14 Şubat 2017 Salı

Anlatsam Mı Anlatmasam Mı ? PART 12

**amasyaya ebrunun babasının getirdiği araba ile döndük
babalar önde biz arkada gizliden gizliye sarılmalar
el ele tutuşmalar
sessizce kahkaha atarcasına gülmeler
iyiydik yani ebruyla
eee anlat bakalım asker diye girdi askerliğe babası ebrunun
biraz anlattım
komutanlar çok iyi arkadaşlar çok iyi eğitim çok iyi herkes saygılı birbirine
kimse üzülmesin dimi ama
amasyaya geldik
topu top bir caddesi var zaten
eskişehirin porsuğu istanbulun bogazı misali şehri ikiye bölen
bir nehir var en büyüğünden
ortalık harbi ana baba günü
çünkü tüm anne babalar asker evlatlarını almışlar hasret gideriyorlar
arabaya uygun bir park yeri bulduktan sonra
biz de nehir boyu biraz yürüdük
topluca aç olduğumuza karar verdik
ebrunun babası degilde kendi babamdan tırsıyordum
çünkü ebruya çok yaklaşınca ne yapıyorsun dercesine bakıyordu
yemek yemek için bir lokanta tarzı yere gittik
ebru bana garip garip bakıyor sonra da gülüyordu
belli ki yalnız kalsak söyleyecek çok şeyi vardı
ben hala sivile alışamadım babama bile komutanım diyordum yanlışlıkla dil alışkanlığı amk
makaralarını da yapıyorlardı benle
yemekte de benim askerliğe geldi yine konu
o nasıl bu nasıl sorup duruyorlar
ben hiçbirine ebruyu üzme ihtimali olan cevap vermedim
ebemin tecavüze ugradığını hep kendime sakladım
yemeği yedikten sonra hesab kavgasının galibi duygu sömürüsü ile babam oldu
bırakın da oğluma bir yemek ısmarlayayım diyerek
sonra gündüz vakti nehrin diger tarafında canlı müzik yapan bir yer vardı oraya gittik
yine her yer askerlerle dolu
bizde oturduk bir kenara
ince belli bardakta çay söyledim
tamam çayı özledik eyvallah da canım acayip bira çekiyor amk
alkolsüzlükten karaciğerler çalışmaz oldu
boşuna taşıdık amk




**böbreklerden öğütülerek geçen soğuk bir bira
aklıma soktum bi kere kışlaya dönmeden içmem lazım
ben askerlikten bıkmışım bana hala askerlikle ilgili sorular soruyorlar
baktım olacak gibi değil amk
hem babama hem ebrunun babasına siz nerde yaptınız askerliği diye yıktım muhabbeti onlara
onlar anlattıkça anlattı
yok şöyle dayak yedim
vay şu komutana şu postayı koydum
onlar anlattı ben dinledim
ellerim masanın altında ebrunun ellerinde
kulağım emaneten onlarda
ruhum hala asker
aklımda ebruya
doya doya sarılmak
bi de bira var
babamlara siz gidin demek bile aklıma geldi
giderler mi amk
ordan kalktıktan sonra
babamların önceden tutup eşyalarını bıraktıkları motele gittik
babama içten içe kızdığım oda taksimini görünce
beni yanına almış
ebrumu da babasının yanına vermiş
eh amk tatilde öyle miydi
planlarda bozulmalar meydana gelmekte
kurduğum hayallerin üzerine en azından acil bir şekilde soğuk bira içmem lazımdı
pederin yanında da bira içmiyorum
adam oğul sevgisinden beni bırakacağa da benzemiyor
kız orda bekliyor
öpemiyorum sarılamıyorum
ama amk'un zamanı öyle hızlı geçiyor ki askeriyede geçmeyen zamanın aksine
adam düşünmez mi amk
bunlar sözlü biraz yalnız bırakalım
konuşacakları vardır diye
babam telefonu açtı
annenle bir konuş dedi
ağlaması gereken benim o ağlıyor
onu da teselli ettikten sonra
babamın telefondan ebruyu aradım
biraz babamdan uzaklaştım




**ebruya
-nasıl yalnız kalacaz biz yaa dedim
-bilmiyorum ki yanındayken daha çok özlüyorum seni dedi
vay amk hakaten nasıl buluşacaktık
kafam durdu amk
