-pardon dedi
-önemli değil alışmaya başlamak şimdiden dedim
-neye alışmaya dedi
-aramızdaki mesafe mutlaka gerginleştirecek bizi sinirimizi birbirimizden alacağız mutlaka.
seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim. aslında ben kimseyi sevmemişim sana kadar
haliyle sensizliğide ilk defa yaşayacağım seni çok sevmeme rağmen
en az senin kadar tecrübesizim senleyken yalnızlığa.
ama böyle devam etmesi halinde sadece birbirimizi üzeceğimizi sende biliyorsun.
bunlar sadece başlangıç
daha ben senden sen benden şüpheleneceksin başkası var mı diye
hep merak edeceksin. beni aldatıyor mu diye
hep kendimize soracağız acaba sevgisi azalıyor mu diye.
şimdiki duygularla açık konuşmak gerekirse ne başkası olur ne de sana sevgim azalır
ama gelecek ne gösterir bilinmez ama geleceğe ikimizin birbirimize takınacağı tavırlar yön vereceği de bir gerçek
iki haftamı hiç işim olmayan biri yüzünden mahvettin.
kendine göre gerekçelerinde vardı
haklı da olabilirsin kendince
ama seni bu kadar seviyor olmam
en azından sen bana tekme atarken popomda hissettme hakkı veriyor sanırım
daha da açık konuşmak gerekirse
tarkanı tekrar dinle.
benim için gerçekten bir hayalsin bir macera
seni seviyorum demek bile kalbimde parçalanmalar yapıyor
sana bakmaya ve koklamaya doyamayacağım uzun bir süre
ilk gün seninle tanıştığımızda ki sarhoşluk var hala üzerimde
lütfen ayıltmaya çalışma beni sarhoşun da olsam izin ver hep seveyim dedim
**tam olarak nedir amacın dedi
-ben sana atla gelmedim. prensin olmayı haketmiyor da olabilirim. aklının bugüne kadar hayal ettiği birisi olmadığım için
şu an benim için delice attığına inandığım kalbini benim için atmaktan vazgeçirmesinden korkuyorum.ama vereceğin her karara da saygı duyuyorum
beni sevmek zorunda değilsin.ama dürüst olmak zorundasın. beni peşinde kopacağını bile bile bir halata bağlayıp süründürme lütfen
inanmıyorsan biraz dur ben kendim çözeyim halatı dedim
-sen beni sevmiyor musun kelebek dedi
-çok seviyorum dedim. düşünmeden
-benim seni sevdiğime inanıyor musun dedi
-inanıyorum dedim
-o zaman şimdilik bunları unut.şu üzüntü halimize bir çözüm düşün dedi
-koşarak gelsem kaç dakika ankara acaba dedim
-belli oldu hızlı düşününce iyi kararlar veremiyorsun dedi. gülümseyerek
-hayır dedim çok doğru bence
-koşarak gelmek mi çok mantıklı dedi
-hayır seni güldürmek dedim
-tamam ama sapık fıkralarından beni uzak tut hatta babama bile anlatma dedi yine gülerek
-tamam dedim.
