. Lan kevaşe hırsız mı sandın sen beni edebimizle işimizi yapıyoruz burda. Soktum bunu küvetin içine açtım suyu abla niye kavga ettiniz siz dedim. Eve geç geldi dedi sesi titrerken. Değdi mi be abla gece gece hepimizi huzursuz ettiniz. Bak ben ayda 2 bin lira maaşla geçinmeye çalışıyorum saatin kaçı oldu hala uyuyamadım sabah erkenden mesai var dedim. Dumur dumur bana bakıyor karı. Garibanın halinden ne anlarsınız diyip sağ el bileğini yavaşça kestim. Iyhh diye bi ses çıkardı. Sonra da bayıldı. Solu da keseyim de garanti olsun diyerekten solu da kesip evin kapısını açık bırakıp çıktım evden (eve hırsız girsin de gör ammına koduumun karısı). Aşağı inip eve girdim. Burak pezevengi beni bekliyordu salonda.
B: Uyusana artık mk yine ne istiyorsun
Bu: Nasıl öldürdün?
B: Lan oğlum yat uyu gece gece canımı daha fazla sıkma
Bu: Anlat işte
B: Senin ben mk. Adamın boğazını kestim karının da bileklerini. Yat zıbar hadi sabah olacak nerdeyse.
Pezevenk kafayı koyup uyudu. iş güç derdi yok tabi beyimizin. Bende gömleği makineden çıkarıp astım. Sonra gidip kafayı koyup uyudum.
Sabah telefonun sesiyle uyandım. Arayan Şakir abiydi. Telefonu bi açtım açmaz olaydım.
B: Alo abi
Ş: Abini sikeyim saat kaç lan pezevenk
B: Kaç abi?
Ş: Lan kalk gel çabuk sikecem belanı patron sabahtan beri seni soruyor.
B: (Saat 11) Tamam abi idare et geliyorum hemen
Ş: Nasıl idare edeyim mk muamele mi yapayım adama
B: Tamam abi tamam geliyorum.
Hay mk patron kesin sikecek bu sefer beni. Lan mk 15 günüm kaldı şurada az daha dayanayım sonra rahat ederim. Kalktım hemen üstümü çıkardım leş gibi kan kokuyordum (senin ben mk burak hep senin yüzünden bunlar). Duşa girdim hemen bi duş alıp çıktım gömleği de ütüleyemeden çıktım evden. Aşağı bi indim ortalık ana baba günü polisler, insanlar, ambulanslar. O sırada bizim alt katta oturan teyzeyi gördüm. Yanına gidip abla hayırdır ne olmuş diye sordum. Görüyor musun evladım dün gece 3 kişiyi öldürmüş şerefsizin biri dedi (ayıp oluyor ama teyzem). Yazık teyzem derdi neymiş kim yapmış belli mi bari dedim. Yok evladım dedi. Tamam teyze ben işe geç kaldım diyerek uzaklaştım oradan. Sabah sabah tüm memurları mesaiye döktüm mk adamlar daha kahvaltı bile yapmamışlardır. Hep bizim pezevenk kapıcı yüzünden işsiz herif anca milletin kapısını dinlesin. Bi sabah sıcak ekmek getirmez ama her sabah dedikodunun ammina kor ibine. Neyse durağa vardım otobüs beklemeye başladım. Otobüs görünce midem bulanıyor artık her neyse. Otobüs geldi bindim. 45 dk sonra iş yerine vardım kapıdan içeri girdim. Bizim koca götlü patron yine milleti sıraya dizmiş. Yiyeceğim şamara hazırlıklı olarak yanına gittim.
P: Ooo beyim hoşgeldiniz
B: Abi valla uykuda kalmışım özür dilerim bi daha olmaz.
P: Demek beyimizin güzellik uykusu anca bitti
B: ...
P: Ulan ekmek yediğiniz yere böyle mi bakıyorsunuz siz (sanki sıcak ekmek veriyor puşt). Bi daha olursa gözünün yaşına bakmam.
B: Tamam abi bi daha olmaz
Neyse siktirip gitti ayı oğlu ayı. Şimdi sıra Şefik abideydi. Olm biz senin yüzünden laf yemek zorunda mıyız lan diyerek o da boş geçmedi sağolsun. Haklısın abi diyerek savuşturdum. Yine rezil olmuştum mk. Hemde yine Derya nın önünde. Lan zaten ölüyorum kıza bide bu piç patron yüzünden hepten bittim kızın gözünde. Ama piçliğime fırsat doğmuştu tabi. Yavaşça yanına yaklaştım.
B: Yine benim yüzümden fırça yediniz
D: Sen olmasan da fırça yiyoruz sorun değil
B: Yine de kusura bakma baya uykusuz kaldım dün gece sabah da uyanamadım (niye açıklama yapıyorsam mk).
D: Hayırdır bi sorun mu vardı da uyuyamadın
B: Bir çift göz vardı aklımda ne yana dönsem onu gördüm (kanayan gül fotoğrafı xd)
D: Hmm bi daha olursa son göreceğin gözler patronunkiler olur ama (gülümseyerek)
B: (Allahım bu ne güzel bi gülümsemedir) Haklısın (gülümseyerek).
Muhabbeti fazla uzatmadan işimin başına geçtim. Nefret ediyorum çalışmaktan hele ki buradan tam nefret ediyorum. Deryam da olmasa hiç çekilmez burası. Her gün olduğu gibi bir günün daha sonuna geliyorduk. Günün en çok bu saatlerini seviyorum mk iş bitiyor durakta Deryam la birlikte otobüs bekliyoruz (her ne kadar farklı yönlere gitsek de). Paydos saati geldi sonunda ceketimi alıp dışarıya çıktım ayakkabımla oyalanıp Deryamın çıkmasını bekledim. Kız alışmıştı artık o da artık sesini çıkarmadan yanıma geliyordu. Bazen tek kelime bile konuşmadan durağa kadar yürüyorduk. Bazen de ben saçma sapan bi konu açıp kızın kafasına hardcore yapıyordum. Neyse kısa bi yürüyüşten sonra durağa geldik. Her günkü gibi otobüs geç gelsin diye dualar ediyordum içimden ama geliyordu yine de. Ve ne yazık ki otobüs ufukta görünmeye başladı. Dönüp iyi akşamlar diyerek otobüse bindi ve gitti. Ben hala otobüs bekliyordum mk. Neyse benim bineceğim otobüs de geldi. Dün geceki olaydan sonra kafamı kaldıramıyordum yerden. Hala uykusuzdum ve mavi tükenmez kalemim de kalmamıştı. Çok şükür öyle bişey yaşanmadan ineceğim durağa gelmiştim. Otobüsten inip fırına doğru yürümeye başladım.
Fırına girdim abi iki tane sıcak somun versene dedim. Hazırlayıp verdi ekmekleri. Çıktım fırından eve doğru yürümeye başladım. Sonunda yorgun argın binadan içeri girip evime çıktım. içeri girdim Burak balkonda oturuyordu. Selamun aleyküm bilader dedim Allahın selamını almadan hoş geldin diye cevap verdi yine. (bu çocuk ne zaman adam olacak acaba). Karnın aç mı dedim durup ters ters yüzüme bakıyor lan mk ben gidip aile babası gibi sıcacık mis gibi ekmek alıp geleyim sen bide surat yap bize. Neyse yine tek yiyecem anlaşılan dolabı açtım zeytin peynir bide domates var. En azından alternatif çok diyip masayı hazırladım. Oturdum tam bi lokma yiyecem ibine tekrar şom ağzını açtı.
Bu: Karşı binanın kapıcısı dün seni o binaya girerken görmüş
B: Ben girince kimse yoktu etrafta yalan söylüyordur
Bu: Aşağıda ki marketin sahibine söylemiş gidip ihbar ederse yanarsın
B: Eee?
Bu: Eeesi mesai var bu gece
B: Ya kardeşim bak benden vazgeç sikecem belanı artık lan ben kasap Rıfkı mıyım midem bulanıyor artık kan görmekten. Görmüşse görmüş ne yapayım en fazla içeri atarlar.
Bu: Ne demek içeri atarlar içeri giremeyiz
B: Birazdan kafayı koyup uyuyacam kusura bakma
Bu: Git hallet şu işi
B: Mk onu halletsem marketçiyi de halletmem lazım
Bu: Onu da ben mi söyleyecem bi zahmet
Senin ben ağzını yüzünü sikeyim sanki herşeyi o söylemiyormuş gibi bide ahkam kesiyor. Gece gece yine iş çıkardı başıma pezevenk. Tamam iki lokma zıkkımlanayım gidecem diyerek. Üç beş lokma daha alıp kalktım sofradan (bu götveren insanda iştah mı bırakır). Sofrayı toplayıp aşağı indim.
Mk marketçiyi pek sevmem zaten ama kapıcıyı tanımıyorum bile nasıl bulacam ben şimdi adamı. Neyse aşağı indim marketten içeri girdim. Abi kolay gelsin dedim cevap vermedi yavşak oğlu yavşak. Bazen Burak a hak veriyorum mk. Şarküteri reyona doğru etrafa baka baka ilerledim. Beyaz peynirin içerisinde ki ekmek bıçağını arkamda saklayarak pezevengin arkasından yaklaştım. Bıçağı boğazına dayayıp kepengi indir dedim. Ne yapıyorsun sen evladım bırak o bıçağı şakası olmaz dedi. Dayı ananı sikecem birazdan ne şakası indir şu kepengi deli etme beni dedim. Çıkardı kumandayı düğmeye bastı kepenk yavaş yavaş indi aşağıya. Bıçağı boğazından çekip eğilerek dizlerinin arkasında derin bi yarık açtım bıçakla. Bu pezevenk bağırmaya başladı. Dayı bi sus sikecem belanı parça parça kesecem şimdi dedim korkudan sustu piç. Dayı sen niye adam gibi beyaz peynir getirmiyorsun böyle beyaz mı olur mk bildiğin sarı bu dedim. Yeğenim valla en güzelini getiriyorum diye savunmaya geçti yavşak sanki ben beyazın ne olduğunu bilmiyorum mk. Neyse onu siktir et de bu sana benden bahseden kapıcı nerdedir şimdi dedim. Başladı kıvırmaya ne kapıcısı ne bahsetmesi evladım diye. Tabi bıçak boynuna temas edince hemen sattı adamı. Evindedir dedi. Kim vardır şimdi evinde dedim. Kimse yok herhalde karısı köye gitti çocuklarla dedi.
Kalktım ayağa içeride dolaşmaya başladım evin eksikleri geldi aklıma. Dayı veresiye var mı dedim. Gayet yavşak bi ifadeyle dükkan senin al götür ne zaman istersen var dedi. Dilenci miyim mk ben. Adam gibi bişey sordum adam gibi cevap ver dedim. Normalde veresiye yok evladım dedi. Dayı dedim şimdi benim çoluğum çocuğum bişey istese param olmasa ben gelip alamayacak mıyım dedim. Senin çocuğun mu var bak benim de senin yaşında bi oğlum var bırak gideyim dedi. Muhabbetini siktiğim dayanamadım soktum bıçağı kalbine (kalp krizi süsü verdim mk asjdad). Hassiktir güvenlik kamerası var. işin yoksa bide bununla uğraş.
Etrafa bakınmaya başladım bu kamera zımbırtısının kayıt şeyisi olması gerekiyordu. Lan dükkanın altını üstüne getirdim yok hiç bi yerde. Onu bulmadan çıkarsam sıçardım. Marketin arka tarafına doğru gittim bi kapı vardı orda. Üç kere geçtim önünden farketmemişim mk. Pezevenk mahzen mi yapmış kendine diye düşünerek kapıyı açtım. Ananı sikeyim içeride biri yatıyordu. Masanın üzerindekiler dikkatimi çekti ammına koduumun çocukları uyuşturucuya vuruyormuş burda. Merketçi pezevenge bak hele. Yavaşça yaklaşıp adama baktım daha önce de görmüştüm bu ibineyi. Kafamı sola çevirdim kayıt cihazı onun üzerinde ise görüntülerin izlendiği bi monitör vardı. O kafamda bi düşünce oluştu lan bu piç burdan izledi mi acaba bizi diye. Tam o sırada lafamda bi acı hissettim. Orusbu çocuğu bardağı kafama geçirmişti. Allahtan kırılmadı bardak yoksa bi ton kan temizleyecektim mk. Ben kafamı tutarken orusbu evladı çıkış kapısına doğru koşmaya başladı. Kendimi toparlayıp oraya doğru gittim kepenkler kapalıydı piç eğilmiş anahtarları arıyordu.
Arkasından yavaşça yaklaşıp sağ baldırına sapladım bıçağı. Hayvan gibi bağırmaya başladı. Elimle ağzını kapatıp kafire mi vuruyorsun orusbu çocuğu dedim. Debelenmeye başlayınca bıçağı boğazına dayayıp elimi ağzından çektim. Bağırırsan yada ters bi hareket yaparsan boğazından götüne kadar keserim dedim. Kafasını sallayarak onay verdi. Ne yapıyorsunuz lan siz içerde diye sordum. Hiç abi oturuyorduk öyle. Önünüzde ki de irmik unu muydu. Abi kurban olayım çoluğum çocuğum var ölürler açlıktan ben yokken dedi. Lan orusbu sıçmığı burda uyuşturucunun dibine vurunca aklına çocukların gelmedi mi diyerek sinirle bıçağı sol bacağına sapladım. Demek kimyasal şeyler seviyor bu yavşak diyerek deterjan reyonunda tuz ruhu aramaya başladım (HCl adamı madam yapar). Tuz ruhunu bulup adamın yanına döndüm. Bak bunlara insanlık yaramaz mk ben sana temiz bi ölüm hazırlayayım sen hala kaçmaya çalış. Ayıptır yahu. Nereye kaçacan mkoduumun kertenkelesi diyerek yanına gittim sol bacağında ki bıçak yarasının üzerine azıcık tuz ruhu döktüm. Herif bilincini kaybetti herhalde acıdan. Bana baba demeye başladı. Hay senin babaun kemiğine diyerekten bunu sırt üstü devirdim yere. Burnundan tutup ağzını açtım. Güzelim tuz ruhunu boca ettim ağzına. Biraz debelense de bir kere yutkunduktan sonra kıvranarak can verdi. O an aklıma evin eksikleri geldi. Sonra vazgeçtim mk biri gelse şimdi evin en büyük eksiği ben olacam ahahaha. Tekrar odaya gidip kameranın kayıt şeysini aldım. Kepengi azıcık kaldırarak. Hemen eve çıktım. Tam eve girecekken aklıma kapıcı geldi. Bide o vardı ama üstümü değiştirmem gerekiyordu. Burak bi ton laf edecek yine mk düşünerek kapıyı açıp eve girdim.
ibine yine koltukta oturmuştu (dünya sikinde değil pezevengin).
Bu: Hallettin mi?
B: He hallettim mk birini kuşbaşı, diğerini de dolmalık kıyma yaptım.