milyon tilkilerin dolandığı kafa 1 tane tilkiye hasret kaldı beynimi sikim
-en son ihtimal babaları uyutmak ebru başka bir plan geliştirebilirsem haber veririm sana dedim
-off bekleyemem akşama kadar dedi
-valla bende bekleyemiyorum ebru. çok özledim seni dedim
-hadi ya böyle odalarda duracak mıyız al babanı bi yere gidelim de en azından yanında olayım dedi
dogru lan amk neden ayrı odalarda mal mal baba evlat oturuyoruz ki
-hadi babanı al da gelin aşşagıya biz bekliyoruz dedim yüksek sesle ki bizim peder de duysun
bir süre sonra otel önünde buluştuk
ebru sanki ilk defa görmüş gibi yine sarıldı bana
sarılmakla kalmadı sarılı kaldı bir süre
yine aynı nehir
yine aynı cadde
yine aynı kalabalık yürüdük
ebrunun babası bu defa benden diyerek bizi bir restorana götürdü
içecekler sipariş edilirken
laf açtım
isterseniz siz bira için diye
ebrunun babası anladı durumu
canın bira mı çekti yoksa diye
çekti tabi de nasıl içecen amk kim kimdir etrafta tehlikeli olabilecek rütbeli var mı bilmiyorum ki bişey
zaten saçlardan ve faullerden kabak gibi asker olduğumuz belli
kolaya devam ettim
babamla karşılıklı birer bira içtiler
yemek sonrası tavla duellosuna davet edildim
ben unuttum babamla oynayın dedim
bana bulaşmasınlar diye de
babama
-hadi baba artislik yapıyordun yok böyle iyiyim yok şöyle iyiyim oynayın bakalım dedim




**tamam oynarız dedi
tavla ve nargile olan yere geçtik
onlar tavlaya daldılar biz ebruyla konuşma fırsatı bulduk
-iyi misin gerçekten dedi ebru
-evet iyiyim sen yanımdasınya dedim
-çok özledim seni derken kafasını da omzuma koydu
iyice dertlendim amk
babama bir bira içebilir miyim desem mi demesem mi derdine düştüm
zaten sigara da içemiyorum yanında iyice krizdeyim
kalkıp gidip bir yerde sigara içmek için bahane de yok
baktım olacak gibi degil
ne olursa olsun dedim
-biz biraz yürüyebilir miyiz dedim babaların ortasına koydum lafı
ebrunun babası keyfinize bakın çocuklar dedi
peder ses cıkarmadı
-hadi ebru dedim hareketlendim ki babam durun gitmeyim diyemesin
dışarı çıktık
-ebru çok acil yapmam gereken şeyler var dedim gülerek
-nedir dedi
-sigara içmek bira içmek seni doyasıya öpmek
-sigara içersen beni öpemezsin dedi
-iyi hadi yürü o zaman dedim
ara sokağın birisine girip ebruya içmek isteyip istemediğini sordum
istemedi
şişe en meşhur türk birasından aldım iki tane
birisi direk kafaya diktim
tek seferde 50 cl kilo aldım
ikicisini sindire sindire içme taraftarıydım ki
ebru tokadımsı lafı yapıştırdı
-demek bira dudaklarımdan daha tatlı geliyor
ayıp etmişmiydik evet kesinlikle
derler ya alkol zararlıdır alın size bir zararı daha
5 dakika yalvartıp
6 7 kez öpme denememi reddetti
restini restle gördüm
-madem öptürmeyeceksin bir sigara yakayım dedim
-o zaman şansını tam kaybedersin dedi
-biraz şansım varsa neden bu kadar uğraştırıyorsun o zaman dedim
-kırdın ama beni dedi
-tamam kırık mırık kabülümsün öpeyim hadi dedim
-sensin kırık öptürmüyorum dedi
-ebru vakit azalıyor dedim
-haketmedin dedi
amk uzattıkça uzatıyor
bira şişesini yere bıraktım
iki elimle belini kavradım
kendime çektim
vücutlar birleşti ama o kafasını geri çekiyordu
bir elimi belimden alıp ensesine götürdüm
boyun kasları dayanamadı askeri eğitimli kol kaslarıma




**ilk bir iki denemede ağzı kapalı kaldı ama
sonrasında eskisi gibi
özlenen beklenen öpüşme gerçekleşti
bana çektirdi mi çektirdi