-ayrıykenki zamanlarımızı kalbimizi kandırarak geçirelim yani diyorsun dedi
-çok mu acele etmişim düşünürken dedim
-zaman gösterecek dedi
-öpüyorum dedim
-kimi dedi
-seni dedim
-kapatma hemen dedi
-sıkıldım ama dedim
-bu kadar kötü espriler yapacaksan başka çözümler bul lütfen dedi
-bir de düşünerek arayayım çözümü o zaman dedim
-düşünmeye dalmadan önce bir öp o zaman dedi
-öptüm dedim
-hadi iyi geceler dedi
-aaa kapatıyor musun dedim
-evet sıkıldım dedi
telefonu kapattı
arkasından bir mesaj attı
-gördün mü ne kadar kötü espriymiş dedi. gülerek
-iyi geceler dedim
sanada dedi
sonra içimdeki üzüntü hafifledi
gülüyordum bile onu düşünerek uyumaya çalışırken
bir iki mesaj daha attı ve onsuz geçen gece sayısını ikiye çıkaran uykuya daldım
**günler günleri takip etti.
ilk başlarda çok zorlansakta haftalar geçmeye başlayınca alışmaya başladık
ben onu eğlendirmek için uzaktan uzağa ne kadar takla atılabilirse attım
ona mektuplar içinde şiirler yazıp gönderdim
her seferinde hiç beğenmediğini söyledi
karşımda olsan sesini duysam daha anlamlı şiir olur benim için dedi hep
bazen o beni teselli etti bazen ben onu
tam çıkmaza girip ikimiz birden özlem moduna geçince
bazen ağlaştık
isyan ettik
ama sevgimizi hiç kaybetmedik
hiç bir zaman laf olsun diye seni seviyorum demedim
hiç bir zaman içimden gelmeden seni özlüyorum da demedim
çoğu zaman dayanamıyorum binip geliyorum desede
hep ikna ettim gelmemesi konusunda
okulunun her zaman benden daha önemli olduğunu söyledim
ilk başlarda çok sıkıldı bu okul konusunda söylediklerimden
bizi ayıran şey okul değil mi zaten dedi her seferinde
bu arada alanyadaki turist sayısında kış mevsimi nedeni ile azalma olduğu için
işler de doğru orantılı bir şekilde azaldı
babası ebrunun yokluğunda iki kere geldi dükkana
bir tanesinde yine tavla oynadık
diğerinde de çay içip konuştuk sadece
ebrunun her konusu açıldığında
üzerine toprak attım muhabbetin
her iki gelişinde de eve davet etti beni
ama evlerine gitsem herşey ebruyu hatırlatacağı için kendimi daha fazla üzmek istemedim
bunu da açık bir dille babasına anlattım
hak verdi
zaten dükkanda her tarafa bakışımda onu görüyor sebebsiz yere durup dururken
darlanıp üzülüyordum
zordu onsuzluk
**bende kendimi sağdaki soldaki esnaflarla geyiğe vurarak zaman geçirmeye çalışıyordum
gelen turistlerle makara yapıyordum
ebru geleceği tarihi söyledi
ramazan bayramı
günler yaklaştıkça heyecanım daha da arttı
beraberce kalan günler saat dakika ve saniye olarak hesaplanıp matemetiğimiz güçlendirildi
az kaldı diyerek birbirimizi tesselli ettik.
bir gün sabah hiç atmadığı bir saatte mesaj attı
bende yenip kalkmış dükkana gidiyordum
-günaydın aşkım yazıyordu
-günaydın uyuyamadın mı yoksa dedim
-ben senin gibi bu saatlere kadar uyuyorum mu sandın dedi
saat 10 civarıydı
-gece rahat bırakmıyorsun ki uyuyayım da erken kalkayım dedim
-göndermeyeyim istersen bir daha??ne yapıyorsun bu arada dedi
-sana mesaj parası yetiştirmek için çalışmaya gidiyorum dedim
-hayırlı işler dedi
ben dükkana geldim
kepenkleri açtım
dışarı çıkarılması gereken malları çıkardım
sonra dükkanın önü toz yapmasın diye dışarıya su fışkırtırken yoldan geçen tek tük turiste de
onlara su fışkırtıyormuş gibi yapıp makara yaptım
sabah sabah kendi kendimi eğlendirmekti benim ki
dükkandan içeri girdim ama
sonra dükkana vuran güneşi engelleyen bir gölge gördüm
dönüp baktım kim diye
karşımda gördüğüm kişinin bende uyandırdığı duygu
şaşkınlık değildi
ne gülebildim ne ağlayabildim
suratımdaki mallık ifadesini kim olduğunu söyleyeyim siz tahmin edin
ebru
o an ayaklarım ilk adımı atabilse o güne kadar kırılmış kısa kulvar sprintçilerden bile daha hızlı koşarak o rekorun amına kordum ama
atamadım
dondum kaldım
bir gün sonra gelecekti amk.
sonra beynim ellerime hükmedebildi sadece aslında kendimi tokat manyağı yapıp rüya mı gerçek mi onu test etmek istiyordum ama
saçlarımı düzeltebildim sadece
evet amk. ebruydu işte. sonra konuştu bile
-hasta edeceksin turistleri niye su fışkırtıyorsun onlara dedi
gülümsedim şuursuzca
bana yaklaştı kıpırdayamadım bile
sarıldı
vay amk. öyle duygunun
belimi saran ellerine kurban olduğum yanımdaydı
sonra yanağımda bir öpücük almaya çalışırken
-dur orucumu bozacaksın dedim
-iftarı bekleyeyim o zaman dedi
-sensizlik orucumu erken açtın hayırdır dedim
-hoca bazen erken okuyor işte dedi
-o hoca en büyük din adamıdır gönlümün dedim
-bizim eve ezan sesi duyulmadı henüz dedi
-haberleri yok mu geldiğinden dedim
-yok söylemedim senin gibi yarın geleceğimi sanıyorlardı dedi
-ne zaman eve gideceksin dedim
-akşam iftara beraber gideriz ama ben niyetli değilim haberin olsun dedi
-aç mısın dedim
-biraz dedi
---ne yersin canım dedim
-menüde ne var dedi
-simitçiden simit. tostçudan tost. pastaneden de ne istersen dedim
-çeyrek tost yeter dedi
diafondan yarım tost istedim.
-çeyrek yeter bana dedi
-küfür eder şimdi adam çeyrek tost mu olur ilkokullu gibi dedim
-ne içersin dedim
-kahve söyle de uykum açılsın dedi
-bir dakika sen ne zaman geldin dedim
-saat 8 de alanyaya indim dedi
-peki ben gelinceye kadar ne yaptın dedim
-seni bekledim dedi
-annenlere gidip sonra gelseydin bari yada haber verseydin erken kalksaydım dedim
-en çok kimi özlediysem ilk onu görmek istedim dedi
-otobüsde uyuyabildin mi dedim
-sence dedi??