Bu: Adam gibi cevap ver
B: Marketçiyi hallettim biri daha vardı orda onu da aradan çıkardım ama kapıcı duruyor hala.
Bu: Niye geldin o zaman
B: Lan göt lalesi babanın uşağı mı var bırak bi soluklanıp üstümü değiştireyim. Üstüm başım kan içinde milletin kapısını çalıp kurbanlık koyun var mı diye soramam ya.
Bu: Sende kanatmadan hallet
B: Bide akıl veriyor mk ne yapayım beyefendi. Bu gecenin son spesiyalini nasıl alırsınız.
Bu: Boğ
B: Elimde kalacaksın yemin ederim kesecem bi tarafını. Tamam neyse bakacam bi çaresine.
Neyse gidip üstümü başımı değiştirdim. Elimi yüzümü yıkayıp balkona çıktım. Elbise astığım ipi kopardım. Bi parça alip tekrar salona döndüm.
Bu: Onunla mı öldüreceksin
B: Ne yapayım mk Hitman miyim lan ben boğ dedin boğacam işte seni ne ilgilendirir.
Kapıyı çekip çıktım evden iyice sinirlerimi bozuyor mk gece gece mahellede adam bırakmadım pezevengin yüzünden. Aşağı inip karşı binadan içeri girip bodrum katına indim. Rutubet kokusu genzimi yaktı mk. Kapıyı çaldım bi kadın açtı. (Hassiktir).
B: Abla kapıcı dairesi burası mı
A: Evet beyim bişey mi oldu
B: Ya ben bu binaya yeni taşındım da kapıcıyı görmem lazım.
A: Kocam karşı markete gitti geceleri marketçiyle oturup çay falan içiyorlar geç geliyor.
B: (vay orusbu çocuğu marketçi demek içerideki adam kapıcıydı). Gelene kadar içerde beklesem olur mu abla
A: (çekinerek) Olur beyim buyur. Ev biraz incin kusura bakma
B: Sorun değil abla çoluk çocuk dağıtıyor tabi evi.
A: Nerdee beyim çocuğumuz olmuyor bizim. Allah nasip etmedi ama buna da şükür
B: (senin ben ananı boğarak sikeyim marketçi) Allah nasip eder inşallah abla
A: inşallah beyim. Siz hangi daireye taşındınız beyim ben görmedim hiç taşınırken.
B: 12 numaraya taşındım abla sabah erken geldik ondan görmemişsindir.
A: Ben az önce 12 numaraya ekmek götürdüm ama.
B: ...
A: Tanıdım ben seni sen şu karşı binada oturan çocuksun. Kocam bahsetmişti senden katil o çocuk demişti. Çık evimden.
B: Dur abla ne katili
A: Çık yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım.
Bağırınca ne oluyor sanki mk. Tamam abla çıkıyorum diyip kapıya yöneldim. Kadın arkamdan beni takip etti. Elimi kapının koluna atıp kapıyı açmadan dirseğimi kadının burnuna kondurdum. Burnunu tutarak yere düştü. Baktım bağırmaya başladı. Cebimden ipi çıkarıp boynuna geçirdim (ip beyazdı). Hğğhğ diye sesler çıkarmaya başladı (nefret ediyorum bu sesten mk). Var gücümle sıkmaya başladım. Tırnaklarını elime koluma batırmaya başladı. Hastalık kapacam mk. Biraz daha debelenip kendini bıraktı. Kollarıma ağrı girdi öyle tutmaktan mk. Neyse öldüğünden emin olup ipi alıp çıktım evden. Evimin yolunu tuttum.
Eve girdim Burak koltukta oturmuş sabit bi noktaya bakıyordu.
B: Karıyı da öldürdüm sayende
Bu: ikidir benim söylemediğim kişileri öldürüyorsun.
B: Lan dürrük ne yapayım adam karısına da anlatmış. Karı gidip anlatsaydı ne bok yiyecektik.
Bu: Bi daha olmasın
B: Allahım sen bana sabır ver
Deli edecek bu çocuk beni. Lan onun yüzünden Hannibal gibi önüme geleni kesiyorum hala memnun değil ibine. Neyse siktir et diyip uyumaya gittim. Sabah yine iş vardı. Adam öldürdüğüm kadar mesaiye kalsaydım trilyoner olmuştum mk (abarttım). Tuvalete gittim kan kokusu artık midemi bozmuştu. Oturup patır kütür sıçtım. Tuvaletten çıkıp odama geçiyordum ki gözüm Burak a takıldı yine pencerenin kenarında etrafı seyrediyordu. Allah bilir yine kimi gözüne kestirdi pezevenk. Neyse girdim yatağıma uyudum.
Sabah günün ilk ışıklarıyla uyandım (klişemi sikeyim). Burak uyuyordu hala üstümü giyinip işe gitmek için evden çıktım. Otobüste yine saçma sapan insanları izleyerek iş yerine vardım. içeri girince Derya yine bütün güzelliğiyle gözlerimi kamaştırdı. Ben nasıl açılacam bu kıza arkadaş. Neyse en azından günaydın diyeyim de muhabbet olsun diyerekten yanına sokuldum. Günaydın Derya kolay gelsin. Sana da günaydın hayret bugün geç kalmadın diyerek beni cam evimden vurmuştu. Neyse ki cümle sonuna koyduğu gülümsemesi yeniden ona olan aşkımı tepiklemişti. Mutlu piçler gibi işimin başına döndüm patron gelirse hiç yoktan laf yiyebilirdim. Çalışırken sürekli gözüm Derya ya takılıyordu. Aklıma onu iş çıkışı bişeyler içmeye davet etmek geldi. Sonun da şansımı deneyecektim. Hadi bismillah.
Mesai bitimine 10 dk kalmıştı. Deryamın yanına gidip biraz abes olacak belki ama iş çıkışı bişeyler içebilir miyiz birlikte dedim. Uzun uzun baktı yüzüme içimden aha sıçtık kesin tersleyecek diye düşünürken o billur gibi sesiyle ben ısmarlayacaksam olabilir dedi. Allahım sana geliyorum. Lan o kadar mutlu oldum ki anlatamam. Erkek adama yakışır mı ya diyerek piç gülüşü attım. iyi sen bilirsin diyip arkasını döndü. Tamam ya sen nasıl istersen öyle olsun dedim. Bana dönerek iyi birazdan görüşürüz o zaman diyerek gülümsedi. Lan sonunda Burak ın dedikleri dışında bişey yapmaya başlamıştım. Pezevenk hayatımı kararttı mk. Dünyada böyle güzellikler varken ben durmadan birilerini dört kolluya bindiriyordum. Neyse siktir et diyip işimin başına döndüm. 5 dk sonra mesai bitti kapıya çıkıp yine ayakkabımı bağlıyor numarası yaptım. Birkaç dk sonra yanıma geldi bugün yapma bari diyerek güldü. Kıpkırmızı olmuştum mk. Yavaşça ayağa kalkıp gülümsedim. Durağa doğru ilerlemeye başladık. içimden her an elini tutmak geliyordu. Neyse durağa vardık otobüs geldi ilk defa aynı yöne gidecektik onunla. Bütün yolu ona kaçamak bakışlar atarak geçirdim. Arada bir yakalanıyordum ama gülümseyerek bakıyordu yüzüme. Bi insanın başına gelebilecek en güzel şeylerden biriydi. Güzel, efendi, sohbeti güzel, beyaz…
Otobüsten inip bildiğim bi kafeye doğru yürümeye başladık. Kafeden içeri girip cam kenarında bi masaya oturduk. Siparişleri verip muhabbet etmeye başladık.
B: Okul da açılmak üzere mecburen çıkacaz işten
D: Ben belki çalışmaya devam ederim belli olmaz
B: Ne yani gelmeyecek misin okula
D: Valla belli değil şimdilik
B: Bende çıkmam o zaman işten
D: (kıpkırmızı oldu)(gülümseyerek) Sen niye çıkmıyorsun ki
B: Bilmem hevesim kaçtı birden (gülümseyerek)
O sırada siparişler geldi. Birkaç dakika sonra kahve fincanını eline alıp dışarıyı seyretmeye başladı. Ben dışarıyla bağlantımı tamamen kesmiştim. Sadece ona bakıyordum. Her hareketi huzur veriyordu. O sırada biri gözüme çarptı. Dangalağın biri yan masadan Deryamı seyrediyordu. Gözlerinin içine baktım kafasını çevirsin diye ama yüzüme bakıp tekrar bakışlarını Deryama çevirdi. Elim ayağım titriyordu sinirden..
Lan insan bu kadar yavşak olamaz erkek var yanında niye bakıyorsun orusbu evladı. Burda bişey yapamazdım belki de yapabilirdim bilmiyordum. Bu orusbu çocuğu karşısındakine eğilip bişeyler söyleyerek Deryamı işaret etti diğeri de bakıp güldü piç piç. Artık değil kafe cami olsa ben bu pezevengi keserim diye geçirdim içimden. Ama mecburen kalkmasını bekleyecektim. Bu orusbu çocuğu bakmaya devam ediyordu. Ödüm kopuyordu Derya görecek diye. Neyse ki görmeden adam kalkıp tuvalete gitti. Masanın üzerinde porselen bi küllük vardı hemen dikkatimi çekti mk. Deryam dışarıya bakarken yavaşça çekip aldım masadan. Ben de adamın arkasından tuvalete gittim. içeride iki tane tuvalet vardı bu sapık piç kızlar tuvaletine girmediyse içerideki oydu. Diğer kabin boştu zaten. Diğer kabine girip kapıyı kapatmadan beklemeye başladım. inşallah kimse gelmez diye düşünüyordum ki adam çıktı tuvaletten. Lavaboların olduğu tarafa döndüğü anda kafasına var gücümle küllüğü geçirdim. Birden çığlık attı orusbu evladı. Allahtan hafifte olsa müzik vardı kafede. Bi elimle ağzını kapatıp tekrar tüm gücümle vurdum kafasına şuurunu kaybetti kafatasını siktiğim. iteleyerek kabine sokup klozetin üzerine oturttum. Baktım karşı koymaya çalışıyor tekrar vurdum kafasına (ne kalın kafalıymış mk). Bu kez tam bayıldı oturdu klozete. O an çıkarıp çükünü kesmek geldi içimden ama eldiven yoktu yanımda. Üzerinden ceketini çıkarıp kafasına örttüm (kanlı kanlı kızın yanına gidemezdim ya). (ceketi değil ama gömleği beyazdı) Başladım vurmaya kaç kere bakmıştı Deryama bilmiyorum ama ben garanti olsun diye en az 20-25 defa var gücümle vurdum kafasına. iyice patates olmuştu kafası. Bu iş fazla uzamıştı kafe tuvaleti mk. Ya yakalanacam yada gey sanacaklar (yakalanmaktan daha kötü sajdhajs). Neyse çıktım kabinden. Elimi yıkayıp tekrar masaya döndüm.
B: Biraz yürüsek mi kötü oldum sanki
D: Hadi ya neyin var
B: Bilmem midem bulandı sanki (o kadar kana mide mi dayanır mk)
D: Peki kalkalım ama iyi hissetmiyorsan bi taksi çağırayım hastaneye gidelim
B: Yok canım biraz hava alsam geçer
D: Peki sen bilirsin..
Neyse kalktık dediği gibi hesabı ödetmedi bana canını yediğim. Pezevengi öldürmem iyi olmuştu mk Deryamla yürüme fırsatı bulmuştum. Baya bi yürüdük arada dönüp iyi misin bişeyin yok değil mi diye soruyordu ya içim ısınıyordu yeminle. Baya bi yürüdükten sonra durdu yüzüme baktı. Nasıl hissediyorsun kendini dedi. Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Şimdi daha iyiyim dedim. Yine kıpkırmızı oldu başını önüne eğdi. iyiysen ben gideyim baya geç oldu. Otobüs kalmaz sonra dedi. Peki diyerek durağa bıraktım. Otobüs geldi bindi otobüse. Bende eve gitmek için otobüs beklemeye başladım.
Otobüs geldi binip eve gitmek için yola koyuldum. Durakta inip sıcacık ekmek almak için fırına doğru yürüdüm. Bu ekmekler de olmasa içimizi ısıtacak bişey bulamayacaz mk. Evet evet kan da sıcak ama kuruyunca yapış yapış oluyor sinir oluyorum mk. Neyse binadan içeri girip asansörle yukarı çıktım. içeri girdim Burak kanepeye kıvrılmış uyuyordu. Uyanırsa yine iş çıkaracaktı başıma sessizce ekmekleri masaya koyup dolabı açtım sadece domates kalmıştı. Geberecem açlıktan bu nedir arkadaş iş bende alışveriş bende temizlik bende bıktım yeminle. Neyse ki ekmek sıcaktı. iki domates çıkarıp tabağa doğradım. Koydum masaya oturup yemeye başladım. Domates kan yapar sajdks. Az da olsa bişeyler zıkkımlanıp kalktım masadan masayı toplayıp salona geçtim. Burak hala uyuyordu. Uyandırmadan odama doğru sessizce ilerlerken o cılız sesi geldi kulağıma.
Bu: Ben sana bi daha yapma dememiş miydim?
B: Ne yaptım lan ben
Bu: Ben sana söylemediğim halde birini öldürdün yine
B: Siktir lan kimseyi öldürmedim ben
Bu: (yalanını sikeyim bakışıyla) Yapma canı yanan sen olacaksın
B: Lan herkesi kesip doğruyorum yengene bi güzellik yapayım dedim burnumdan getirme
Bu: Bi daha olmasın
B: Peki babacım
Mk sorunlu mudur nedir verem eder bu adamı. Neyse siktir et diyip odama yöneldim. Yatağa girip uyumaya çalıştım. Ama beni uyutmayan bişey vardı. O zaman farkettim hayvan gibi aşık olmuştum Deryaya. Hemen yarın açılmak geldi içimden. Sonra kendime geldim lan kız iki güler yüz gösterdi diye hemen sevgili mi olacaktı benimle. Sağa sola döne döne uyudum sonunda. Sabah erkenden uyanmıştım. Kalkıp üstümü değiştirdim. Sessizce kapıyı çekip çıktım evden. Burak piçi uyanırsa yine laf sayıp sinirlerimi bozacaktı. Otobüse binip işe gittim. iş yerinden içeri girdim sağ tarafta büro gibi bi yer vardı. Koca götlü patronu sonra da Deryamı gördüm ayakta durmuş konuşuyorlardı. O anda hiç beklemediğim bişey oldu bu piç patron elini birden Deryamın beline attı. Lan ne oluyor mk diye aklımdan geçirerek izlemeye devam ettim. Derya kendini çekti ama bu orusbu evladı kızı zorla kendine çekiyordu. Deryam o anda elinden kurtulup kendini bürodan dışarı attı. Kan beynime sıçramıştı (belli ki daha çok yerime sıçrayacaktı). Deryam beni görmedi hemen arkasından ben girdim büroya.
Elim ayağım titreyerek konuşmaya başladım.