o kadar uğraştıracak ne vardı amk bir öpüşme için
küçük bir piçliği hak etti mi?fazlası ile
o da tam öpüşmekten zevk almaya başladığında
kafamı geri çekip ondan ayrıldım
-ne oldu dedi
-sigara yakacağım yeter öptüğüm dedim
askerde dayak yememiştim o güne kadar ama hala askerdim ve ilk tokatlayan komutanım ebru oldu
vay amk askere dokunmak 6 aydan başlar
sonra hemen sarıldı özür dilerim dedi ama tokadı yedik bi kere
baktım ağlamaklı oldu
gülümseyerek
-şakaydı ya gel buraya dedim
yine öptüm
ama onun öpüşme zevkinin ırzına çoktan geçmiştim
-hadi gidelim merak ederler dedi
dönüş yolunda bir sigara yaktım
3 4 fırt çektim ebru elimden alıp attı
bizimkiler tavlayı bırakmış bizi bekliyorlar
birer çay daha içip kalktık
amaç pederleri uyutup buluşmaktı
otele gittik
ebruyla sarılırken uyuya kalmama anlaşması yaptık
odaya geçtik
peder tutturdu duş alacam diye
hay amk zaman geçmiyor
vay köyde şöle oldu biliyon mu
vay şu öldü duydun mu
yok şu kocaya kaçmış
şu iş şöle
alanyaya şunu yaptılar
anlattıkça anlatıyor adam
-tamam hadi baba yatalım uykum geldi dedim ama numara degil harbiden geldi
sabahın köründe kalktık amk kolay mı?
bekle allah bekle
yattığı yerden konuşuyor adam
öbür tarafta ebruların durumu nasıl onu da bilmiyorum
ben uyumuş numarası yapıp konuşmalarına cevap vermemeye başladım
biraz sonra bir horultu kopunca anladım ki gitme vakti geldi
hafiften kalkıp telefonu aldım pederin
ebruya mesaj attım
-durum nedir diye
cevabı beklerken ağaç oldum
-yattı. diye mesaj gelince
-tamam odanın kapısının önünde bekliyorum seni dedim
onların kapı önüne geldim
o da beni bekliyordu
bi dakika ama
nereye gidecektik ki?
hiç bir yere gitmedik beyler
koridorda
sessizce
biri kapıyı açar mı korkusu ile
dudaklardan çirpen seslerden sonra daha sessizce öpüşmeye çalışarak
duyulan en küçük seste biraz aralanıp berkemal hissettiğimizde tekrar devam ederek
beklediğimize degen bir zaman dilimi yaşadık




**odalara geçme zamanı geldiğinde herkes memnundu geceden
son bir buse ile ayrılıp odalara döndük
bir kaç zaman süren yaşanmışlık sevinci ile uykuya daldım
gecenin bir tanesini geride bıraktık
ben askeriyeye alışmışlıktan öyle fazla uzun uyuyamadım erkenden kalktım
amk. ortada koğuş kalk diye bağıran birisi de yoktu ama kalktım işte
kalkıp üstümü giyinirken benim çıkardığım sese peder de uyandı
duş almam gerekiyordu beyler gece ses çıkarmayayım diye almamıştım
ben hemen duşa girdim
duştan çıkıncaya kadar ahali planları yapmış
kahvaltıya gidiyoruz
askeriyede botluk nöbeti gibi bekledim ebrunun hazırlanmasını
sonra hep beraber kahvaltı yapılabilitesi olan bir yere gittik
tamamen asker style menemen söyledim ben özledim amk
ebruyla birbirimize bakarken dün geceki haylazlığımızı hatırlıyor gibiydik utangaç gülümsemelerimizden
kahvaltı faslı bittikten sonra çaya doyuncaya kadar çay içtim
yine bilindik ne yapsak muhabbetti başladı
bu sırada kahvaltı yapılan yerden de ayrılmıştık
30 dakikada her yerini gezebileceğiniz amasyanın o işlek caddesinde ebrunun babası gözüne bir hamam kestirdi
hamama mı gitsek konusunu açtı
ebrunun gitme şansı yoktu
ne işi var erkeklerin arasında
babam fena olmaz deyince siz gidin biz ebruyla dolaşaduralım biraz dedim
sonra yine burda buluşuruz dedim
benim pederin durumdan haberi yoktu ama
ebrunun babasının bizi yalnız bırakma anlayışı içerisinde olduğu belliydi