-ben seni görmeye geliyor olsam bırak uyumayı her otobüs durduğunda küfür ederdim şoföre dedim
-bende etmedim sayılmaz. dedi
vay amk. uyumadıysa uyuması lazımdı bu kızın zira akşam onlara yemeğe gidecektik
ama bu uykusuzlukla ebru iftara bile çıkmadan uyurdu
önemli olan iftar yemeği değilde onu öpebilecek olmamdı
onu uyutmam lazımdı ama nasıl
dükkanda yatacak yer yok.
kız yanıma gelmiş sana bir apart tutayım yat biraz desem muhtemelen benden ayrılmak istemeyeceği için
kabul etmeyecek
tabure de uyunmaz
eve git desem o zaten planı kurmuş akşam ailesine ben geldim diye sürpriz yapmayı düşünüyor
vay amk. saksı durdu
nasıl yapsam ne etsem diye düşünürken
tost u geldi
biraz daha düşünme fırsatı buldum
tostunu yedi
bir yandan da bana bakıp bakıp sevgi ile gülüyordu
dışarı çıktım dışardaki malları içeri almaya başladım
o bana ne yapıyor acaba diye bakarken
dükkanın kepengini de yarıya kadar indirip
-hadi gidiyoruz dedim
-nereye dedi
** elimi onun gelip elimi tutmasını beklercesine kaldırıp hadi dedim
dışarı çıktı
kepengi kapattım
ilk taksi durağından bir taksiye bindik
bizim eve gittik
-yarın gelsek de annenlerin elini de öpseydim dedi
-onlar evde değil bayram için köye gittiler dedim
-buraya niye geldik peki dedi
-seninle olan ilk günümde çalışmak istemedim dedim
içeri girdik amacım onu uyutmaktı ama nasıl amk.
onu çiftli koltuğa oturtup arkasını da yastıkla iyice destekledim.
-bu kadar iyi davranma gitmem bir yere yoksa dedi
bende karşısındaki koltuğa oturdum
-çok özledim seni dedi
sus işareti yapıp
-bırak gözlerim biraz sensizlik hasretini gidersin dedim
-ben gözlerimin hasretini giderirken, dudaklarımın sana söylemeyi çok özlediği seni seviyorum diyebilir miyim arasıra dedi
-benim için ömür boyu geçerli olan bir tane söyledin zaten dedim
-ne zaman dedi
-kollarımdayken ilk gözyaşınla dedim
-o muydu ilk dedi
-kalbime ilk düşen mutluluk gözyaşı oydu dedim
-şimdi tekrar ağlayarak söylemeyeyim o zaman orucun bozulur dedi
konuştukça konuşuyor amk. bende kendimi kaptırdım.o bana laf oyunu ben ona laf oyunu derken
baktım olacak gibi değil
annemleri aramam lazım dedim
telefonu çıkardım aradım babamı
nasılsınız falan filan ne kadar sıkıcı geyik varsa yaptım
sonra mutfağa yönelip telefonu kapattım ama bir süre konuşuyor olmaya devam ettim belki uyuyakalır diye
arasıra odadan içeri baktım dalmış mı diye yok amk. benden uyanık
kemal sunalın müjdeye kaymak için çocukları uyutmaya çalışırken kendi uyuması durumu var ortada
sonuçsuz telefonu kapatıyormuş numarası yaptım
-biraz uzan istersen dedim
-uykum yok dedi
nasıl yok amk.yaa
**ben yanına uzandım
sadece yarı sarılır halde
karın kaslarım gelişti amk. kanepeden düşmemeye çalışırken
bir saat kadar uzandıktan sonra nihayet uyudu
bir müddet onu izledim.
bende mal mal bekledim evin içinde
zaten oruçtum son gün diye
ne bişey yedim ne içtim
ne de o uyurken bir öpücük kondurdum
akşam ezanına 1 saat kala uyandırdım tv nin sesini kasıtlı olarak çok açarak
-ne kadar var dedi
-neye dedim
-seni öpmeme dedi
-az kaldı dedim
-tamam sen bir markete git gel lütfen dedi
-ne alayım dedim
-en ucuz ne varsa onu al dedi
pek anlayamasam da ne yapmak istediğini dışarı çıktım kapının önünde bekledim
kim gider markete amk. zaten açlık başıma vurmuş
5 dakika kadar oyalanıp kapıyı çaldım
-bir tane daha al o yetmez dedi
vay amk.ne aldık ki ne yetecek
biraz daha bekledim
yine çaldım kapıyı
açtı üstünü değiştirmiş
biraz makyaj tazelemiş
-bunun için mi gönderdin beni dedim
-orucun bozulabilirdi ama dedi
kız haklı beyler bozulabilirdi amk.
hadi sende hazırlan dedi
-bende bozuk para kalmadı şu ucuz şeyden bi tane de sen alıp gelsene dedim
-gözlerimi kapalı alıyormuş gibi yapsam dedi
-parmaklarına güvensem gözlerine güvenmem dedim
odaya geçtik.
o oturdu
ben kalkıp diğer odaya geçtim
yardıma ihtiyacın olursa haber ver diye takıldı
giyindim
evden çıkıp onların evine gittik
kapının önüne geldik
-ezan okunsada öyle girseydik dedim
-amacını anladım kelebek dedi
evet lan öperek açmak istiyordum
kapıyı çaldım
annesi açtı
-oo kelebek hoş geldin dedi.