B: Abi günaydın
P: Ne var sabah sabah
B: Abi ben çıkışımı vermek istiyorum
P: O niyeymiş beyefendi?
B: Abi babam çok hasta memlekete gitmem lazım
P: iyi sen bilirsin iki günlük paranı keserim ama
B: Niye iki gün abi
P: Canım öyle istiyor mk siktir git muhasebeden paranı al hangi cehenneme gidiyorsan git
B: Eyvallah abi
Çok kötü oldum mk akşama kadar nasıl sabredecektim. Deryamı görmeliydim. Biraz içeride oyalanıp yanına gittim belli ki ağlamıştı. Hiç bişey yokmuş gibi naber ne yapıyorsun dedim. Gözlerini kaçırarak hiiç dedi. Orusbu çocuğu kızı ne hale getirmişti. Ben işten çıkıyorum dedim. Kafasını kaldırdı çaresizce baktı gözlerimin içine belli ki gitmemi istemiyordu. Yolun açık olsun dedi umutsuzca. Kendine iyi bak diyip muhasebenin yolunu tuttum. Paramı alıp çıktım iş yerinden artık akşam olmasını beklemem gerekiyordu. Gidip sahilde bi banka oturdum saatlerce hiç bişey yapmadan denizi, beyaz martıları seyrettim. Bu gece başka olmalıydı. Eldiven lazımdı bana. Semtte buluna bi sağlık ocağına girdim. Danışmada duran adama abi şurda yaralı bi köpek var veterinerim ben. Varsa bikaç tane beyaz eldiven verebilir misin dedim. Sağolsun kutuyu önüme bırakıp istediğin kadar al yeğenim dedi. 4 tane alıp teşekkür ederek çıktım. Hava iyice kararmaya başlamıştı. Biraz daha dolanıp telefonu çıkarıp patronu aradım.
B: Alo abi iyi akşamlar rahatsız ettim
P: Yine mi sen mk ne var
B: Abi bugün muhasebe de bi karışıklık olmuş bana 700 lira fazla para vermişler
P: Nasıl olur lan
B: Valla bilmiyorum abi zarfın içindeydi şimdi çıkarıp saydım. Yarın sabah erkenden yola çıkacam iş yeri de kapalı diye seni aradım nerdeysen söyle ben getireyim hak geçmesin
P: Aferin evladım hak yemek kötü bişey takdir ettim seni. Evdeyim koçum ……….
Neyse adresi tarif etti. Bende yola koyuldum mk.
Yolda giderken bıçak, çakı falan satan bi seyyar satıcı gördüm. Ne de güzel şeyler satıyordu asjkdjk. Kasaturaya benzer bi tane bıçak bir de dikiş tutmaz mı ne öyle bi incecik bıçak vardı ondan alıp yürümeye devam ettim. Pezevengin verdiği adrese gelip binanın önünde durdum. O an aklıma Burak geldi yine bi ton yaygara koparacaktı. Her neyse diyerek binadan içeriye girip söylediği dairenin kapısına geldim. Kasatura belimde diğer bıçak ve beyaz eldivenler cebimde çaldım kapıyı.
P: Hoş geldin evlat (senin gibi babam olsa kendimi taşla ezerim mk).
B: Hoş bulduk abi ben seni rahatsız etmeyeyim geç oldu yenge falan da evdedir rahatsız olmasın
P: Yok koçum yengen evde değil annesigile gitti bende biraz keyfime bakayım (sırıtarak)
B: Haklısın abi (gülümseyerek)
Diyip iki elimi cebime soktum. Sağ cebimden bıçağı çıkarıp kasığına soktum. Bağırmak için ağzını açtığı anda sol cebimden bi deste parayı çıkarıp ağzına sokarak kestim sesini. Elini yüzüme attı orusbu evladı. Baktım devrilmeyecek ayı oğlu ayı. Bıçağı çıkarıp diğer kasığına soktum. Dizleri üstüne çöküp ağlamaya başladı. Kapıyı kapatıp içeri girdim bu gece daha çok ağlayacaktı. Bıçağı tekrar çıkarıp sağ gözüne soktum. Tek göz fazlaydı bile orusbu çocuğuna. Kendini sırt üstü yere bıraktı. Bayılmış taklidi yapmaya çalıştı ama çektiği acı engel oldu tekrar bağırmaya çalıştı. Ayağımla ağzına basıp susturdum. Sessiz olursan belki yaşarsın dedim (yalancıyı sikmiyorlar ya). Ayak bileğinden tutup çevirerek yerdeki halının yardımıyla salona kadar sürükledim. Ölmeden önce yaşaması ve duyması gereken çok şey vardı. Ağzından paraları çıkarıp fırlattım. Kanepeye oturup konuşmaya başladım.
B: Üç kuruş para verdin diye anamıza kadar söversin, sabah akşam demeden çalıştırıp hakkımızı tam olarak vermezsin, her dakika kovmakla tehdit ederin, izin isteriz vermezsin, sigortamızı adam gibi yatırmazsın ama bunların hepsini siktir et sen benim Deryama nasıl dokunursun. Söyle bakalım hacı dayı neresine dokundun Deryamın.
P: Yalan iftira yeminle Derya benim kızım gibidir. Yanlış anlamıştır ben onun babası sayılırım.
B: Hacı dayı bak bi gözün kaldı canımı sıkma benim adam gibi cevap ver yalanlar seni hayatta tutmaz. Neresine dokundun Deryamın
P: (ağlayarak) Beline
Gözümün önünde canlandı Deryamın o korkak hali. Bıçağı beline sapladım. Yine bağırmaya başlayınca elimle ağzını kapattım.
B: Başka?
P: Bırak gideyim Allah aşkına ne istersen veririm
B: Başka?..
P: (ağlayarak) Kalçasına
Omuzundan tutup yan çevirdim. Bıçağın bir sonraki adresi kalçası olmuştu. Yine köpekler gibi bağırmaya başladı. Bak ammına koduumun çocuğu bi daha bağırırsan seni bi sandalyeye aylarca bağlar her gün bi parçanı kesip yediririm sana dedim. Ağlamaya devam etti üzerinde önü düğmeli bi pijama vardı. Düğmeleri açtım hayvan gibi göbeği çıktı ortaya (haram yiye yiye ayı gibi olmuş piç). Elimdeki bıçağın delişi iyiydi ama fazla keskin değildi belimden kasaturayı çıkarıp göğüs uçlarını kesmeye başladım. Bu piç yine bağırır gibi oldu ama gözlerimi görünce tuttu kendini (bu zaten o kadar can acıtan bişey değildi sadece hoşuma gitmemişti o pis göğüsleri). Yorulmuştum işimi bitirip çıkma vaktim gelmişti. Eldivenleri çıkarıp elime geçirdim. Bu veledi zina yine ağlamaya yalvarmaya başladı. Pijamasının altını baksırıyla birlikte dizlerine kadar sıyırdım. Midem kalktı ammına koduumun bamyası. Kasaturaya verdiğim paraya yazık mk meyve bıçağıyla da halledilirdi bu. Neyse..
B: Hacı dayı dedim birine tecavüzden hapse girenler hep şunu der; bi erkeklik yapıp içeri düşersin, içerde kırk tane kocan olur erkekliğinden olursun. Merak etme senin kocan olacak kadar midesiz değilim ama emin ol bu gece herşeyin gibi erkekliğinden de olacaksın.
P: Allah aşkına yapma bak herşeyim senin olsun içeride gizli kasam var içinde bi ton para var bırak beni gideyim hepsi senin olsun. Söz kimseye bişey demem.
B: Tek bişey istiyorum senden verebilirsen seni bırakıp çıkacam
P: Emret ne istiyorsun?
B: Deryamın iki damla gözyaşını istiyorum.
P: Yapma kurbanın olayım Allah aşkına yapma
B: …
Kasaturayı tek hamlede vurup kestim erkekliğini pezevengin. Son kez bağırdı. Sikini ağzına sokup elimle kapattım. Hem acından hem korkudan hem de kan kaybından olsa gerek bayıldı kaldı. Ama işimi garantiye aldım tabi kasaturayı iki elimle tutup soktum kalbine. içim soğumasa da işim bitmişti. Eldivenleri çıkarıp. Evden çıktım.
Binadan aşağı inip eve gitmek için yürümeye başladım. Eve hiç gitmek istemiyordum. Biliyorum Burak çok kızmıştı bana. Çok korkuyorum bazen bana bişey yapacak diye. Eve gitmemek için baya oyalandım. Otobüse binmek yerine 2 buçuk saat yol yürüdüm mk. Ama maalesef sonunda eve gelmiştim. Kapıyı açıp içeri girdim. Burak yine oturmuş sabit bi noktaya bakıyordu. Kapının sesini duyunca kafasını kaldırıp bana baktı.
Bu: Sana yapma demiştim
B: Abartma istersen
Bu: Benim sözümden çıkmamanı kaç kere söyleyecem sana
B: Burak abartma benim canımı sıkma gece gece zaten ekmek almayı unuttum
Bu: Bana bişey yapamayacağını biliyorsun değil mi?
B: Bana diyene bak mk sen ne yapabilirsin ki bana yıllardır birlikteyiz her dediğini yapıyorum. Aşık oldum lan aşık biraz anla. O orusbu çocuğu kıza dokundu lan gözümün önünde.
Bu: Deryaya neden bu kadar güveniyorsun
B: Ne diyorsun sen mk kendi gözümle gördüm. Kız karşı koymaya çalışıyordu
Bu: Yine bembeyaz mı gördün yoksa
B: Taşak geçme Derya hakkında ne söylediğine de dikkat et.
Bu: Ya Derya suçluysa ya o da istemişse?
B: Bak olm söylediklerine dikkat et sikecem belanı gözümle gördüm diyorum
Bu: Ben sana ilk tanışmamızda kimseye güvenmeyeceksin demedim mi?
B: Bu farklı ama bi görsen Deryayı
Bu: Gördüm… O adamla yatarken gördüm. Karısının evde olmadığı her gün zevkle adamın altına yatışını gördüm. Gördüm evet adamdan hamile kalıp da adam çocuğu aldır diyince büroda nasıl kavga ettiklerini gördüm…
B: … Yalan söylüyorsun, anasını siktiğimin çocuğu yalan söylüyorsun kıskandın değil mi asosyal orusbu çocuğu.
Bu: Adamın evine git yatak odasında takım elbiselerin içinde kahverengi çizgili takım elbiseyi bulup iç cebine bak.
B: Allah belanı versin senin bırak lan artık peşimi
Bu: Git bak sonra konuşalım…
Kesin yalan söylüyordu. Biliyordum mk lan ben gözlerini gördüm onun ağlayınca gördüm gözlerini. Bana bakarken gördüm gözlerini yalan olamazdı. Hem bana yalan söyleyemezdi ki o. Burak pezevengi kıskandı kesin bizi. Ama aklıma sokmuştu bi kere gidip bakmadan duramazdım. Evin kapısını sertçe çekip çıktım evden. Pezevenk patronun evine doğru yola koyuldum. 2 saatlik yolu koşarak geçirdim mk. Nefes nefese binaya girip dairesinin kapısına geldim. Cebimden ince bıçağı çıkarıp kapıyı zorladım. Cezaevi kilidi gibi kilit mk 15 dk uğraşıp sonunda açtım kapıyı. Eve kan gölüne dönmüştü kana basmamaya dikkat ederek yatak odasına girdim. Dolapları açmaya başladım. En sonunda takım elbiselerin olduğu dolabı açtım bir sürü beyaz takım elbisenin arasında kahverengi çizgili olan hemen gözüme çarptı. Çıkarıp aldım ceketi elimi cebine soktum beyaz zarfın içerisinde bi cd vardı. Çıkarıp baktım üzerinde hiç bişey yazmıyordu. Tekrar salona geçtim cd yi kanepenin üzerine koyup piçin kalbine saplı kasaturayı çıkarıp defalarca sapladım yüzüne kollarına bacaklarına karnına. Artık nereye denk geldiyse. Sonra da cd yi alıp çıktım evden. Aşağı inip cd elimde merdivenlerde oturdum. Kaç saat oturdum bilmiyorum sonra kalkıp eve doğru yürümeye başladım. Eve vardığımda gün aydınlanıyordu yavaş yavaş..
Binadan içeri girip eve çıktım kapıyı açtım. Burak oturmuştu gözü kapıdaydı. Belli ki beni bekliyordu. Yüzüne bakmadan odaya gidip bilgisayarı alıp salona geldim. Taktım cd yi “Deryam” diye bi dosya vardı açtım bi tane video. Çift tıklayıp açtım videoyu. izlemeye başladım…
Anlatılacak bişey değil ama yine de anlatmaya çalışacam. Açtım videoyu gizli kamerayla çekilmiş yer bu orusbu çocuğunun yatak odası Derya yla birlikte odaya girip konuşmaya başlıyorlar.
P: Niye suratın asık kız senin
D: Sen beni sevmiyorsun
P: Niyeymiş o ölüyorum ben sana
B: Hani evlenecektin benimle. Hala işçi olarak çalıştırıyorsun yanında.
P: Aşkım valla az kaldı aylardır benim karıyla yatağa girmiyorum. O da anladı onu sevmediğimi ayrılmak istediğimi. Sen az daha sık dişini söz evlenecez prensesler gibi yaşatacam seni.
B: Peki kocacımm (gülümseyerek mk)
P: Sen gel bi kocanın kucağına bakalım…
…
Gerisi malum mk kız kendi rızasıyla girmiş koynuna adamın. Lan niye güldün o zaman yüzüme benim ne günahım vardı ki. Ne yapacaktım ben şimdi mk. Bilgisayarı kapatıp duvara fırlattım. O sırada Burak ın bana baktığını gördüm.
Bu: Kimseye güvenmeyeceksin
B: Sana da mı?
Bu: Bana da.
B: Ben ne yapacam peki şimdi
Bu: Doğru bildiğini
B: Ben ona kıyamam ki
Bu: Yanına gidince gözlerinin içine bak. ilk yaptığın anı hatırla
Cevap vermeden kalktım yanından. Odama gidip yatağa girdim sağa sola döndüm ama bir türlü uyuyamadım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ama ne yapacağım az çok belliydi. Nasıl yapacam diye düşünmek istemiyordum bile. Ama sevenleri ayırmayacaktım. Sabah olmasına az bi zaman kalmıştı. Yataktan kalkıp evden çıktım. Aşağı inip o orusbu çocuğunun evine gittim.