hadi madi diye ısrar ederek babamın da gönlünü aldı onlar hamamda kaldı
1 saat sonra görüşürüz diye ayrıldık onlardan
onlar hamama girer girmez ebruya bir saatimiz var dedim
-bi yere gidip oturalım mı dedi
-otel odasına gidip oturalım dedim
-böyle direk söylemesen dedi
vay amk ebru auta çekecek şutumuz mu var amk. topu topu 1 saat işte
-otele gidelim mi ebru dedim
-ne yapacağız dedi çok yavşak bir ses tonu ile
-gidince kararlaştırırız dedim
tuttum elinden başladık yürümeye otele doğru
genelde önde yürüyen bendim onu asılarak çünkü acelesi olan ben gibiydim
otele geldik
anahtarı aldık
odaya çıktık
hakan şükürün dünya kupasında rekor saniyede erken attığı gol gibi gerçekleşti herşey ama
daha maç bitmemişti 60 dakikalık müsabaka devam etti
sonra çarşıya geri döndük bende bir yüz gram civarında bir azalma ile
ben artık rahatlamış bir şekilde hamamın önüne gittim babamlar da rahatlamış bir şekilde hamamdan çıktı
hamam çıkışı biraz gezdikten sonra öğlen yemeği yedik
amasya kalesine gezmeye çıktık
araba ile çevre köylere de gezmeye gittik
annemle yine konuştum.
patronun telefondan iş arkadaşları ile görüştüm
akşam oldu
askerlikten bir gün daha azalmıştı ama ebru ile veda ma da bir gün daha yaklaşmıştık
son gecemiz olacaktı
ertesi gün beni en geç 17 de teslim etmeleri gerekiyordu
akşam yemeği için yemekler yendikten sonra yine oturup konuşulabilecek bir yer bulduk
o gece bira içme peşinde degildim
sigara ihtiyaçlarımı wc ye kaçarak giderdim
tek isyanım kalmıştı ebruyla başbaşa geçirilemeyen zaman
durumdan haberdar olan ebrunun babası tekrar tavla müsabakasına davet etti babamı
o da kabul etti panpa olma yolunda iyi yollar katettiler bu ziyarette
biz bu defa gitmedik
ayrılmadık yanlarından
ebru babasını ben babamı desteklerken
atılan zara pür dikkat bakılma esnasında ben ebruya gizli yanak öpücükleri konduruyordum
muhtemelen hissediyorlardı ama ne yapayım amk özlemişim
babam yenilince sıra bana geldi
adam benimde tozumu aldı
ebrunun dalga geçmek için eline yine bir koz geçmişti
sonra yine yorulmuş ihtiyar heyeti ile otele geçtik
herkes kendi odasına
dünki plan geçerliydi ama
bu defaki adres koridor değil nehir kenarında bir yer oldu
havanın serinliğini birbirimize sarılarak bir bankta oturarak ısıtmaya çalıştık
konuşulası çok şey vardı ama genelde ikimizde susmayı yeğledik
çünkü konuşmalar muhtemel gözyaşlarını da beraberinde getirecekti
geç saat olunca otele döndük
dışarda bankta kaybettiğimiz zamanın acısının hepsini kapı önünde çıkardık
bir türlü veda edemedik
alı koyamadık kendimizi sarılmaktan ve öpüşmekten
nihayet ayrılmamızla benim yatmam arasında 3 dakika oynamıştır en fazla
sabah kalktığımda güneşten nefret ettim amk
son gündü
ebruyla geçirilebilecek sadece bir kaç da biraz fazla bir zaman
kahvaltı için buluştuğumuzda
bana son tembihler edilmeye başlandı askerlik tecrube sahipleri babam ve babası tarafından
ona dikkat et buna dikkat et diye
babamın lavaboya kalktığı bir anda
ebrunun babası bir zarf çıkarıp bana verdi
içinde yine para olduğu belliydi
almam kesin kararım dedim
yarın maaşın bu hakettiğin para nasıl almazsın dedi
adam dogru söylüyordu aslında 23 günlük çalışma maaşını almamıştım ama istemedim almayı
zorla verdi ama
ben bırakırım sen ne yaparsan yaparsın çünkü alınterinle kazandığın para dedi
mecburen aldım
sonra çarşıya gittik