-hoşbulduk demeye kalmadan kenara itildim amk
ana kızın arasında kaldım
vay amk.ben bile sarılamamıştım ebruya öyle
sesi duyan geldi ondan sonra içerden
beni sikleyip hoş geldin bile diyen yok
içeri aldılar kızı apar topar
onlar kızla ilgilenirken bende dışarda kalmış sokak kedisi gibi son saniye driplingiyle içeri girdim
** eveeeet
masa kurulmuş
karnım zil çalıyor
ama birden doydum
ceyhun piçinin kankası yani ebrunun kuzeni de orda
o piçin annesi ve babası tarafından bu bahsettiğiniz kelebek mi muhabbeti döndü
-evet dedi ebru bana sarılarak
yine kıpkırmızı oldum uzun zaman sonra
rakip takımın taraftarları bile beni beğendiler amk.
o piç hariç tabi
muhtemelen kibarlık olsun diye bana birkaç iyi kelam da bulundular
bende teşekkür edip
o piçin kız kardeşi olduğuna inanamadığım dünyalar tatlısı 5 yaşındaki kızları ile ilgilendim
derken alanya kalesinden top atışı duyuldu
ve masaya oturduk
ebru ile yan yana oturduk o piçde nedense karşıma denk geldi
amk. otobüsde soğan yemiş biri ile aynı demire tutunmaya çalışmak gibi hissettim kendimi
konuştukça konuştular ebru hakkında
okul ankara yolculuk sürpriz
ebru konuşmaların çoğunu elindeki çatalı bırakıp elimi tutarak devam ettirdi
ben yabancı gibi sus pus oturdum arasıra gülümyerek
o piçde pek ortam adamı değildi bu durumlarda
o da benim gibi susuyordu
sonra ebru
gözleri üzerime toplayan
-kelebek benim için çalışmadı bugün dedi
digerleri aaa öyle mi falan geyikleri yaparken
-yevmiye mi verdi de öyle çalışmadım dedim
gül gül öldüler amk. öle salak salak oturan birinden öyle bir söz beklemiyor olsalar gerek
-kaç para verdin ebru dedi o piç
he amk eksik kaldın sende sikmeye çalış
-kalbini aldım bak burda atıyor dedi. kalbini göstererek ve o piçe kıl olmuş bir şekilde ebru
diğer ev ahalisinden
ooooooo gibi tezahuratlar yükseldi
-umarım değerini bilirsin kızımızın dedi. piçin annesi bana bakarak
ben zaten utanıyordum böyle aşk konularını başkalarının yanında konuşmaktan ama artık top falsolu bir şekilde üstüme üstüme geliyordu
golü atmamak ortaya ayıp olurdu
-bilemedim dedim.top göhsüme alırcasına
-neden dedi
ve çaktım golü
-çünkü...
**kadın erkek eşitliğine aykırı bu yaptığım dedim
ne diyor lan bu diye bana bakarlarken
-kendi kalbimin hamal'ım yapmışım aslında onu.
oysa aşk terazisinin hep dengede kalması için ikimizin de bir kalbe ihtiyacı var dedim
anlamadılar anladılar gibi göründüler. yada gerçekten anladılar tam bilmiyorum
ama ebru elimi tutarken anlamış görünüyordu
hoş beni onun anlaması da yeterliydi benim için
yemek faslı bitti.
ilk önce tatlı mı çay mı meyve mi seçim tartışması yapıldı
oylar kullanıldıktan sonra demokratik bir şekilde karar verildi
-tatlı almayı unuttuk kusura bakmayın dedim ebrunun annesine
harbiden ayıp ettik amk.
misafirliğe eli boş gidilir mi??