Kapıyı yine bıçakla zorlayarak açıp içeriye girdim. içeri bok gibi kokuyordu. Hiç bu kadar kısa sürede bu kadar pis kokan bi ceset görmemiştim. Yanından geçip yatak odasına girdim. Cep telefonu komodinin üzerinde duruyordu. Alıp rehbere girdim. D harfine gelinde Deryam diye kayıtlı olduğunu gördüm bu orusbu çocuğu karısından da mı korkmuyor mk. Mesaj bölümüne girip “bugün işe gitme evde seni bekliyorum çok güzel bi sürprizim var sana” diye mesaj attım Derya ya. Buraya gelmesi en az 1-2 saat sürerdi evden çıkıp aşağı indim. Gidip misina ipiyle çuvaldız alıp eve geri döndüm. Koku resmen beynime işliyordu camları açıp kanepeye uzandım. Düşünmeye başladım nasıl kıyacaktım ona nasıl yapacaktım. Derken 2 saat geçmişti. Kapı çalındı gelmişti sonunda. Gidip kapıyı açıp kolundan tutarak içeri çektim. Beni o sanmış olacak ki yavaş olsana aşkım dedi. Tabi o ana kadar ne beni ne de yerde yatan leşi farketmemişti. Onu görünce birden çığlık atıp bayıldı. işime gelirdi aslında ama biraz konuşmak istiyordum. Onu kolundan tutup sürükleyemezdim. Kucağıma alıp o orusbu çocuğunun üstüne yatırdım. Tenine dokunmak istemiyordum Allahtan yanımda iki eldiven daha vardı. Eldivenleri taktım misinayı çuvaldıza geçirip işe koyuldum.
Ağır ağır bedenlerini birbirine dikmeye başladım. Ona her dokunduğumda o iğne sanki bana da batıyordu. Ama durmadım dikmeye devam ettim. Sağ tarafı bitirip sol tarafına geçtim kollarını dikmeyi bitirdiğim sırada uyanır gibi oldu. Başladı çığlık atmaya. Elimle ağzını kapatıp sus dedim. Bağırmazsan yaşarsın (o da beni kandırmıştı). Elimi yavaşça ağzından çektim ağlamaya başladı. Hareket edemiyordu. Az kaldı sabret deyip dikmeye devam ettim. Çığlık atmaya başlayınca bi bez parçası bulup soktum ağzına. 10 dk daha uğraştıktan sonra nihayet işimi bitirmiştim. Onların bedenleri bir bütün gibi dururken ben kanepeye oturup konuşmaya başladım.
B: Niye böyle oldu ki
D: Sen kimsin ya katil misin sen psikopat mısın?
B: Ben hiç kimseyim beni siz bu hale getirdiniz. Nasıl yapabildin lan bana bunu.
D: Ne yaptım lan ben sana kocam mısın sevgilim misin nesin sen?
B: Altında kim peki kocan mı sevgilin mi patronun mu?
D: Bırak beni gideyim bak bende sana karşı bişeyler hissediyorum oturup adam gibi konuşalım.
B: Hamile olduğunu öğrendikten sonra mı bana karşı bişeyler hissetmeye başladın. Ayrıca tek bi kere daha beni yada başka birini sevdiğini söylersen vücudunun en büyük parçası dinlin olarak kalır.
D: Beni öldürünce ne geçecek eline Allahın belası
B: Bu dünyadan bana zarar vermiş yada verebilecek bir kişi daha eksilecek.
D: (ağlayarak) istesen seninle de yatardım. Öldürüp hapse girmek daha mı iyi
Kanepeden kalkarak dizlerimin üstüne çöküp elimi saçlarına götürdüm. Okşadım okşadım..
B: Ben senin tenine değil gözlerine aşık olmuştum
Diyerek bıçağı önce sağ sonra sol gözüne sapladım. Bağırmaya başlayınca elimle tekrar ağzını kapattım. Acıdan çırpınmaya başladı ama her hareketi etine saplanan misina yüzünden daha çok acı veriyordu ona. Kasaturayı yerden alıp iki elimle sıkıca tutup havaya kaldırdım. Tam saplayacakken vazgeçip kenara bıraktım. iki elimle boğazına sarılıp var gücümle sıkmaya başladım. Çırpınmaya devam etti ama dayanacak gücü kalmamıştı. Bir dakika bile olmadan kendini bıraktı. Eğilip başkasının kirlettiği benim ise kendi kanıyla temizlediğim dudaklarından öptüm. Ayağa kalkıp son bi kez onlara bakıp çıktım evden.
Ne oluyordu bana mk. Herşey anlamını yitirmişti sanki. Gidebileceğim tek yere yani evime doğru yürümeye başladım. Yaz güneşi içime işliyordu. Yine yürüyerek eve gittim çok yorgun hissediyordum kendimi. Binadan içeri girip eve çıktım kapıdan içeri girdim. Burak kanepede uzanmış tavanı seyrediyordu. Ona da haksızlık yapmıştım. Onun gönlünü almaya uğraşamazdım. Zaten uğraşsam da alamazdım. Karşısında ki kanepeye oturdum.
B: Sen haklıydın
Bu: Ben her zaman haklıyım biliyorsun
B: Aşk nasıl bişeymiş be
Bu: Ölüm gibi bişey kısaca
B: Beni öldüremedi ama
Bu: Sen onu öldürdün ne farkeder ki
B: Öldü mü gerçekten
Bu: Hayır
B: Ben böyle işin ta mk
Yine haklıydı Burak ölmemişti. Çaresizce söze girdim yine..
B: Nasıl öldürecem peki
Bu: Her aşk kendinden öncekinin katilidir
B: Bi daha aşık olursam siksinler beni
Bu: Başka çaren yok
Yanından kalkıp hiç bişey demeden odama girdim. Yatağa girip uyumaya çalıştım. Okula bir hafta kalmıştı. Yataktan hiç çıkmak istemiyordum. O hafta boyunca Burak ın tüm ısrarlarına rağmen evden dışarıya adımımı atmadım. Sonunda bir hafta bitmişti. Okula gitme vaktim gelmişti. Sabahın köründe Burak ın uyan artık demesiyle uyandım. Burak kadar bende okula gitmeyi çok istiyordum. Evden çıkmadığım bir hafta biraz da olsa iyi gelmişti bana. Kalkıp üstümü değiştirip çıktım evden. Durağa kadar yürüyüp okulun yolunu tuttum. Otobüsden inip fakülteye doğru yürümeye başladım. Hakan ve tayfası fakültenin önünde oturuyorlardı yine. Derse girmek dışında herşeyi yapıyordu bu Hakan mk.
Hakan çok değişik bi çocuktu. Saçma sapan inançları falan vardı. Pek sevmezdim ama kimseye bi zararı dokunmazdı. Yanlarından geçip giderken sesiyle onlara doğru döndüm.
H: Ne yapıyorsun lan selamsız sabahsız geçiyorsun.
B: iyidir Hakan dalgınım biraz kusura bakma
H: Sen ne zaman dalgın değilsin ki mk
B: Hakan uğraşma ilk günden işim gücüm var
H: Hadi git (sessizce) ammına koduumun sorunlusu
Tam gidecekken arkamı dönüp yüzüne baktım.
H: Ne oldu lan
B: Yok bişey akşam görüşürüz.
H: Ne görüşecem lan seninle
Cevap vermeden arkamı dönüp fakülteye girdim. Mk kimseye karışmayayım diyorum millet zorla öldürtüyor kendini. Neyse bi bakayım ne var ne yok içeride. Sınıfa çıkmadan kantine gidip oturdum. Canımın sıkkın olduğu dışarıdan çok anlaşılıyor olacak ki herkes kaçamak bakışlarla bana bakıyordu. Kafamı önüme eğip kimseyle göz göze gelmemeye çalıştım. Yaklaşık beş dakika sonra omuzumda bi el hissettim. Kafamı kaldırıp baktım. Yine Hakan pezevengiydi. Ne var mk der gibi baktım yüzüne.
H: Sen az gelsene benimle
B: Hakan derdin ne mk bırak oturayım
H: Kalk lan
Orusbu çocuğu vazgeçecek gibi değildi. Mecburen kalkıp takip ettim. Fakültenin üçüncü katında pek kullanılmayan bi tuvalet vardı. Oraya girdi bende onu takip ettim. içeri girince belanın beni beklediğini anladım
Kapıda karşılaştığım kadro tam olarak karşımda duruyordu. Güzel bi dayak beni bekliyordu belliydi. Hakan piçi ensemden tutup ileriye doğru iteledi beni. Ortalarında kalmıştım. Hakan yavşağı yine konuşmaya başladı.
H: Sen ne artist artist bakıyorsun lan milletin içinde göt lalesi
B: ...
H: Akşam görüşecekmişiz bide. Benim senin gibi run hatasıyla ne işim olur mk.
B: ...
H: Konuşsana lan orusbu çocuğu
B: Anneme küfür etme
H: Ne o alındın mı anasını siktiğim.
B: Anneme küfür etme
H: iyi o zaman bacını sikeyim
Diyerek kafamın arkasına yumruğu kondurdu. Gözlerim fırlayacak gibi oldu ama sesimi çıkarmadan beklemeye devam ettim. Bu yumruk dayağın başlangıcı olmuştu. Diğer pezevenkler kafire vurur gibi vurmaya başladılar. Bi ara yumruklardan dayanamayıp kendimi yere bıraktım. Sırada tekme şöleni vardı. Hakan her attığı tekmede sövmeye devam ediyordu. Kafama yediğim onca tekme ve yumruktan olsa gerek bayılıp kalmıştım. Ne kadar süre öyle kaldım bilmiyorum biri yüzüme su çarparak uyandırdı. Her yerimde ağrılarla kendime geldim. Üstüme başıma baktım bembeyaz gömlek tekme izleriyle boka dönmüştü. Kafamı kaldırıp bakınca birkaç kişinin başıma toplandığını gördüm. Kollarımdan tutup beni dışarı çıkardılar. Koridora çıkınca ince bir çığlıkla daha da kendime geldim. Gözlerimi ağır ağır açıp bakınca karşımda dünyanın en güzel şeyi duruyordu. Korka korka bakıyordu bana. Sesi titreyerek ne oldu bu çocuğa dedi. Yanımdakilerden biri Hakan şerefsizi yaptı dedi. Allah belasını versin diyerek sitem etti güzeller güzeli. Ben ağrıları unutmuş onu izliyordum. Ama tanıyordum sanki bi yerden bu kızı. Zihnimi zorlamaya çalıştım ama kafama aldığım darbelerden olsa gerek birşeyleri tam olarak oturtamadım kafamda. Aşık olmaya hiç niyetim yoktu ama bu güzellik beni en savunmasız halimde yakaladı.
H: Sen ne artist artist bakıyorsun lan milletin içinde göt lalesi
B: ...
H: Akşam görüşecekmişiz bide. Benim senin gibi run hatasıyla ne işim olur mk.
B: ...
H: Konuşsana lan orusbu çocuğu
B: Anneme küfür etme
H: Ne o alındın mı anasını siktiğim.
B: Anneme küfür etme
H: iyi o zaman bacını sikeyim
Diyerek kafamın arkasına yumruğu kondurdu. Gözlerim fırlayacak gibi oldu ama sesimi çıkarmadan beklemeye devam ettim. Bu yumruk dayağın başlangıcı olmuştu. Diğer pezevenkler kafire vurur gibi vurmaya başladılar. Bi ara yumruklardan dayanamayıp kendimi yere bıraktım. Sırada tekme şöleni vardı. Hakan her attığı tekmede sövmeye devam ediyordu. Kafama yediğim onca tekme ve yumruktan olsa gerek bayılıp kalmıştım. Ne kadar süre öyle kaldım bilmiyorum biri yüzüme su çarparak uyandırdı. Her yerimde ağrılarla kendime geldim. Üstüme başıma baktım bembeyaz gömlek tekme izleriyle boka dönmüştü. Kafamı kaldırıp bakınca birkaç kişinin başıma toplandığını gördüm. Kollarımdan tutup beni dışarı çıkardılar. Koridora çıkınca ince bir çığlıkla daha da kendime geldim. Gözlerimi ağır ağır açıp bakınca karşımda dünyanın en güzel şeyi duruyordu. Korka korka bakıyordu bana. Sesi titreyerek ne oldu bu çocuğa dedi. Yanımdakilerden biri Hakan şerefsizi yaptı dedi. Allah belasını versin diyerek sitem etti güzeller güzeli. Ben ağrıları unutmuş onu izliyordum. Ama tanıyordum sanki bi yerden bu kızı. Zihnimi zorlamaya çalıştım ama kafama aldığım darbelerden olsa gerek birşeyleri tam olarak oturtamadım kafamda. Aşık olmaya hiç niyetim yoktu ama bu güzellik beni en savunmasız halimde yakaladı.
Yavaşça ayağa kalkıp üstümü silkeledim elimle daha sonra lavaboya doğru yöneldim. Yanımdakiler benimle birlikte ayağa kalktılar onlara dönerek çok sağolun iyiyim diyerek yürümeye devam ettim. Lavabonun kapısına gelince birinin kolumdan tuttuğunu hissettim ağır ağır dönüp baktım güzeller güzeliydi. iyi misin diye sordu. Zar zor da olsa gülümseyerek çok iyiyim diyip lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp üzerime çeki düzen verdikten sonra çıktım lavabodan. ilk gün derse giremeden okuldan çıkmak zorunda kalmıştım. Fakülteden çıkıp bankta oturdum biraz. Gelen geçen bana bakıyordu daha fazla bu duruma katlanamazdım. Kalkıp durağa gittim. Otobüse binip boynu bükük evin yolunu tuttum. Yorgunluktan olsa gerek otobüste uyuyakalmıştım. Bi an irkilip ineceğim durağa geldiğimi gördüm. Otobüsten inip eve doğru yürümeye başladım. Kafamın içinde filler birbirini gondikliyordu resmen. Neyse binadan içeri girip eve çıktım. Kapıyı açıp içeri girdim. Burak yüzüme üzgün bi ifadeyle bakıyordu. Hiç bişey demeden odama girecektim ki Burak ın sesiyle duraksadım.
Bu: Öldürmeden mi geldin?
B: Ben istemedikçe öldürme dedin bende öldürmedim.
Bu: Hayal de gördü değil mi o halini
B: Hayal kim mk
Bu: Koridorda nasıl olduğunu soran kız
B: Bildiğin şeyi niye soruyorsun mk gördü evet
Bu: Ne zaman öldüreceksin?
B: Ne zaman istersen
Bu: Şimdi hemen
B: Okulda yapamam çıkmasını beklemem lazım. Biraz dinlenip sonra gidecem.
Bu: ...
Odama gidip üstümü değiştirdim elbiselerle yatağa girip uyumaya çalıştım. Ama ağrıdan uyuyamıyordum anlayamadım ama en çok karnım ağrıyordu. Bikaç saat sonra kalkıp balkona çıktım ipten bi parça daha kesip mavi tükenmez kalemimi alarak çıktım evden. Kampüse gitmek için tekrar durağa gidip otobüse bindim.
Kampüse varınca fakültenin arkasında bulunan otoparkta bu piçin arabasının yanında beklemeye başladım. Ders saatinin bitmesine az bi zaman kalmıştı. Arabanın yanında eğilip beklemeye devam ettim. 20 dk sonra bu orusbu evladı uzaktan kumandayla kapıları açtı. Yaklaşıp arabaya bindi bende arka kapıyı açıp bindim arabaya. Cebimden bıçağı çıkarıp bir anda dayadım boğazına. Arkasına dönüp bakınca beni gördü. Gözleri yerinden çıkacak gibiydi.