beni askeri diz seviye çorapları yeşil atlet gibi malzemeleri almaya zorladılar
askeri kantinde var desem de inandıramadım illa beni rezil ettiler ebrunun yanında
nerde kaldı amk o sivil boxerlar
orayı gez onu yap bunu yap derken vakit geldi beyler
ayrılık
veda
arefesindeydik
ebru sağlam gözüküyordu
beni kışlaya bırakmaya giderken
ama kışla görününce göz yaşları da erimeye başladı
elleri şimdilik yetiştirebiliyordu kurulamayı yanağını ama
ben babamlarla vedalaştıktan sonra sırayı ona getirip
-askerini unutma aşkım deyince benim ellerime de ihtiyacı oldu akan yaşlar için
ben görevimi yapıp sildim ama
içli içli ağlamasına tek çözüm kalan şafak sayısının bir kaç saniyeye düşmesi gerekliydi
etraf zaten oğullarından abilerinden kardeşlerinden ayrılabilmeye çalışan ailelerle doluydu
biz de onlardan sadece birisiydik
herkes gibi bizde ayrıldık
içeri girip üst aramam tamamlayıncaya kadar beklediler
içeri geçince
ebrunun gözyaşlarını göremeyecek mesafedeydim belki ama hıçkırarak ağladığı nefes alışından belliydi
onlara son bir el salayıp asker selamını çaktım
kendi gözlerimde dolmasına sebeb oldu bu selamım ama olsun
onlara verdiğim selam öylesineydi ama sağda solda komutanları görmeye başlayınca mecburiyet haline geldi yine
yine askerdik amk
açtık götü koştuk yine komutan amcaların kıllı kucaklarına
yat dese yatıyon sürün dese sürünüyon öl dese ölüyon
bölüğe geldim herkes isyan
daha doyamamışlar ailelerine
ama birde ailesi gelmeyenler var yada gelemeyenler
millet bunun polemiğini yaparken akşam iştiması
herkes dönmüşmü sayımı
bir kaç geç gelen piçi ayakta bekleme ızdırabı
onlar gelince mazaretlerini dinleme faslı
ordan dışarda yediğimiz yemeklere hiç benzemeyen yemek
yemek sonrası askerler toplantısı
toplantı konusu olarak benim şu gelmiş
şu böyleymiş muhabbetlerinde askerlerin yeni duydukları haberleri diğerleriyle paylaşma gereksinimi
bir köşede sessizce kalmış sigaralarında çekecek fırt kalmadığını farkedemeyecek kadar dertli askercikler
bu gün de geçsin diye erkenden yatağa koşmuş şafak mağdurları
ve tüm bu olup bitenleri izleyen izlerken ebrusu gözlerinin önünde olan ben
bir gün daha geçti
ertesi gün aynı yol
aynı adımlar
artık bildiğimiz eğitimlerin tekrarı
bunların üzerine biraz daha yenileri
eskiye göre tek değişik olan şey firarın artık hapis cezası olarak sana geri dönmesi verilen yeminden sonra öyle oluyormuş
geçen günlerde fırsat buldukça telefon konuşmaları
hangi askerin nasıl bir şahsiyet olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlama
verilmiş bir kaç kilo daha
ve atışlar
genel söylenti
atışı iyi olanların doğuya düşeceği konusuydu ama
atışı kötü olanlarında çavuş olamama ihtimali vardı
ben ne olursa olsun dedim
salladım 3 mermiyi de
3 ü de aynı delikten geçmedi ama görev tamam dediler. üçgen yeterli küçüklükteymiş
sonra seçmeler için bir sürü komutan geldi
topladılar bütün kışlayı
yok berberim diyen bir adım öne yok terzi aşcı metal işler falan
barmenleri de çağırdılar
ben barmen grubunun yanına gittim
gelen komutan 15 kişi civarındaki askerlere genel sorular yöneltti
şu likör neyden yapılır falan filan
herkes parmak kaldırıp cevapladı
sonra garsonlarla ilgilenen komutan yanımıza geldi zaten yan yanaydık
bizle ilgilenen komutana müsade ederseniz bir soru sorabilir miyim barmenlere dedi
soru şu kadın ve erkeğin oturduğu masaya şarap nasıl servis edilir.