-kızımı getirdin yeter dedi gülümseyerek
salonda otururken hep beraber
muhabbet eee daha daha gibi sıkıcı bir hal almaya başladı
işin doğrusunu söylemek gerekirse o piçin anne ve babası da iyi insanlara benziyordu
daha önce biliyor olsalar gerek
beni aşşagılayabilme ihtimali olan hiç bir soru sormadılar
salonda ebru yanımda oturuyordu
ama zaten yeni geldiği ve bütün gözler onda olduğu için
bende ön planda kalıyordum
ebru da sağolsun utandığımı anlamış olsa gerek bana fazla sürtünmedi
sadece sevgi dolu bakış ve elimi arasıra tutma girişimler hariç
baktım olacak gibi değil
çay geliyor meyve gidiyor
tatlı geliyor patlamış mısırlar gidiyor
amk. bu kadar yiyorlar hala hepsi çubuk kraker gibi
kendi kendime düşündüm bunlar benden farklı mı sıçıyor diye
kimsenin gideceği yok
oturdukça oturuyorlar
konuştukça konuşuyorlar
ebrum yeni gelmiş
daha öpememişim bile
**ebruya ben gideyim mi işareti yaptım
sakın ha dercesine bana baktı
kadınlar kendi arasında geyik yapmaya
erkekler de futbolu konuşmaya başladılar
neee futbol mu deyip daldım geyiğe
o piçle aynı takımı tutuyor olmamız herhalde tek ortak noktamızdı
sizinde hikayeden bildiğiniz üzere derin futbol bilgimle
objektif olduğuma inandıkları yorumlarımı beğendiler
biraz konuştuktan sonra o piçle de aramız yumuşamış gibiydi
bana sataşmaya çalışmıyor fikirlerime katılıyordu
konumuz futbol olmadığı için konuşma ayrıntılarını ve tuttuğum takımı belirtmedim
konuştukça muhabbbet açıldı ama ben sıkılmaya başladım
çünkü aklım ebrudaydı
vay amk. nasıl görüşecektik adamlar hiç gideceğe benzemiyordu
en iyisi yarın görüşürüz artık mantığı ile
-bana müsade artık dedim
-camide müezzinlik mi yapacaksın bayram namazında acelen ne dedi piçin babası
diğerleri de güldüler takılırcasına bana
-hayır cübbemi ütüleyeceğim dedim
baktım yine gevşediler bırakacak gibi değiller
ebru da zaten gitme dercesine bana bakıyor
ama sıkıldım amk.ne yapayım
kızla yalnız kalamadık ki
hepsinin elini tek tek sıkıp ufak kızdan da küçük bir yanak aldım
hepsine teşekkür edip kapıya yöneldim
ebru kapı dışına kadar annesi kapıya kadar babası salon çıkışına kadar diğerleri de ayakta uğurladılar beni
ebru ile lisede tuvalette arka arkaya çekilen sigara nefesleri gibi
hevesim kursağımda kalarak bir kaç kez kısa kısa öpüştük
sonra gittim
zemin kata inmeden mesaj geldi ebrudan
---gönül hamalın seni çok seviyor diye
-bende seni çok seviyorum bayram şekerim dedim
-sadece bayramlığın mıyım dedi
-delin olduğumu hatırlatarak evet cevabını veriyorum dedim.
-deli diye son mesajını gönderdi o gecelik
ertesi gün kalktım ama bayram namazına gidemedim.
bir kaç çocuk kapıyı çalınca uyandım
ebruyu aradım
kısa bir bayramlaşmadan sonra
ailesi ile aile büyüklerinin yanına gitmek zorunda olduğunu söyledi
bende köye gittim
mezar ziyareti. sülale bayramlaşması derken bir kaç tanıdıkla bayramlaşma derken alanyaya dönen
bir akraba arabası ile döndüm
-bana da bırak öpücüklerden alanyadayım dedim
-ceyhun bayram mesajı attı haberin olsun dedi.
-büyütmeme gerek var mı olayı dedim
-yok o da kabullenmiş artı birlikteliğimizi dedi
-o zaman sadece bayram mesajı atmamış dedim
-kelebek sevdiklerinle mutlu bir bayram geçirmeni dilerim yazmış dedi
-kapatıyorum olayı o zaman dedim
-lütfen dedi
bayram bayram moralim bozuldu ama ebrunun açık sözlülüğü karşısında saygılı bir şekilde kabullenmek lazımdı durumdu
bizim yaşlardaki tüm gençlikte bayram dolayısı ile alanyaya gelmiş gibi gözüküyordu
-akşam bir yere gidelim mi dedi
kabul ettim
vakit gelince evden aldım onu
mekana gittik el ele içerde kimler yoktu ki amk...