H: Ne yapıyorsun lan sen
B: iyidir sen ne yapıyorsun
H: Bırak o bıçağı elinden bi kaza çıkacak
B: Elimden kaza çıkacağı kesin ama bıçağı bırakamam kanka
H: Ne istiyorsun benden
B: Lan cidden ne istersem verecek misin?
H: Verecem söz
B: Canını ver beni uğraştırma
O anda cebimden ipi çıkarıp boğazına tasma gibi geçirdim.
H: Bırak beni Allahın psikopatı
B: Şansını kaybettin kanka cehenneme hoş geldin. Arabayı çalıştır ben dur diyene kadar da durma.
Sesini kesip sürmeye başladı yavşak. Müzik aç lan diyip radyoyu açtırdım piçe. (Duman – Gurbet). “Söyleyiiin memleketten bir haber mi var? Yoksa yârin gözyaşları mı bu yağmurlar… ” güzel güzel yolculuğumuza devam ettik. Şehrin dışına çıkınca sağ tarafta ormanlık bi araziye sürmesini söyledim. Pezevenk bana kabadayılık yapmayı biliyordu ama yol boyunca yalvarmaktan bi an bile vazgeçmemişti. Çaresizce ormanlık alana sürdü.
B: Burda dur anasını siktiğimin evladı
H: Yapma Allah aşkına yapma herşey için özür dilerim.
B: Ben sana anneme küfür etme dememiş miydim lan
H: Demiştin abi ben ettim sen etme
B: Benim sesim nasıl?
H: Anlamadım?
B: Sesim nasıl ama doğruyu söylemezsen keserim bi tarafını
H: Abi hiç dinlemedim ki sesini bilmiyorum
B: Dinle o zaman
“Uslan artık deli gönüüül, bak gelip geçiyor ömüüür. Uslan artık deli divane gönül”
B: Nasıl lan
H: idare eder abi
B: Sen kimsin lan benim sesime laf ediyorsun orusbu çocuğu
Diyerek…
Diyerek bıçağı bırakıp cebimden çıkarttığım kalemi sağ kulağına var gücümle sapladım. Anasını siktiğimin evladı ayı gibi bağırmaya başladı. Elimle ağzını kapattım sonra vazgeçtim burada bizi siksen kimse bulamazdı. istediği kadar bağırabilirdi. Elimi ağzından çekip sanki senin sesin çok mu güzel yavşak dedim. Allah senin belanı versin psikopat şerefsiz diye bağırdı. Bak hala küfür ediyor. Araba baya boğmuştu beni. Kemerimi çıkarıp arkadan koltuğa bağladım ve indim arabadan. Ön kapıyı açıp bunların sıfırı kaç para kanka dedim. Durmuş mal mal yüzüme bakıyor pezevenk. Kanka sen az arabada otur ben biraz odun toplayıp geleyim diyerek ormana doğru yürümeye başladım. Bu yavşak yeniden çığlık atmaya yalvarmaya başladı. Dolunay vardı her yer bembeyaz ay ışığıyla aydınlanıyordu. Odun toplamak sıkıcı geldi. Kalın bi odun bulup arabanın yanına geri döndüm. Yavşak hala kurtulmaya çalışıyor. Arabanın sağ ön kapısını açıp odunla vurmaya başladım buna. Yine ağlamaya yalvarmaya başladı. Beş dakika daha tüm çığlıkları arasında vurmaya devam ettim. iyice yorulmuştum arabayı boşa alıp ormanın çıkışında bi uçurumun kenarına doğru itelemeye başladım. Uçurumun kenarına gelince el frenini çekip arabanın arkasına geçtim. Bagajı açıp bakınmaya başladım.
Biraz daha bakındıktan sonra yarım bidon benzin gözüme çarptı. Arabanın üzerine yettiği kadar gezdirdim. Elimi cebime attım çakmak aramaya başladım çakmak yok mk yanımda. Piçin yanına gidip kanka ateşin var mı dedim. Benzini gömüş olacak ki yok dedi. Neyse ki arabanın çakmaklığı var. Çakmaklığa basıp çıkardım içinden.
B: Ne şanslı piçsin sen. Dua et yorgunum yoksa sabaha kadar kalırdım seninle.
H: Senin ben ananı sikeyim oruspu çocuğu
B: E sen kendin kaşındın mk
Diyip çakmaklığı önce sağ sonra da sol gözüne bastım. Yandım diye çığlık atınca geri çekilip öyle yanılmaz böyle yanılır diyerek çakmaklığı benzinin üzerine attım. Araba bi anda alev aldı. Bu piç çığlıklar atarak yanmaya başladı. izleyecek kadar vaktim yoktu ölüyordum yorgunluktan. Arkamı dönüp çevre yoluna çıktım otostop çekmeye başladım.
Gecenin bi yarısı iki araba değiştirip bir de yarım saat yürüyerek sonunda eve varmıştım. içeri girdim Burak yine bi noktaya sabitlenmiş bakıyordu. Sesimi duyunca dönüp bana baktı.
Bu: Eline sağlık
B: Sağol
Bu: Yarın okula gideceksin değil mi
B: Sen istersen giderim biliyorsun
Bu: Git mutlaka
B: iyi peki. Ben uyuyorum o zaman
Bu: Tamam
insan bi iyi geceler der mk. Neyse siktir et diyip yatağa girdim ama karın ağrım bir türlü uyumama izin vermiyordu. Ama nasıl olduysa uyumuştum. Sabah uyanıp duşa girdim. Üstümü değiştirip çıktım evden. Otobüse binip okula gittim. Fakültenin önüne gelince Hayal tüm güzelliğiyle karşımda duruyordu. Kafamı eğip yanından geçip gitmeyi düşünürken birden bana doğru geldiğini farkettim. Yanıma geldi.
H: Nasıl oldun
B: Biraz daha iyiyim
H: Allah belasını versin o Hakan ın
B: (verdi merak etme). Boşver oldu bitti işte.
H: iyi peki tekrar geçmiş olsun
B: Teşekkür ederim.
Tam gideceği sırada istemsizce tekrar seslendim arkasından
B: Seni bi yerden tanıyor gibiyim
H: Sanmıyorum bu yıl geçiş yaptım buraya.
Diyerek tekrar bana doğru döndü
B: Olabilir birine benzetmiş olabilirim. Bu arada dün ilgilendiğin için teşekkür etmek isterim. Vaktin olduğunda bi kahve içsek olur mu?
H: Neden olmasın bugün okul çıkışı olabilir
B: Peki çıkışta görüşüyoruz o zaman
H: Peki *
Gülüşü içimi ısıtıyordu. Demiştim ya aşık olmaya hiç niyetim yoktu ama karşı konulmaz bi şeklide kıza kör kütük aşık oluyordum. Okul çıkışını iple çekiyordum zaman geçsin diye gidip derse girdim. Sınıftaki herkes bana tip tip bakıyordu. Aldırış etmeden tahtaya bakmaya devam ettim. Tahtada yazılanlara değil tahtanın boş ve beyaz yerine bakıp hayallere dalıyordum. Birkaç derse daha girdikten sonra nihayet çıkış saati gelmişti. Heyecanla fakültenin önüne inip Hayal i beklemeye başladım. 15 dakika sonra fakültenin kapısından çıkıp bana doğru yürümeye başladı. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi karnımın ağrısını bile unutmuştum. Yanıma geldi kokusu başımı döndürüyordu.
H: Gidelim mi?
B: Olur bildiğin bi yer var mı kahvesi güzel?
H: Az ileride arkadaşlarla sürekli gittiğimiz bi kafe var sana da uyarsa oraya gidelim
B: Olur sen nasıl istersen
Yan yana yürümeye başladık. Her an içimden dönüp ona sarılmak geliyordu. Neyse 15 dk daha yürüyüp göstediği kafeden içeri girdik. Cam kenarında bi masaya oturup siparişleri verdik. Ve başladık sohbete
H: Sen dün “seni bi yerden tanıyorum” demiştin. Gerçekten tanıyor musun beni
B: Bilmem yüzün hiç yabancı gelmiyor ama bir türlü hatırlayamadım.
H: Olabilir (gülümseyerek)
B: E neler yapıyorsun nerden geldin buraya neden geldin anlat
H: Bölümü falan biliyorsun zaten. Bu yaz babam vefat etti o yüzden annemi tek bırakmayayım diye buraya geçiş yaptım.
B: Başın sağolsun
H: Teşekkür ederim.
Konuşmaya devam ederken Hayal in bi ara gözü dışarıya daldı. Kafamı çevirip baktığı yere baktım. Çocuğun biri durmuş sinirli sinirli Hayal in gözlerinin içine bakıyordu. O anda Hayal istemsizce bişeyler söyledi. “Kadir… Burada da bırakmadı peşimi…” istemsizce sordum
B: Kadir kim?
H: Boşver
B: Moralini bu kadar bozan ne peki
H: Kadir benim eski sevgilim bir yıldır bırakmadı peşimi
B: Eee ne istiyor senden?
H: Yeniden birlikte olmak istiyor. Ama ben çoktan silip attım onu. Kalkalım mı burdan senin için de uygunsa
B: Tabi ki
Oradan kalkıp yürümeye başladık. Bi ara arkamı dönüp baktım Kadir pezevengi hala takip ediyordu bizi. Baktığımı farkedince özür dilerim seni de böyle bişeyin içine soktum dedi. Önemli değil yürüyoruz sen boşver onu dedim. Yürümeye devam ettik. Durağa geldik ben eve gitsem iyi olacak dedi. Sen bilirsin bende eve gidecem zaten dedim. 10 dk da ha Kadir in bakışları altında bekledikten sonra otobüs geldi. Hadi görüşürüz deyip tokalaştıktan sonra ikimiz aynı anda otobüse binmek için hamle yaptık. Bana bakıp şaşkınlıkla gülümseyerek tek başıma gidebilirim dedi. Bende gülümseyerek galiba aynı yere gidiyoruz dedim. Gerçekten sende bu otobüsü mü bekliyordun diye sordu. Evet gerçekten bu otobüsle gidecem evime dedim. ister misin komşu olalım diyerek gülümsedi. Bende valla fena olmaz diyerek cevap verdim. Neyse ineceğim durağa geldiğim de o da benimle birlikte kapıya yöneldi. Tekrar gülümseyerek galiba gerçekten komşuyuz dedi. Neyse indik otobüsten yürümeye başladık. Evimin olduğu sokağa girince bi an duraksadım. Senin evin nerde ki dedim. Eliyle göstererek şu karşıdaki bina dedi. (Hassiktir hassiktir). Oturduğum binanın sağ çaprazında ki ev… “babam bu yaz vefat etti”. Beynimde şimşekler çakmaya başladı. Rengim bembeyaz olmuştu bi anda. iyi misin deyişiyle az da olsa kendime geldim. iyiyim diyerek yürümeye devam ettim o da arkamdan geldi.
Evinin önüne gelince iyi geceler diyerek. Arkamı dönüp eve gittim. Herşey o anda bir bir yerine oturmaya başladı. Otobüste bana salça oldu diye öldürdüğüm adamın evinde görmüştüm Hayalin fotoğrafını. Elim ayağım titremeye başladı. Kızın babasını ben öldürmüştüm. Eve girdim kapıyı kapatıp salonda oturan Burak ın karşısına oturdum.
B: Kader mi?
Bu: Değil her şeyi sen yaptın
B: Ben yapmadım sen yaptırdın bana
Bu: Fark eder mi? Unuttun mu ben olmasam sen de olmazsın
B: Ne olacak şimdi?
Bu: Hiç bir şey olmayacak senin öldürdüğünü nerden öğrenecek ki
B: Peki ya öğrenirse?
Bu: Ne yapacağını biliyorsun
B: Bilmiyorum mk herşeyi sen biliyorsun
Bu: Dayanabildiğimiz kadar dayanacaz
B: Neyse siktir et. Bu arada Kadir diye biri var
Bu: Biliyorum
B: Evet biliyorsun. Ne yapacaz onu?
Bu: Bir daha görürsen öldür.
B: Peki Hayal?
Bu: O şimdilik dursun
B: Peki bu karın ağrısı?
Bu: O normal ama bitecek az kaldı…
Neyse bu kadar muhabbet yeter diyerek kalkıp odama girdim. Uyumaya çalıştım ama karın ağrım bir türlü izin vermiyordu. Bir de Hayal vardı tabi. Kafamda milyonlarca soruyla zar zor uyumuştum. Sabah yine erkenden uyanıp üstümü giyinerek okula gitmek için çıktım evden. Otobüse binip okula doğru yola koyuldum. Kampüse varıp fakülteye doğru yürümeye başladım. O sırada Hayal i gördüm sinirli sinirli telefonda biriyle konuşuyordu. Yanından geçtim ama beni farketmedi. Aklıma yine Kadir geldi. Zorla öldürtecek kendini bana pezevenk. Neyse biraz daha bekleyeyim diye düşünerek fakülteden içeri girdim kantine gidip oturdum. Kafam önüme eğik halde otururken birden biri gelip masaya oturdu. Kafamı kaldırıp bakınca Hayal i gördüm.
B: Kadir değil mi?
H: Boşver salak işte
B: Derdi neymiş?
H: Yine bin tane tehdit küfür savurup kapattı işte
B: Polise falan mı gitsen
H: Gitmedim mi sanıyorsun bir iki defa ifadesini alıp bıraktılar. Polisler hiçbir işe yaramıyorlar. Daha babamın katilini bile bulamadılar. Kadir e mi bişey yapacaklar.
B: Bulamadılar mı babanın katilini
H: Hayır gerçi az kaldı. Çıkacak ortaya ama… Neyse ya boşver kapatalım bu konuları ben bi lavaboya gidip geleyim.
B: Şey ya kusura bakmazsan telefonunu kullanabilir miyim bi arkadaşımı aramam gerekiyor da.
H: Tabi tabi
Diyerek telefonu verip lavaboya gitti. Son konuştuğu numaraya baktım Kadir diye kayıtlıydı. Mesaj bölümüne girip “gece saat 11 de seni eski tekstil fabrikasının orda bekleyecem gel ne derdin varsa konuşalım. O saate kadar da bana mesaj falan atma derste olacam.” Diye mesaj attıp mesajı silip telefonu masaya bıraktım. Birkaç dakika sonra Hayal elinde iki çayla geldi. Teşekkür ederim dedim. Rica ederim diyerek masaya oturdu. 1-2 dakika sonra ben kalksam olur evde bi ton işim var dedim. Tabi ki olur dedi. Görüşürüz diyerek ayrıldım yanından.