**herkes birbirine bakarken
bana bakarak sen yeşil gözlü anlat bakayım
henüz askere gitmeyenler bilmez
ama birisi size seslendiği zaman tekmil vermeniz gerekir
y.s.kelebek antalya emredin komutanım dedim
sen yeşil gözlü diye beni işaret ettikten sonra
anlat bakayım dedi
-komutanım şarap dikkatle açıldıktan sonra mantarı erkeğe gösterilir ki
şarabın yatık saklandığına inandırılsın
sonra şarap şişesinin etiketi erkeğin okuyabileceği şekilde sağında tadımlık olarak
erkeğin bardağına doldurulur.
erkeğin onay vermesinin ardından
bayanın sağına geçilip bardağı içilmeye hazır şekilde doldurulduktan sonra
tekrar erkeğin sağına geçilip bardak doldurulur
bundan kasıt centilmenlikte
bayanın üzerine dikkati çekmekten uzak durarak rahatsız olmasını engellemektir dedim
-nereliydin sen dedi
tekrar tekmil verdim
-bonservisin var mı dedi
-hayır yok komutanım dedim
-tamam dedi gitti
sonra aynı yerdeyken
bir komutan daha geldi
-sende işine yaramayan renkli gözlü asker var mı komutanım dedi
-ben ve bi kaç renkli gözlünün daha ismini alıp gitti
acemi birliğinin sonrların dogru yaklasırken
herkesde nereye düşeceğinin telaşı başladı
amasya genelde kıbrıs a gönderiyormuş
acemiliğin son günlerinde ki başka bir telaş da askerlerin tekrar vedikleri ile kavuşabileceği 1 haftalık dağıtım izniydi
kantinden hatıra defterleri alınıp
sivilde görüşmek istenen askerlere verilerek
birer safya ayrıldı
klasik cümle ile başlar hepsi
''herşeyden önce bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim''
ama ben pazarlığı peşin ettim
eğer o cümleyle başlayacaksan hiç yazma
sayfa ayırdıklarım
hep başka cümle ile başladılar
çavuşluk sınavına girdik
herkes kopyasını çekti
askerler için aç aç grubu geldi
gelen sanatçı bayandan tek görebildiğimiz birazcık bacak dekoltesi idi
halbuki götümüzü parçalamıştık amk aç aç derken
bende sandım karı bize striptiz yapacak amk
yanımıza tek kar kalan bi kaç ankara havasında kurt dökme eylemini gerçekleştirmek olmuştu
ve listeler asıldı beyler
başında öyle bir kuyruk vardı ki
üzülenler sevinenler bakıp telefona koşanlar
ben korkuyordum bakmaya
ya doğuya düştüysem diye
tamam doğu da bizim vatan orası da bizim toprak ama öyle düşünmüyorsun işte asker alunca
ben milletin dağılmasını beklerken arkadaşın birisi koşarak geldi
-vay senin balını sikeyim kelebek dedi
bu iyiye işaretti beyler
-noldu lan dedim
-istanbul küçükyalıya düşmüşsün olm dedi
küçükyalı nedir ne değildir hiçbir fikrim yoktu beyler
istanbulu bilenlere sorduğum kadarı ile asya yakasında bir yerdeydi
oraya giden askerler ne bok yer görevleri nedir onu da bilmiyordum
ama istanbuldu amk.ne kadar kötü olabilirdi ki
etrafta hakkari şırnak tunceli mardin sınır kapılarına düşmüşleri görünce
çok şanslı piçsin kelebek dedim kendi kendime
bu durumu ebruya haber vermem gerekiyordu
ama tel sırasına geçsem dagıtım izni bitince anca sıra bana gelir
komutanlarla bile vedalaştık
sağolsun manga komutanımız uzman çavuşun verdiği tavsiyeler ilerde çok işime yaradı