-
**mekana girdik hınca hınc dolu.
o kalablıkda benim gözüme ilk çarpan kişi ceyhun oldu
içerde oturacak yer kalmamış bayram dolayısı ile
garsona sorduk yer var mı diye biraz bekletirim dedi
ebruya başka yer gitmeyi teklif ettim
-biraz ayakta barda duralım giderler şimdi dedi
ama ben ceyhunu görmüştüm bile zaten bayramlık keyfim eksilerin altında seyrediyordu
erkeklik hali
ceyhunda burda gidelim dedim
-hani nerde dedi ebru
bak dedim yerini göstererek
-benim kimseden korkum yok diyerek öptü beni
tam bu sırada garson yaklaştı ve yer boşaldığını söyleyerek bizi boş masaya götürdü
ısrarla içkileri söylemeden ebruya gitme konusunda yalvarsam da gitmedi
yerimize oturduk
her yerde gözüme tanıdık simalar takıldı
mezun olduğum okuldan tanıdık arkadaşlar ebrunun arkadaşı olduğunu bildiğim kişiler
ama beni tek alakadar eder ceyhundu o yüzden de gergindim
ebrunun tüm ısrarlarıma rapmen başka yere gitmemek istemesi beni daha da kızdırmış olsa da belli etmemeye çalıştım
zira her an beni öpüp sevdiğini söylüyordu
ebru votka bull üstüne votka bull içiyordu hızlıca
bende aynı içkiden yavaş yavaş içiyordum
bir gözüm ceyhunda bir gözüm de ebrunun nereye baktığındaydı
ilkm başlarda ceyhuna bakmıyor olsada
daha sonra önce ona bakarak onun dikkatini çeker çekmez beni öptüğünü fark ettim
ruya her bitirdiği votka buldan sonra gitmeyi teklif etsemde
o içtikçe içiyordu
gecenin ilerleyen saatlerine geldiğinde
çalan müzik çalsın sazlar oynasın kızlar ve alem tamamen sarhoş moduna geçmişti
çok sıkışmış ve acil tuvalete gitme ihtiyacı duyduğum halde gitmedim ne olur ne olmaz diye
derken ebru wc ye gitmek istediğini söyledi
bende geleyim mi dedim
yok gerek yok dedi
o tuvalete hareketlenince benim odak noktam ceyhun oldu
ben de çaktırmadan da olsa ona bakarken onun da hareketlenip
wc ye yöneldiğini gördüm
şimdi durumu kavramanız için hissettiklerimi ama ebruya anlatmadıklarımı size söylüyorum beyler
1.amk orospusu sana gidelim diye yalvardığıma göre belli ki ortamdan memnun değilim çünkü eski sapın orda
kalk gidelim işte amk.yok gelmiyor
2.neden burdayız ceyhunun olduğunu bile bile diye sorsam bana kimseden korkum yok diyor ama benim hissettiğim kadarıyla yaptığı her hareket
ceyhunu kıskandırmak için
3.ebruya desem ki gelmiyorsan ananın amına kadar yolun var.ben gitmiş olacağım ve ebru muhtemelen benim kıskançlık krizime kızmış olacak ve ceyhunla onu aynı meknada bırakmış olacağım
götüm yer mi yemez.
4.susmak herşeyi zamana bırakmak ağzına sıçmak için çözüm mü?? gece herşeye gebe kararsızım
bizim kız wc de arkasından ceyhun kalkmış wc ye gitmiş
ben durur muyum??
duranın götüne koyim
**gittim ceyhunun arkasından
ceyhun wc ye girmedi bile kapıda bekledi
bende uzaktan onu seyrederken amacını öğrenmek için
bizim ebru da çıktı
ceyhun başladı konuşmaya bizimki bir süre dinledi dinledi
ceyhunda konuştukça konuştu
oraya gidip ceyhuna uçan tekme ile girerek devamında agzını burnunu kırmanın doğurabileceği sonuçları
herkesle tartışırım
1.hıncımı almış ceyhunun anasını sikmiş olurum
2.ebru ne yapoyorsun sen diye bana tepki gösterip siktiri çekebilir
2.ihtimalin riskini almaya bile değmez beyler çünkü ebruyu kaybetmeye dayanamayacak kadar seviyordum
herşeyi akışına bıraktım
onlar konuştu ben mal mal baktım
içimdeki sevgi azalarak kendimi zor tutarak ve ebruya muhteşem bir şekilde kızarak
ama kız zaten onu seviyorsa benim yapabileceğim hiç birşey yoktu
beni üzen dakikalar önce beni sevgi dolu öpen kızın hiç hoşlanmadığım ve hoşlanmadığımı bildiği bir erkekle bende aynı mekanda iken öncesinde bir hayli konuşup akabinde ona sarılıyor olması idi
peki onları öylece bırakıp gitmek çözüm müydü
hayır en azından bence hayır
sesimi bile çıkarmadan bekledim
el sıkışarak vedalaştılar
ve ayrıldılar. bende bayan sanatçıya gidip o zamanın en büyük banknotunu vererek bir istekde bulundum
ebru gündeş yalan
bunu dedim çal dile benden ne dilersen
yalvaran gözlerle bakınca tamam dedi
masaya geçtim
ebru geldi oturdu hiç birşey söylemeden
bende hoşgeldin bile demedim
şarkı biter bitmez istek parçam başladı
--Yalnızlık kolay değil anladım
Yüreğim yangınlarda geri dön
Tükendi bitti artık bedenim
Ayrılık ölümden daha zor