Kalkıp çıktım fakülteden bu gece yine iş vardı ve hiç yorgun değildim. Ama gece için birkaç malzeme almam gerekiyordu. Çarşıya doğru yürümeye başladım. 1 saat de olsa dolaşarak malzemeleri tamamladım. Mesajda söylediğim yere gitmek için çok erkendi. Biraz daha dolanmaya devam ettim. Gidip bi bankta oturdum yine uzun uzun denizi ve martıları seyrettim. Saat 10 a kadar hareketsizce ve mükemmel karın ağrısıyla bankta oturdum. Gitme vakti gelmişti. Kalkıp verdiğim adrese doğru yürümeye başladım. Fabrikanın önüne gidip biraz keşif yaptım malzemeleri fabrikanın içine bırakıp sessizce beklemeye başladım.
1 saat sonra…
Karanlıkta az da olsa Kadir in yüzünü seçiyordum. Fabrikaya doğru geldi kulağında telefonla. Birine bağırıp küfür ediyordu (ne barzo adam ya). Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatıp fabrikadan içeriye girdi. Kafası önüne eğik arkası bana dönük bi şekilde durmuştu. Elimde tuttuğum demir boruyla var gücümle ensesine vurdum. Bi anda bayılıp düştü yere. Ayak bileğinden tutup eski bi masanın üzerine kadar sürükledim. Poşetten çıkarttığım beyaz iple kollarını eve bacaklarını sıkıca bağladım. Uyanmasını bekledim. 20 dk sonra kendine gelir gibi oldu kollarını ve bacaklarını oynatmaya çalışsa da başarılı olamadı. Kafasını zar zor kaldırıp bana baktı.
K: Kimsin sen ne istiyorsun benden?
B: Ben hiç kimseyim canını istiyorum
K: Al o zaman ne bekliyorsun mk
B: (vay mk). Delikanlı bi kardeşimizsin öyle mi?
K: Hadi öldüreceksen öldür sabaha kadar seni mi bekleyecem?
B: Senin derdin ne mk
K: Sen Hayal in yanında ki çocuksun değil mi?
B: Evet oyum kanka niye sordun ki?
K: Senin de hayatını sikecek. Aklın varsa benden sonra burda kendini de öldürürsün.
B: Kanka bak burda derini soymak için bi kasatura, derini soyduktan sonra derine basmak için bir avuç tuz, gözlerini çıkarmak için bi oyma bıçağı, bir de parmaklarını kesmek için küçük bi testere var. Sana bi şans Hayal bana neden zarar verecek söylersen sadece kasaturayı kalbine saplayıp sana bildiğim en acısız ölümü yaşatacam.
K: Madem bu kadar merak ediyorsun bu da benim sana intikamım olsun. Derimi soymaya başla çünkü tek kelime etmeyecem.
Adam resmen beni ters köşeye yatırmıştı. Malzemelerin hiç birine dokunmadan direk kasaturayı çıkarıp kalbine sapladım. Böyle delikanlı adama böyle adam gibi ölüm yakışırdı…
Kadir in ölü bedenine son kez bakıp fabrikadan dışarı çıktım. Kadir in söylediklerini pek kafaya takmamıştım ama yine de aklıma takılan şeyler vardı. Çok yorgun hissediyordum kendimi karın ağrım her geçen saniye artıyordu. Eve gitmek için ayrıldım ordan. Baya yürüdükten sonra daha fazla yürüyemeyeceğimi anlayıp otobüse bindim. Otobüste ne kadar zaman geçirdim bilmiyorum. ineceğim durağa gelince otobüsten inip eve doğru yürümeye başladım. Başım çatlayacak gibiydi. Binadan içeri girip asansörle evime çıktım. Kapıdan içeri girince Burak ı gördüm bişeyle uğraşıyordu. Girdiğimi fark edince elindekini hemen arkasına sakladı. Yüzüne baktım
B: Neydi o?
Bu: Boşver. Nasıl geçti?
B: Biliyorsun işte neyi soruyorsun
Bu: Neden hemen öldürdün?
B: Öyle gerekti
Bu: (sırıtarak) Ne yani inandın mı söylediklerine?
B: Ne alakası var
Bu: iyi peki
B: Karın ağrısı ne olacak?
Bu: Çok az kaldı
B: Neden oluyor peki
Bu: Biliyorsun
B: Senin ben mk
Fazla konuşacak halde değildim odama gidip yatağıma girdim. Gözbebeklerim kafamın içine doğru giriyordu sanki. Uyumaya çalıştım. Sabah okula gitmem gerekiyordu. Hayal i çok özlemiştim. Daha birkaç saat olmuştu görmeyeli ama liseli aşıklar gibi özlemeye başlamıştım. Burak haklıydı Kadir e karşı olan sinirinde. Hayal i düşüne düşüne uykuyadalmıştım. Sabah erkenden uyandım salona gidip Burak a baktım. Kanepeye kıvrılmış uyuyordu. Uyanmasın diye yanından sessizce geçip banyoya girdim. Duş alıp çıktım banyodan. Üstümü giyinip çıktım evden. Durağa kadar yürüyüp okula gitmek için otobüse bindim. Değişik bişeyler vardı bugün içimde eskisi kadar güçlü hissetmiyordum kendimi. Hayal in babasını öldürdüğüm gerçeğiyle yüzleştikçe gözlerim kararıyordu. Neyse otobüsten inip Hayal i göreceğim düşüncesiyle kendimi avutarak fakülteden içeri girdim. Çaktırmadan etrafıma bakınmaya başladım. Sağda solda Hayal i arayarak kantine girdim. Kantinin sonunda sağ tarafta Hayal i gördüm. Karşısında bi erkek oturuyordu. Şansımı sikeyim diyerek arkamı dönüp gidecekken Hayal in elini kaldırıp beni yanına çağırdığını gördüm. Yavaşça yanlarına gittim. Hayal ikimize de fırsat vermeden söze girdi.
H: Hoş geldin bak seni Şahin le tanıştırayım. Şahin benim uzaktan akrabam olur. Şahin bu da sana bahsettiğim arkadaşım.
B: Memnun oldum (elimi uzatarak)
Ş: Bende memnun oldum (elimi sıkarak)
H: Şahin beni ziyarete gelmiş *
B: Hadi ya hoş gelmiş o zaman *
H: Senin canın bişeye mi sıkkın
B: Yoo yorgunum sadece biraz
H: Peki
Muhabbet iyice koyulaşmıştı. Hayal durmadan beni Şahin e, Şahin i de bana anlatıyordu. Böyle ortamları hiç sevmezdim ama Hayal in o tatlı gülümsemesi herşeye değerdi. Yarım saat daha oturup muhabbet etmeye devam ettik. Şahin delikanlı birine benziyordu. Normalde böyle tiplerin yılışık hareketleri olurdu kızlara karşı ama Şahin son derece efendiydi. Bu hali en azından şimdilik onu öldürmemem için bi sebepti. Hayal in güzelliği başımı döndürse de bu muhabbete daha fazla dayanabilecek durumda değildim. Müsaade isteyip kalktım yanlarından. Dışarı çıkıp dolaştım biraz. Canımı sıkan şey ne diye düşünmeye başladım aklıma Hayal in babasından başka bişey gelmiyordu. Acaba söylemeli miyim diye düşünmeye başladım. Ama onu tamamen kaybetmekten çok korkuyordum. Biraz daha dolaşıp fakülteden içeri girdim. Merdivenlerden yukarı çıkarken Hayal in sesi geldi arkamdan.
H: Nereye böyle dalgın dalgın
B: Sınıfa çıkıyorum
H: Hayırdır aşık mı oldun (gülerek)
B: (gözlerine bakarak) Evet
H: Vaay hadi hayırlısı. Bu arada sana bişey söylemem gerekiyor ama beni yanlış anlamandan korkuyorum.
B: Yanlış anlamam merak etme söyleyebilirsin
H: Ya annemler bu gece evde değil memlekete gittiler taziye için. Rica etsem bu gece benimle kalabilir misin?
B: Şahin yok mu?
H: Yok Şahin gitti az önce ben evde yalnız kalmak istemiyorum. Hem seninle de komşuyuz sana güvenmeyecem de kime güvenecem (gülümsedi)
B: Senin için bi sorun olmayacaksa gelirim farketmez
H: iyi o zaman çıkışta birlikte gideriz olur mu?
B: Olur tabi görüşürüz
H: Görüşürüz
B: Memnun oldum (elimi uzatarak)
Ş: Bende memnun oldum (elimi sıkarak)
H: Şahin beni ziyarete gelmiş *
B: Hadi ya hoş gelmiş o zaman *
H: Senin canın bişeye mi sıkkın
B: Yoo yorgunum sadece biraz
H: Peki
Muhabbet iyice koyulaşmıştı. Hayal durmadan beni Şahin e, Şahin i de bana anlatıyordu. Böyle ortamları hiç sevmezdim ama Hayal in o tatlı gülümsemesi herşeye değerdi. Yarım saat daha oturup muhabbet etmeye devam ettik. Şahin delikanlı birine benziyordu. Normalde böyle tiplerin yılışık hareketleri olurdu kızlara karşı ama Şahin son derece efendiydi. Bu hali en azından şimdilik onu öldürmemem için bi sebepti. Hayal in güzelliği başımı döndürse de bu muhabbete daha fazla dayanabilecek durumda değildim. Müsaade isteyip kalktım yanlarından. Dışarı çıkıp dolaştım biraz. Canımı sıkan şey ne diye düşünmeye başladım aklıma Hayal in babasından başka bişey gelmiyordu. Acaba söylemeli miyim diye düşünmeye başladım. Ama onu tamamen kaybetmekten çok korkuyordum. Biraz daha dolaşıp fakülteden içeri girdim. Merdivenlerden yukarı çıkarken Hayal in sesi geldi arkamdan.
H: Nereye böyle dalgın dalgın
B: Sınıfa çıkıyorum
H: Hayırdır aşık mı oldun (gülerek)
B: (gözlerine bakarak) Evet
H: Vaay hadi hayırlısı. Bu arada sana bişey söylemem gerekiyor ama beni yanlış anlamandan korkuyorum.
B: Yanlış anlamam merak etme söyleyebilirsin
H: Ya annemler bu gece evde değil memlekete gittiler taziye için. Rica etsem bu gece benimle kalabilir misin?
B: Şahin yok mu?
H: Yok Şahin gitti az önce ben evde yalnız kalmak istemiyorum. Hem seninle de komşuyuz sana güvenmeyecem de kime güvenecem (gülümsedi)
B: Senin için bi sorun olmayacaksa gelirim farketmez
H: iyi o zaman çıkışta birlikte gideriz olur mu?
B: Olur tabi görüşürüz
H: Görüşürüz
Kafam kazana dönmüştü Hayal de bana karşı bişeyler hissediyor olabilirdi ama beni evine davet etmesi çok şaşırtmıştı. Neyse siktir et deyip sınıfa girdim. Sınıftakilerin yine saçma sapan bakışlarla bana baktığını görünce derse girme hevesim tamamen kaçmış oldu. Sınıftan çıkıp aşağı inip fakülteden dışarı attım kendimi. Biraz heyecan yapmıştım. Acaba gece bişey olacak mıydı? Acaba fırsat bu fırsat deyip kıza açılmalı mıydım? Kafamda bu sorular karnımda büyük bi ağrıyla fakültenin bahçesinde dolanıp Hayal i beklemeye başladım. Bir saat sonra Hayal in fakültenin kapısından çıktığını gördüm. Bana bakıp elini kaldırdı. Gülümseyerek yanına doğru yürümeye başladım. Yanına gittim.
H: Hadi gidiyor muyuz?
B: Gidiyoruz tabi
H: Moralin bozuk sanki senin
B: Yok ya sana öyle gelmiştir
H: Neyse gece ben senin moralini yerine getiririm *
B: E hadi bakalım *
Hiç yoktan heyecanlanmıştım mk. Ne yapacaktı acaba gece. Moralim de düzelmişti yavaştan. Birlikte durağa doğru yürümeye başladık. Neyse otobüse binip ineceğimiz durağa gelince otobüsten inip evlerimizin olduğu tarafa doğru yürümeye başladık. Onun oturduğu binanın önüne gelince duraksadım.
H: Ne o gelmiyor musun?
B: Gelecem tabi ki ama önce bi eve uğramam lazım. Eşofman falan alayım yanıma
H: Eşofmana pek ihtiyacın olmayacak ama yine de sen bilirsin
B: (gülümseyerek) Yine de alayım ya geceleri soğuk olur
H: Tamam ama çubuk gel seni bekleyecem yemek için
B: Geç kalmam merak etme *
H: Hadi gidiyor muyuz?
B: Gidiyoruz tabi
H: Moralin bozuk sanki senin
B: Yok ya sana öyle gelmiştir
H: Neyse gece ben senin moralini yerine getiririm *
B: E hadi bakalım *
Hiç yoktan heyecanlanmıştım mk. Ne yapacaktı acaba gece. Moralim de düzelmişti yavaştan. Birlikte durağa doğru yürümeye başladık. Neyse otobüse binip ineceğimiz durağa gelince otobüsten inip evlerimizin olduğu tarafa doğru yürümeye başladık. Onun oturduğu binanın önüne gelince duraksadım.
H: Ne o gelmiyor musun?
B: Gelecem tabi ki ama önce bi eve uğramam lazım. Eşofman falan alayım yanıma
H: Eşofmana pek ihtiyacın olmayacak ama yine de sen bilirsin
B: (gülümseyerek) Yine de alayım ya geceleri soğuk olur
H: Tamam ama çubuk gel seni bekleyecem yemek için
B: Geç kalmam merak etme *
Gülümseyerek ayrıldım yanından. Binadan içeri girip evime çıktım. Burak yine bişeylerle uğraşıyordu. Sesimi duyunca yine sakladı arkasına. Ama ben çok heyecanlıydım umursamadan. Yanından geçip hemen banyoya girip duşumu aldım. Çıktım odaya girip dolabımı açıp beyaz bi tişört altına da bi pantolon çekip eşofmanlarımı da alarak çıktım odadan. Evin çıkış kapısına doğru yöneldim. Burak yine tüm heyecanımı almak için söze girdi.
Bu: Gideceksin değil mi?
B: Gidecem tabi niye gitmeyeyim?
Bu: Keşke bende gelebilsem
B: Saçmalama olm. Seni kızın evine götürüp ne diyecem kıza
Bu: Niye gelemez miyim ben?
B: Burak saçmalama gelebilirsin tabi ama kızın evine nasıl götüreyim seni
Bu: Eksiğim değil mi ben kusurluyum diye olmaz değil mi?
B: Lan olm saçmalama
Bu: Dünya ne kadar boktan bi yer değil mi?
B: Öyle de sen niye böyle efkara bağladın mk. Sanki hergün çıkıyorsun da
Bu: Bu gece farklı ama bu gece Hayal var
B: Lan bak sikerim senin beynini yavşak. Nasıl konuşuyorsun sen. Hayal e mi yavşıyacaksın bide mk
Bu: Hayır ama onu görmeyi çok isterdim.