**öğlenden sonra son eğitime gidecektik.
herkesde bir rahatlama yavşaklık piçlik vardı
kimse uygun adımı takmıyor asker arkadaşı ile sivilde yürüyor gibiydi
eğitim alanına giderken omzunda yıldız sayısı çok fazla bir komutanına yakalandık tüm bölük
bizim komutanı bir güzel fırçaladığı belliydi
adamın iyi niyetini resmen suistimal etmiştik
komtuan fırçayı attıktan sonra gitti
herkes bir ceza beklerken
başımızda üsteğmen olan komutan sadece biraz daha düzgün yürüyün dedi
o da kim bilir kimi düşünüyordu
nişanlısını anasını arkadaşlarını
ceza almamanın verdiği ciddiyet bir kaç yüz adım sürdü sadece
sonra herkes aynı cıvımaya devam etti
bölüüüüüük diye öyle bir kükredi ki üsteğmen herkes put kesildi
istikamet sağınız dağılın marş marş dedi
herkes sağına doğru koşmaya başladı
ondan sonra tam iki buçuk saat boyunca sadece iki emir duyduk
yat
marş marş
o sıkılmadı bir koşturup bir yatırmaktan
sonra insafa geldi
geç gelen insafın amk
ne yürüyecek hal kaldı
ne de küfür etmedik delik
botunun bağ deliklerine kadar sövdüm buna sebebiyet verenlerin
tekrar asker gibi yürümek için şartmış ama bu eğitim
bagırırken marşları öyle bir söyledik ki
beşiktaşın kırdıgı decibel rekorunu lafda bırakmak için sadece bir gözlemci kulağı lazımdı ginesten
eğitimi tamamlayıp bölüğe geldiğimizde çogunluk gülüyordu ama
bir şekilde anlatacak bir anımız olmuştu işte




**arkadaşlarla son fotograflar bölüğe gelen fotoğrafçı sayesinde çekildi
adresler telefonlar alındı
çantalar hazırlandı
geliyorum diye ailelere haber verildi
ama benim dagıtım iznim ebrunun sınavları olduğu döneme denk geldi
bu yüzden ebru alanyaya gelemeyecekti
bende onun yanına ugrayıp konsantrasyonunu bozmak istemiyordum
cünkü benim geleceğim gün
onun saat 10 ve öğlen 2 de sınavı vardı
gel gelme derken
sen bilirsin diye seçimi bana bıraktı
sabah erkenden kışladan kalkan otobüse bindim
saat 11 gibi ankaraya vardım
yer yurt bilmediğim ankarada onu bekledim
sınav bitme saatinde
onu aradım kulubenin birisinden
buluştuk
o gün sınavların kötü geçmiş olması benim şansımın istisnalarından bir tanesiydi
suçu kabullenip
-benim yüzümden kötü geçti kusura bakma dedim
anlayışımı ve teselli etme methodumum ebrunun daha çok üzülmesini elime verdi
elde ne bok yiyeceğini bilemeyen bir kelebek kaldı
ankarada havanın henüz soguk olduğu bir havada
askerlikte defalarca topu komutan amcaların taşşaklarının keyfine kaçmış
bir askercik kötü geçmiş sınav tesellisi yapıyor sevgilisine
yok hoca gıcık yerlerden sormuş
inanılmaz mantık hatası var zaten amk şu öğretmenlik konusunda
hayattan öğrenecek o kadar şeyleri varken öğretmenlerin
körpelere bişeyler öğretmeye çalışıyorlar
öğrencilerin en güzel yılları bu siktimin hocası nerden sorar acaba diye düşünmekle geçiyor
sonra da bilmişlik yapıp bu nedir şu nedir yazın kağıda diyorlar
öğrencilere gerizekalı muamelesinden başka bişey değil amk
sen öğretebildiğine inanıyorsan neden hala soruyorsun
neyse fazla da haksızlık etmeyelim en azından okuma yazma öğrendik onların sayesinde
ellerinizden öperim hocalarım
-keşke gitseydin direk alanyaya seni de üzdüm dedi
-yok ben üzülmedim dedim
-haa iyi o zaman demek sınıfta kalsam bi de göbek atacaksın dedi