Tükendi bitti artık bedenim
Ayrılık ölümden daha zor
Kırık dökük bir sal gibi battım ha batacağım
Mahşer günü günahına inan kefil olacağım
Dönmeyeceksen söyle ateşinle yanacağım
Yandığım ateşlerde sevdan gibi yalan yalan
Dönmeyeceksen söyle ateşinle yanacağım
Yandığım ateşlerde sevdan gibi yalan yalan
yalan yalan yalan yalan yalan yalan
sevdan aşkın yalan yalan
yalan yalan yalan yalan yalan yalan
sevdan aşkın yalan yalan
Kırık dökük bir sal gibi battım ha batacağım
Mahşer günü günahına inan kefil olacağım
Dönmeyeceksen söyle ateşinle yanacağım
Yandığım ateşlerde sevdan gibi yalan yalan
Dönmeyeceksen söyle ateşinle yanacağım
Yandığım ateşlerde sevdan gibi yalan yalan
Yalan yalan yalan yalan yalan yalan
Sevdan aşkın yalan yalan
Yalan yalan yalan yalan yalan yalan
Sevdan aşkın yalan yalan
her mısra satır ve kelimesini sanatçı ile beraber bağıra bağıra söyledim
her yalan kelimesi geçtiğinde ebrunun gözünün içine baktım
çok mu duygusalım bilmiyorum piç kuruları ama
göz yaşlarımı yine tutamadım
** tamam kız sarhoştu ama sonuçta seçimlerini kendi başına yapmak zorundaydı
içimdeki ebruya olan ateş onlar konuşurken sönmeye meyilli olurken
onların sarılmasını görünce bir an buz kesti kalbim
tanrı bana ölmek istediğin zamanı istediğin zaman seçebilirsin hakkını verseydi o zamanı seçerdim
ebru gözyaşlarımı silmek isterken
elini tuttum
-başkalarına dokunduktan sonra ellerini yıkamadan bana dokunma dedim
o ruh hali ve kafamın iki tarafında boynuzlanma hissi ile sikimde bile değildi artı dünya
dünyayı sikime takmamamda ebru gündeşin söylediği yalan parçası da etkili olmuştu elbet
ben de deli gibi içmeye başladım
o suçunu biliyor olsa gerek veya tartışmayı büyütmemek için olsa gerek bana cevap vermedi
cevap vermemesi beni olayın doğruluğuna daha çok inadırdığı için
ebruya yüklendikçe yüklendim
-ceyhunu kıskandırmak için beni kullanıyor olduğunu düşündüğümü
-eğer hala unutamadıysa ona gitmek isterse kendini durdurmayacağımı
söyledim ama hiç birine cevap vermedi
kendi kafamda olayı bitirip ebrunun bu ceyhunu ben ne bok yersem yiyeyim unutamayacağı kanaatini getirdim
ama işin en acı tarafı sevdiğim kıza sahip olduğunu düşünürken aslında sadece gönül geçiştirmesi olduğunu düşünmek
var mı amk. ötesi
ben sevmişim kalbimi aşkımı zamanımı vermişim. uğruna ölmeye hazır hale gelmişim
amk. kevaşesi eski sapıyla konuştukça konuşup üstüne sarılıyor
kafam iyice güzelleşti
önüme çıkana saldırmak ister hale geldim
tek eksik olan ceyhunun gözüme gözükmüyor olmasıydı
bir kere baksa bile aramızdaki masaları siklemeden
ne bakıyorsunun akrasından bildiğim en ağı küfürü edip üstüne atlayacaktım ama bakmadı
ben wc ye gittim
kendime gelip
ne oluyor lan demek için
elimi yüzümü yıkayıp hızlıca dışarı çıktım ceyhun bizim ebrunun masasına gelmiş mi diye
negatif. herkes yerinde oturuyor
biraz daha hiç konuşmadan masada oturdum
ebrunun her sarılma ve öpme harektini olumsuz yanıtlayıp kendimi ondan soyutladım
derken ebru yine wc ye gitmek istedi
bir gecede bu kadar işenir mi amk
tamam git bakalım amk. dedim içimden o masadan kalkmadan gözlerimi ceyhuna diktim
bu nasıl bir iletişimse bir dakika sonra ceyhunda kalktı masasından ve wc ye yöneldi
duranın ikinci kez götünü sikeyim ama bu defa amacım farklıydı
wc nin önüne ceyhunun beklediği yeri iyi görecek bir yere zula yaptım kendimi
bi kaç zaman bekledikten sonra ebru çıktı
yine konuşmaya başladılar
içimden sabır sabır çeksemde daldım muhabbetin ortasına
direk ebruyu muhattap alarak
-sana iyi geceler bensiz wclerde daha çok eğleniyora benziyorsun dedim
ve siktirdim gittim
** kız arkamdan geldi mi evet
beni durdurmaya çalıştı mı evet
ben sikime takıp durdum mu hayır
aşkın amına koyayım dedim mi evet
aşkın yalanlığına inandım mı evet
ölmek istedim mi??bir kaltak için hayır
kafam güzel miydi?? fevkalade
ebruyu hala seviyor muydum?? maalesef evet
unutabilme ve onsuz yaşayabilme olasılığım neydi?? hiç bir fikir yok
hayat bazen kelebeğin yarrak sikmesi kadar garip mi??evet orospu çocukları evet
içimden geri dönüp önce ceyhunu sonra ebruyu dövüp ananızın amında fren yapmaya kadar yolunuz var demek geçti??
geçmediyse ben orospu çocuğuyum
...