B: Sen iyice kafayı yedin mk otur oturduğun yerde görebildiğin kadarını gör. Yanına götürsem sanki bişey değişecek mk
Bu: Herşey bitsin mi bu gece
B: Ne yapacan mk beni mi öldürecen. Yapamayacağını sen de biliyorsun. Sen bana mecbursun olm. Bırak da adam gibi gidip geleyim sabah.
Bu: Git
B: Burak… Her neyse mk sana laf anlatılmaz
Ammına koduumun çocuğu yine canımı burnuma getirdi. Karın ağrım yetmiyormuş gibi bide pezevengin tribini çekiyorum. Neyse siktir et deyip hızlı bir şekilde merdivenlerden aşağı inip binadan çıktım. Karşıya geçip Hayal in oturduğu binadan içeri girdim. Heyecandan ölecek gibiydim.
Bu: Gideceksin değil mi?
B: Gidecem tabi niye gitmeyeyim?
Bu: Keşke bende gelebilsem
B: Saçmalama olm. Seni kızın evine götürüp ne diyecem kıza
Bu: Niye gelemez miyim ben?
B: Burak saçmalama gelebilirsin tabi ama kızın evine nasıl götüreyim seni
Bu: Eksiğim değil mi ben kusurluyum diye olmaz değil mi?
B: Lan olm saçmalama
Bu: Dünya ne kadar boktan bi yer değil mi?
B: Öyle de sen niye böyle efkara bağladın mk. Sanki hergün çıkıyorsun da
Bu: Bu gece farklı ama bu gece Hayal var
B: Lan bak sikerim senin beynini yavşak. Nasıl konuşuyorsun sen. Hayal e mi yavşıyacaksın bide mk
Bu: Hayır ama onu görmeyi çok isterdim.
B: Sen iyice kafayı yedin mk otur oturduğun yerde görebildiğin kadarını gör. Yanına götürsem sanki bişey değişecek mk
Bu: Herşey bitsin mi bu gece
B: Ne yapacan mk beni mi öldürecen. Yapamayacağını sen de biliyorsun. Sen bana mecbursun olm. Bırak da adam gibi gidip geleyim sabah.
Bu: Git
B: Burak… Her neyse mk sana laf anlatılmaz
Ammına koduumun çocuğu yine canımı burnuma getirdi. Karın ağrım yetmiyormuş gibi bide pezevengin tribini çekiyorum. Neyse siktir et deyip hızlı bir şekilde merdivenlerden aşağı inip binadan çıktım. Karşıya geçip Hayal in oturduğu binadan içeri girdim. Heyecandan ölecek gibiydim.
Asansöre binip yukarı çıktım. Kapıyı çaldım biraz geç de olsa açtı kapıyı. Mk beynimden vurulmuşa döndüm. Ultra mini beyaz bi elbise giymiş ölümüne göğüs dekoltesi bırakmıştı. Hoş geldin diyerek beni içeri davet etti. Şaşkınlığımı üzerimden atıp yavaş yavaş içeri girip hoş buldum dedim. Eve girince babasını öldürdüğüm gün geldi aklıma gözüm halıya takıldı. Eşyaların hiçbiri değişmemişti bi acayip oldum. O halimi gören Hayal ne oldu canım gelsene yemekler soğuyacak dedi. Salona girdim çok güzel bi masa hazırlamıştı mumlar falan acayip gaza geldim.
H: Masaya geçelim istersen yemekler soğumasın
B: Tabi nasıl istersen
H: Hadi bakalım
Geçtik oturduk masaya. Yemekler çok güzel görünüyordu ama yemeklerden çok Hayal başımı döndürüyordu. Arada bir gülerek eğiliyor eğilince dekoltesi daha da çok açılıyordu. Tam yemeye başlayacakken Hayal söze girdi.
H: Nasıl beğendin mi evimizi?
B: Hmm çok güzelmiş
H: Babam öldükten sonra hatırası var diye değiştirmedik evi.
B: Başın sağolsun
H: Dostlar sağolsun. Aa bu arada sen daha önce gelmiş miydin bize. Ben sana kaç numara da oturduğumuzu söylememiştim nasıl bulabildin evi.
B: (hay aklımı sikeyim) Yok canım daha önce gelmemiştim. Binadan girince arayacaktım seni ama kapıcı nereye çıkıyorsun diye sorunca Hayal hanımgile diyip kaç numara da oturduğunu öğrendim.
H: Ha doğru ya kapıcı
B: Evet kapıcı *
H: Çok değişik bi insan bizim kapıcı. Geçen sipariş veriyorum gitti 40 dk sonra getirdi siparişleri. Abi niye bu kadar geç getirdin diyorum. Abla karşıda ki şerefsiz marketçiden almıyorum o yüzden geç kaldım dedi. (kahkaha attı).
Bende hafif bi gülümseme atıp tam yemeğe başlayacaktım ki hayal tekrar girdi söze.
H: Masaya geçelim istersen yemekler soğumasın
B: Tabi nasıl istersen
H: Hadi bakalım
Geçtik oturduk masaya. Yemekler çok güzel görünüyordu ama yemeklerden çok Hayal başımı döndürüyordu. Arada bir gülerek eğiliyor eğilince dekoltesi daha da çok açılıyordu. Tam yemeye başlayacakken Hayal söze girdi.
H: Nasıl beğendin mi evimizi?
B: Hmm çok güzelmiş
H: Babam öldükten sonra hatırası var diye değiştirmedik evi.
B: Başın sağolsun
H: Dostlar sağolsun. Aa bu arada sen daha önce gelmiş miydin bize. Ben sana kaç numara da oturduğumuzu söylememiştim nasıl bulabildin evi.
B: (hay aklımı sikeyim) Yok canım daha önce gelmemiştim. Binadan girince arayacaktım seni ama kapıcı nereye çıkıyorsun diye sorunca Hayal hanımgile diyip kaç numara da oturduğunu öğrendim.
H: Ha doğru ya kapıcı
B: Evet kapıcı *
H: Çok değişik bi insan bizim kapıcı. Geçen sipariş veriyorum gitti 40 dk sonra getirdi siparişleri. Abi niye bu kadar geç getirdin diyorum. Abla karşıda ki şerefsiz marketçiden almıyorum o yüzden geç kaldım dedi. (kahkaha attı).
Bende hafif bi gülümseme atıp tam yemeğe başlayacaktım ki hayal tekrar girdi söze.
H: Babam bu evde öldü biliyor musun?
B: Nasıl olmuş kalp krizi falan mı?
H: Hayır psikopatın biri paramparça etmişti babamı.
B: Tekrar başın sağolsun. Bak ama sen tutunmuşsun hayata. Annengil de iyi çok şükür
H: Değiller
B: Anlamadım
H: Annemler diyorum iyi değiller
B: Neleri var ki hasta falan mı annen
H: Hasta evet akıl hastası
B: Nasıl yani
H: Annem o gece yani babamın öldüğü gece eve gelip babamı o halde görünce korkudan aklını kaybetmiş. Akıl hastanesine kapattılar. Kardeşimi de çocuk esirgeme yurduna verdi devlet.
B: (ananı sikeyim). Çok üzüldüm ya e ama sen annemler evde değil demiştin.
H: Evet bu gece annemle kardeşimin hayali evde değil onların bu geceyi yaşamasını çok isterdim ama olmadı işte.
B: iyi misin sen Hayal?
H: Değilim sen babamı parça parça ettiğinden beri ne ben ne annem ne de kardeşim hiç iyi değil.
B: Nasıl olmuş kalp krizi falan mı?
H: Hayır psikopatın biri paramparça etmişti babamı.
B: Tekrar başın sağolsun. Bak ama sen tutunmuşsun hayata. Annengil de iyi çok şükür
H: Değiller
B: Anlamadım
H: Annemler diyorum iyi değiller
B: Neleri var ki hasta falan mı annen
H: Hasta evet akıl hastası
B: Nasıl yani
H: Annem o gece yani babamın öldüğü gece eve gelip babamı o halde görünce korkudan aklını kaybetmiş. Akıl hastanesine kapattılar. Kardeşimi de çocuk esirgeme yurduna verdi devlet.
B: (ananı sikeyim). Çok üzüldüm ya e ama sen annemler evde değil demiştin.
H: Evet bu gece annemle kardeşimin hayali evde değil onların bu geceyi yaşamasını çok isterdim ama olmadı işte.
B: iyi misin sen Hayal?
H: Değilim sen babamı parça parça ettiğinden beri ne ben ne annem ne de kardeşim hiç iyi değil.
B: Ne saçmalıyorsun sen ya ne öldürmesi
H: inkar etme artık biliyorum herşeyi
B: Bence sen iyi değilsin ben kalkayım en iyisi
H: Otur. Hakan ı da Kadir i de sen öldürdün hatta kapıcıyı ve marketçiyi de. Sana dokunan herkes tek tek ölüyor. Babam da öyle. Başlarda hiç şüphelenmedim senden. O geceden sonra kapıcıyla konuşanlar sadece karısıyla marketçi değildi. Babamın ölüm haberini aldıktan sonra buraya gelmeyeceğimi mi düşündün. O gün sadece senden bahsettiler bana tek şüphelim sendin. Ama hiç katil tipi yoktu yüzünde. Emin olmalıydım. Kadir i arayıp buraya geldiğimi onu hala sevdiğimi söyledim. Gelince de vazgeçtim seni artık istemiyorum diyerek. Bana karşı kinle doldurup senin önüne yem olarak attım. Ona ulaşmanın tek yolu bendim o yüzden telefonumu istediğini biliyordum. Kadir o gece senin yanına gelmeden önce beni arayıp erken gittiğini beni beklediğini söyledi. Senin kadar zeki birinin bu kadar küçük bi detayı atlaması ne kadar da acı. Onu kalbinden bıçakladığın gece bende ordaydım. Sadece biraz geç kalmıştım o kadar. Kalbine bıçak saplı halde masanın üstünde yatarken gördüm sadece onu.
B: …
H: Yüzüme bak. Gelelim Hakan a o gün seni o halde koridorda görünce gerçekten üzülmüştüm haline. Hakan a nasıl tepki vereceğini çok merak ediyordum. O gün okuldan çıkıp gittikten sonra seni otoparka doğru giderken gördüm. Arkaya dönüp görüş açımdan çıktın. Birkaç gün sonra Hakan ın öldürüldüğü ve aracının yandığı haberi geldi. Artık kaçacak yerin yok…
B: (elimi yavaşça masadaki bıçağa götürerek). Beni bu kadar iyi tanıyorsun madem. Peki sen nasıl kurtulmayı düşünüyorsun elimden?
H: inkar etme artık biliyorum herşeyi
B: Bence sen iyi değilsin ben kalkayım en iyisi
H: Otur. Hakan ı da Kadir i de sen öldürdün hatta kapıcıyı ve marketçiyi de. Sana dokunan herkes tek tek ölüyor. Babam da öyle. Başlarda hiç şüphelenmedim senden. O geceden sonra kapıcıyla konuşanlar sadece karısıyla marketçi değildi. Babamın ölüm haberini aldıktan sonra buraya gelmeyeceğimi mi düşündün. O gün sadece senden bahsettiler bana tek şüphelim sendin. Ama hiç katil tipi yoktu yüzünde. Emin olmalıydım. Kadir i arayıp buraya geldiğimi onu hala sevdiğimi söyledim. Gelince de vazgeçtim seni artık istemiyorum diyerek. Bana karşı kinle doldurup senin önüne yem olarak attım. Ona ulaşmanın tek yolu bendim o yüzden telefonumu istediğini biliyordum. Kadir o gece senin yanına gelmeden önce beni arayıp erken gittiğini beni beklediğini söyledi. Senin kadar zeki birinin bu kadar küçük bi detayı atlaması ne kadar da acı. Onu kalbinden bıçakladığın gece bende ordaydım. Sadece biraz geç kalmıştım o kadar. Kalbine bıçak saplı halde masanın üstünde yatarken gördüm sadece onu.
B: …
H: Yüzüme bak. Gelelim Hakan a o gün seni o halde koridorda görünce gerçekten üzülmüştüm haline. Hakan a nasıl tepki vereceğini çok merak ediyordum. O gün okuldan çıkıp gittikten sonra seni otoparka doğru giderken gördüm. Arkaya dönüp görüş açımdan çıktın. Birkaç gün sonra Hakan ın öldürüldüğü ve aracının yandığı haberi geldi. Artık kaçacak yerin yok…
B: (elimi yavaşça masadaki bıçağa götürerek). Beni bu kadar iyi tanıyorsun madem. Peki sen nasıl kurtulmayı düşünüyorsun elimden?
H: Sence plan yapmayı bilen tek kişi sen misin?
B: Şimdilik plana pek ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum
H: Şahin gitti
B: Anlamadım?
O anda kafamın arkasında büyük bi ağrı hissettim. Kafam masanın üzerine düştü. Bilincimi kaybetmiştim. Ne kadar baygın kaldım bilmiyorum. Ensemde müthiş bi ağrıyla kendime gelmeye başladım. Başımda Hayal ve Şahin vardı. Hareket etmeye çalıştım ama ellerim ve kollarım sıkıca bağlanmıştı. Hayal sözünü tam olarak tekrarladı.
H: Şahin gitti mi sandın?
B: Beni öldürebileceğinizi mi düşünüyorsunuz. Benim için hala her yer bembeyaz.
H: Sonsuz kadar karanlığa gömüleceksin bu gece.
B: (kahkaha attım). Beni öldüremezsiniz ve ben elbet burdan kalkacam ve ben burdan kalkınca ikinizi parça parça doğrayıp birbirinize yedirecem.
H: Bilmediğin bişey var
B: Neymiş o?
H: Bana aşık olan tek sen değilsin
B: Ne demek istiyorsun sen?
H: Seni sadece Burak öldürebilir. Ve bana aşık Burak benim her dediğimi yapar.
B: Ne diyorsun lan sen ne Burak ı ne aşkı
H: (kahkaha atarak). Çok güzel bi gece olacak diyip evden çıkarak beni Şahin pezevengiyle baş başa bıraktı.
B: Şimdilik plana pek ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum
H: Şahin gitti
B: Anlamadım?
O anda kafamın arkasında büyük bi ağrı hissettim. Kafam masanın üzerine düştü. Bilincimi kaybetmiştim. Ne kadar baygın kaldım bilmiyorum. Ensemde müthiş bi ağrıyla kendime gelmeye başladım. Başımda Hayal ve Şahin vardı. Hareket etmeye çalıştım ama ellerim ve kollarım sıkıca bağlanmıştı. Hayal sözünü tam olarak tekrarladı.
H: Şahin gitti mi sandın?
B: Beni öldürebileceğinizi mi düşünüyorsunuz. Benim için hala her yer bembeyaz.
H: Sonsuz kadar karanlığa gömüleceksin bu gece.
B: (kahkaha attım). Beni öldüremezsiniz ve ben elbet burdan kalkacam ve ben burdan kalkınca ikinizi parça parça doğrayıp birbirinize yedirecem.
H: Bilmediğin bişey var
B: Neymiş o?