şimdi size sesleniyorum ey insan evlatları
bana günlerdir söylüyorsunuz burda bırakma burda bırakan orospu çocuğudur. burda bırakılır mı piç diye
bırakılıyor beyler
en güvendiğiniz aşka en heyecanlandığınız yerde yarrak gibi bırakılıyorsunuz
sonunda ne olacağını benimde bilmediğim bir yürüyüş içine girdim
önde ben arkamda ebru
kafamda entri başındaki sorular
hayat benim için o an dursaydı
muhtemelen sizi çok iyi anlayacaktım ama durmadı
devam etti.
hayat bazen en ağır liseli gibi davranıyor
kader bazen iki iki deyip siktirip gidiyor başlığından
aşk oyhşşş çekerek kalbine hunharca boşalıyor
anlayın lan piçler yandıkça yanıyor içim
am göt meme den ibaret değil hayat
**ben önde yürürken o ısrarla beni arkamdan takip etti.
ne onu görmek ne de konuşmak istiyordum
birden arkamdan bize bağıran bir sesle rezil oldum
hesabı ödememişiz
ben direk çıktım o da arkamdan geldi kim ödeyecek amk.
sanki dolandırıcıymış gibi yedik içtik hesabı ödemeden kaçmış göründük
amk. ceyhun bir kez daha amk.
adam bayram geçirmesini de ekleyerek yüklüce yüklenmiş hesaba
cebimde o kadar olmadığını biliyorum
ebruyu muhattab bile almıyorum
o da para çıkarıyor
gel abi dedim
mekana tekrar girdim
ebru da arkamdan gelmek isteyince elimle engelledim
o dışarda bir yerde kaldı
ben içeri girip cebimde ne varsa döktüm masaya
kimliği bırakıp üstüne telefonu da bıraktım
abi yarın getiririm kusura bakmayın dedim
vay olur mu?paran yoksa neden içiyorsun artisliğini yaptı
ben adama durumu anlatmaya çalışırken ceyhun piçi dışarı çıktı
kızda dışarda
zaten hesab olayından dolayı iyice gerginim bi de o piçin dışarı çıkması beni tam delirtti
-ne istiyon aga yok amk. işte kimliği bıraktım telefonu bıraktım
al ceketi de dedim
hiç utanmadan aldı amk. oğlu bi de esnaf olacaklar
çıkardım
ceketi de verdim. nerde çalıştığı mı söyledim
yarın getirmessem ne yaparsan yap zaten telefon bile ihtiyacının iki katı dedim
çıktım dışarı
hava aralık ayı olması sebebi ile soguk
ama içimdeki öfke beni fazlasıyla ısıtıyor
ebru dışarda beni bekliyor
ceyhun da telefonla konuşuyor ama gözü ebruda
-ceketin nerde dedi ebru
**ebru gündeşin nakaratını söyleyerek devam ettim
yalaaaaan yalaaaan yalan
arkamdan yürüdü yürürken de anlatmaya çalıştı olayı
ben sürekli aynı nakaratı tekrar ettim.
neymiş arkadaş olalım demiş
ceyhun yaptıklarından pişmanmış
falan mış filanmış
cadde üzeri bir yer olduğu için evlerinin önüne geldik
tuttu omzumdan
-hiç dinlemiyorsun dedi
son derece sakin
-buyur dedim
-biliyor seni sevdiğimi arkadaşız sadece dedi
-tamam olun işte ne güzel. arkadaşlığınız zamanla tekrar aşka dönüşsün
sarılmalarınız da öpüşmeye adına sevindim dedim.
-hani inanıyordun seni sevdiğime dedi
-hala onu sevdiğine de inanıyorum. bence çok yakışıyorsunuz dedim
-çok kırıyorsun beni diyerek ağlamaya başladı
o ağlayınca sinirim dışa vurmaya başladı
tuttum kolundan
-geri dön ceyhununa artık seni o teselli etsin dedim
-ceyhundan da nefret ediyorum senden de dedi
ağlayarak gitti evine
bende eve gittim yürüyerek. götüm dondu amk. para yok ki taksiye binelim
gece neler hissettiğimi az çok tahmin edebilirsiniz
sabah kalktım dükkanı açmak için dükkana gittim
açmamam gerektiği halde açtım çünkü hem hesab için para lazımdı
hem de sığır gibi evde beklemek yerine yapacak meşgaleydi benim için iş yeri
dükkanı açtım
millet dolaşıyor çarşıda ama
bu orospu çocuğu ne satıyor acaba diye dönüp bakan bile yok
-yapraksevenkelebek
Bu, böbrek satmak isteyen herkese açık bir ilan, böbrek nakli ihtiyacı olan hastalarımız var, bu nedenle böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen iowalutheranhospital@gmail.com adresindeki e-posta adresimizden bizimle iletişime geçin.
YanıtlaSilAyrıca +1 515 882 1607 numaralı telefondan whatsapp'ı arayabilir veya bize yazabilirsiniz.
NOT: Güvenliğiniz garanti altındadır ve hastamız, onları kurtarmak için böbrek bağışı yapmayı kabul eden herkese büyük miktarda para ödemeyi kabul etmiştir. Sizden haber almayı umuyoruz, böylece bir hayat kurtarabilirsiniz.