H: Bana aşık olan tek sen değilsin
B: Ne demek istiyorsun sen?
H: Seni sadece Burak öldürebilir. Ve bana aşık Burak benim her dediğimi yapar.
B: Ne diyorsun lan sen ne Burak ı ne aşkı
H: (kahkaha atarak). Çok güzel bi gece olacak diyip evden çıkarak beni Şahin pezevengiyle baş başa bıraktı.
ahin hiç konuşmadan başımda duruyordu. Oruspu çocuğu Burak ne düşünüyordu yine. Bana neden söylememişti Hayalin herşeyi bildiğini. Korkum kalmamıştı pek. Hayal gidip bi boklar yemeye çalışacaktı. Ama Burak nasıl aşık olabilirdi ona mk. Kesin blöf yaptı orusbu. Yarım saat sonra Şahin bi anda şaşkın şakın bana bakmaya başladı. Ne oluyor mk diye düşünürken Şahin in simsiyah tişörtü gözüme çarptı. Telaşlanmaya başladım. Ne oluyordu mk. Lan Burak sakın diye geçirdim içimden. O sırada önce sağ sonra da sol bileğimde bi sıcaklık hissettim. Kafamı kaldırıp bileklerime baktım. Yavaş yavaş kan sızıyordu bileklerimden. Şahine çaresizce bakarak
B: Sen mi kestin lan orusbu çocuğu
Ş: Ne kesmesi mk ne saçmalıyorsun o kan nasıl akıyor mk
B: Burak Burak nasıl teslim oldun lan bi kıza nasıl ikimizi de mahvettin. Bi kız yüzünden. Allah belanı versin Burak…
Gözlerimle birlikte her yer kararmaya başladı. Son gördüğüm şey Kadir in gözlerinin beyazı oldu…
B: Sen mi kestin lan orusbu çocuğu
Ş: Ne kesmesi mk ne saçmalıyorsun o kan nasıl akıyor mk
B: Burak Burak nasıl teslim oldun lan bi kıza nasıl ikimizi de mahvettin. Bi kız yüzünden. Allah belanı versin Burak…
Gözlerimle birlikte her yer kararmaya başladı. Son gördüğüm şey Kadir in gözlerinin beyazı oldu…
Kanepede uzanırken birden telefonun çalmasıyla irkildim. Elimle yoklayarak telefonu bulup açtım. Bu ses annemin sesiydi. Tam kapatacakken “dur” dedi. Durdum bende sesini son duyuşum olabilirdi. Annem telaşla konuşmaya devam etti.
A: Oğlum, kurban olduğum niye cevap vermiyorsun sen telefonlarımıza. Bende babanda çok özledik seni.
B: Anne konuşmak istemiyorum beni rahat bırakın
A: Niye böyle yapıyorsun evladım biz ne yaptık sana.
B: Kapatıyorum anne hakkını helal et
A: Oğlum Burakım kurban olayım kapatma. Helallik istemek de neymiş gidiyormuş gibi.
B: Gidiyorum anne çok uzaklara gidiyorum
A: Burak yapma oğlum yüreğime indireceksin.
B: Hoşça kal annem.
Deyip kapattım telefonu. Kanepeye uzanıp gelmesi yakın olan sonumu beklemeye başladım. Fazla geçemeden ayak sesleri duyulmaya başladı binanın koridorunda. Çok geçmeden de kapı çalındı. Günlerdir bişey yiyip içmemiş ve kanepeden kalkmamış vücudumun tüm güçsüzlüğüne rağmen. Kanepenin kolundan tutarak kalktım duvarlarda elimi gezdirerek kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıyı açıp dizlerimin üstüne çöktüm. Gelen Hayal di kokusundan anlamıştım. Kolumdan tutup beni kanepeye kadar götürdü. Kanepeye oturtup kendisi de yanıma oturup söze girdi.
H: Nasılsın?
B: Elimde olan son şeyi de sen aldın. Nasıl olabilirim
H: Bunun olacağını en başından beri biliyordun
B: Önce gözlerimi aldın benden. Şimdi de hayallerimi. Daha ne kaldı ki benden alabileceğin
Elini yüzüme atıp gezdirmeye başladı ve konuşmaya devam etti.
H: Sen ölmeden onu öldüremem biliyorsun.
B: Hiç sevmedin beni değil mi?
H: Kör olana kadar seviyordum aslında ama gözlerini kaybettiğinden beri çok değiştin sen.
B: Senin yüzünden kör olmadım mı ben?
H: içerken ben zorlamadım seni
B: içmezsen çok üzülürüm dedin ama. Ben senin üzülmene dayanamam ki.
H: Ama şimdi de çok üzülüyorum. Hayalin evimin masasında öylece yatıyor. Eğer sen kendini öldürüp onun da sonunu getirmezsen o beni öldürecek sen bana kıyabilir misin?
ikimiz de sustuk. Eğilip son kez saçlarını koklamak istedim. Kendini geriye doğru çekip günlerdir sakladığım bir parça jileti kanepenin üzerinden alıp elime tutuşturdu.
H: Hadi bitir. Kurtar beni ondan.
B: Son bi kez tutayım elini herşeyi bitirecem sonra.
H: Al peki.
Diyerek elini uzattı. Tüm acizliğimle son kez sıkıca tuttum elini.
B: Bana kıyabilir misin diye sordun ya.
H: Evet
B: Kıyabilirim..
Diyerek jileti bileğine vurup tek hamlede kestim. Çığlık atarak kaçmaya çalıştı. Kolundan tutup çektim jileti tekrar sallayıp boğazını yardım. Yüzünü unutmaya başlamıştım ama çığlıkları asla unutamayacaktım. Bu sesi unutmak için kaç hayal daha kurup kaç insanı daha öldürmem gerekiyordu? ve şu bitmez tükenmez karın ağrım artık bitmeliydi. Jileti sıkıca tutup Hayal in elini bıraktıktan sonra önce sol sonra sağ bileğimi kestim.
A: Oğlum, kurban olduğum niye cevap vermiyorsun sen telefonlarımıza. Bende babanda çok özledik seni.
B: Anne konuşmak istemiyorum beni rahat bırakın
A: Niye böyle yapıyorsun evladım biz ne yaptık sana.
B: Kapatıyorum anne hakkını helal et
A: Oğlum Burakım kurban olayım kapatma. Helallik istemek de neymiş gidiyormuş gibi.
B: Gidiyorum anne çok uzaklara gidiyorum
A: Burak yapma oğlum yüreğime indireceksin.
B: Hoşça kal annem.
Deyip kapattım telefonu. Kanepeye uzanıp gelmesi yakın olan sonumu beklemeye başladım. Fazla geçemeden ayak sesleri duyulmaya başladı binanın koridorunda. Çok geçmeden de kapı çalındı. Günlerdir bişey yiyip içmemiş ve kanepeden kalkmamış vücudumun tüm güçsüzlüğüne rağmen. Kanepenin kolundan tutarak kalktım duvarlarda elimi gezdirerek kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıyı açıp dizlerimin üstüne çöktüm. Gelen Hayal di kokusundan anlamıştım. Kolumdan tutup beni kanepeye kadar götürdü. Kanepeye oturtup kendisi de yanıma oturup söze girdi.
H: Nasılsın?
B: Elimde olan son şeyi de sen aldın. Nasıl olabilirim
H: Bunun olacağını en başından beri biliyordun
B: Önce gözlerimi aldın benden. Şimdi de hayallerimi. Daha ne kaldı ki benden alabileceğin
Elini yüzüme atıp gezdirmeye başladı ve konuşmaya devam etti.
H: Sen ölmeden onu öldüremem biliyorsun.
B: Hiç sevmedin beni değil mi?
H: Kör olana kadar seviyordum aslında ama gözlerini kaybettiğinden beri çok değiştin sen.
B: Senin yüzünden kör olmadım mı ben?
H: içerken ben zorlamadım seni
B: içmezsen çok üzülürüm dedin ama. Ben senin üzülmene dayanamam ki.
H: Ama şimdi de çok üzülüyorum. Hayalin evimin masasında öylece yatıyor. Eğer sen kendini öldürüp onun da sonunu getirmezsen o beni öldürecek sen bana kıyabilir misin?
ikimiz de sustuk. Eğilip son kez saçlarını koklamak istedim. Kendini geriye doğru çekip günlerdir sakladığım bir parça jileti kanepenin üzerinden alıp elime tutuşturdu.
H: Hadi bitir. Kurtar beni ondan.
B: Son bi kez tutayım elini herşeyi bitirecem sonra.
H: Al peki.
Diyerek elini uzattı. Tüm acizliğimle son kez sıkıca tuttum elini.
B: Bana kıyabilir misin diye sordun ya.
H: Evet
B: Kıyabilirim..
Diyerek jileti bileğine vurup tek hamlede kestim. Çığlık atarak kaçmaya çalıştı. Kolundan tutup çektim jileti tekrar sallayıp boğazını yardım. Yüzünü unutmaya başlamıştım ama çığlıkları asla unutamayacaktım. Bu sesi unutmak için kaç hayal daha kurup kaç insanı daha öldürmem gerekiyordu? ve şu bitmez tükenmez karın ağrım artık bitmeliydi. Jileti sıkıca tutup Hayal in elini bıraktıktan sonra önce sol sonra sağ bileğimi kestim.
Hikayedeki karakterler sırasıyla;
Burak: Ben
Şakir Abi: Hikayenin en önemsiz karakteri
Derya: ilk yanılgım
Hakan: Her insanın katlanmak zorunda olduğu sinir bozucu bi tip
Hayal: En büyük yanılgım
Kadir: Hayalin hayal gücümü avladığı yem
Şahin: Hayal in beni yakalamak için yardım aldığı çocuk
Annem: Beni koşulsuz seven tek insan
Baş harfleri sırasıyla;
+(B)en (Ş)izofren (D)eğilim
-(H)erkes (H)ayalgücü (K)adar (Ş)izofrendir (A)slında
Burak: Ben
Şakir Abi: Hikayenin en önemsiz karakteri
Derya: ilk yanılgım
Hakan: Her insanın katlanmak zorunda olduğu sinir bozucu bi tip
Hayal: En büyük yanılgım
Kadir: Hayalin hayal gücümü avladığı yem
Şahin: Hayal in beni yakalamak için yardım aldığı çocuk
Annem: Beni koşulsuz seven tek insan
Baş harfleri sırasıyla;
+(B)en (Ş)izofren (D)eğilim
-(H)erkes (H)ayalgücü (K)adar (Ş)izofrendir (A)slında
Hikayenin gözden kaçabilecek detayları;
-Burak hiçbir zaman bir şeyi görmedi. Fark edilmeyecek bir detay gibi ama Burak ın gözleri görmüyor.
-Bazılarınız fark etmiştir ama yine de yazayım. Hikayeyi yaşayan, Burak ın hayal gücüydü. Burak gözlerini Hayal yüzünden kaybettiğinden beri hayal gücüyle yaşıyor.
-“Beyaz” detayı dikkatinizi çekmiştir. Gözleri görmeyen bir adamın sonsuz karanlıkta görebileceği tek fark beyazdı. Burak ın hayal gücüyle hayata tutunuşunu ince beyaz detaylar sağlıyordu.
-Hikaye boyunca hep önce sağ sonra sol terimi kullanıldı. Ama Burak kendi bileklerini tam ters sırayla kesti önce sol sonra sağ. Bu da Burak ın hayaline aynaya bakar gibi baktığını anlatmaya çalışıyordu. (aynada yönlerin tam tersi görünmesi gibi)
-Son dönemde başlayan karın ağrıları Burak ın açlığıdan kaynaklanıyordu. Hikayenin bir yerine kadar yemek yeme konusu vardı. Ama son domatesler de bittikten sonra kimse bişey yemedi hikayede. (Hayal in aldığı çay ve yaptığı yemeklerde dahil)
-Burak hiçbir zaman bir şeyi görmedi. Fark edilmeyecek bir detay gibi ama Burak ın gözleri görmüyor.
-Bazılarınız fark etmiştir ama yine de yazayım. Hikayeyi yaşayan, Burak ın hayal gücüydü. Burak gözlerini Hayal yüzünden kaybettiğinden beri hayal gücüyle yaşıyor.
-“Beyaz” detayı dikkatinizi çekmiştir. Gözleri görmeyen bir adamın sonsuz karanlıkta görebileceği tek fark beyazdı. Burak ın hayal gücüyle hayata tutunuşunu ince beyaz detaylar sağlıyordu.
-Hikaye boyunca hep önce sağ sonra sol terimi kullanıldı. Ama Burak kendi bileklerini tam ters sırayla kesti önce sol sonra sağ. Bu da Burak ın hayaline aynaya bakar gibi baktığını anlatmaya çalışıyordu. (aynada yönlerin tam tersi görünmesi gibi)
-Son dönemde başlayan karın ağrıları Burak ın açlığıdan kaynaklanıyordu. Hikayenin bir yerine kadar yemek yeme konusu vardı. Ama son domatesler de bittikten sonra kimse bişey yemedi hikayede. (Hayal in aldığı çay ve yaptığı yemeklerde dahil)
Benim adım Rusya'dan Bayan Nadia Albert, Ve ben bugün Kredi ödünç alan Bay Russ Harry'nin yardımıyla mutlu bir kadınım. Kredi arayan herkesi bu Kredi şirketine yönlendireceğim. Bana ve aileme mutluluk verdi, 2 çocuklu bekar bir anne olduğum için hayatımın her yerine başlamak için 500.000,00 dolarlık bir krediye ihtiyacım vardı. Bu dürüst ve tanrı bir kredi ile bana yardım eden adam kredi borçlandırıcıdan korktum 500.000,00 ABD Doları, düşük bir oranda. O, Tanrı'dan korkan bir adamdır, eğer krediye ihtiyacınız varsa ve krediyi geri ödeyecekseniz lütfen onunla iletişime geçin E-posta yoluyla Elegantloanfirm@hotmail.com / Whatsapp numarası + 393511617486
YanıtlaSilİyi günler ! kredi talep eden tüm değerli müşterilerimize hızlı bir bildirimde bulunmaktayız, şu anda uygun bir kredi faiz oranına sahip bir kredi planındayız.
YanıtlaSilİletişim:
creditcentercorp.usa@gmail.com
whatsapp: +1 (847) 453 9904
Hepsi, Gıda süpermarket işimi farklı yerlerde kurmam için 1.000.000,00 USD tutarında bir kredi sağlamama yardımcı olan Elegant kredi firmasına teşekkürler. Son dört yıldır mali yardım arıyorum. Ama şimdi, kredi memuru Bay Russ Harry'nin tüm yardımı ile tamamen stresliyim. Bu nedenle, işini geliştirmek için fon arayan herkese yardım için bu büyük firma ile iletişime geçmesini tavsiye edeceğim ve bu gerçek ve test edilmiştir. Ona E-posta --Elegantloanfirm@Hotmail.com- veya Whats-app +393511617486 aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
YanıtlaSil