kadınların lafı götünden anlama yeteneğini bu örnekleme ile gördünüz
kıvır olm şimdi kelebek kıvırabilirsen




---seni görmenin sevinci daha baskın çıktı kusura bakma dedim
-tabi tabi dedi
-uzatma oturup ağlayayım mı yeterince yaptım zaten sensizliklerde dedim
ellerimi kaldırdım havaya
-sana teslimim bir kaç saatimiz var. komutanlar yeterince ceza verdiler dedim
-burda mı dedi
-benim için bir sakıncası yok dedim
-bi saniye dedi
telefon açtı bir tane arkadasına
benim geldiğimi söyleyip evin müsait olup olmadığını sordu
sonra tamam deyip kapattı
ben hemen gideriz diye düşünüyordum ama
-birer çay daha içelim mi diye sordu
içtik
otogardan son alanyaya hareket saatini sorduk 11
akşam a dogru kalktık arkadaşının evine gittik
klasik öğrenci evi
her yer heryerde amk
adam biraz toplar
arkadaşları ile tanıştırma faslı derken
konu yine döndü dolaştı amk askerliğine geldi
o nasıl bu nasıl derken
eve iki tane de erkek geldi
kızların arkadaşıymış
bu nasıl bir müsaitliktir onu da anlamadım
iki saat konuştuk evde hala ebruyu öpemedim ki dışarda olsak çoktan bitmişti iş
akşam saat 8 civarı
yemek yapmaya başladılar
bana yine bi sıkıntı geldi
o kızların erkek olan arkadaşlarıda
götleri korka korka sordular askerlik nasıl diye
iyice gözlerini korkuttum ibnelerin
sonra bir tanesi ebruyu merak etme biz göz kulak oluyoruz ona dedi
-sana değil ebruya güvenirim ben dedim
-valla peşinde koşan çok erkek var dedi
-benim gönlüm sadece koştuklarıyla kalmasını ve boşa yorulmaları ister ama ebru ne yapar bilemem dedim
-yok abi seni çok seviyor kız merak etme dedi
-sende mi koştun nefes nefese gördüm seni dedim biraz gülümseyerek
-yok beni koşturan başka da artık yan yana yürüyoruz merak etme dedi
-adına sevindim dedim olayın üstüne külü serptim
ne yapıyor şu kızlar bir bakalım dediler
mutfaga gittik
müsait bir anda yine ellerimi kaldırdım ebruya bakarak
diğerleri merakla sordu ne yapıyorsun diye
-askeri sır askere gitmeden öğrenemezsiniz dedim
-hadi ebru çabuk ol dedim. öpmeyi kastederek ama başkalarının yemeği çabuk yapmasını anlayacağı bir şekilde




---off tamam siz oturun içerde dedi
yemek geldi
yedik
baktım bunlardan bize hayır yok amk
kimse halden anlamıyor
siz şu odaya falan geçin diyen yok
derken telefon çaldı ebrunun
mesgule aldı
tekrar çaldı
yine mesgule aldı
3üncüye cevap verdi
-ben seni sonra ararım diye
herkesin ortasında kim o diye sormak olmaz diye üstelemedim
yemekler yendikten sonra
kızlar sofrayı kaldırırken ebrunun telefon yine çaldı
bu defa telefonu kapattı
-bi sorun mu var dedim
-yok bişey sonra konuşuruz dedi
-salona gel sonra olunca dedim. salona geçtim
onu beklemeye başladım
geldi
-dinliyorum dedim
-ya yok bişey dedi
-telefonunu aç dedim
-boşver şimdi dedi
-ısrar ediyorum dedim
-ya önemli bişey değil dedi
-kalp kırma boyutuna getirme beni aç telefonu dedim
açtı
-sonra ararım diye söz vermiştin yerine getir şimdi dedim
-sonra ararım dedi
-ebru ara dedim
-bana asılan birisi işte sürekli arıyor böyle dedi
-telefonunu verecek kadar yüz verirsen adama arar tabi dedim
-ben vermedim başkasından almış. numarayı değiştirecektim ama sen yanlış anlarsın diye değiştirmedim dedi
-ara bakayım şunu dedim
-sen karışma boşver dedi
derken telefon yine çaldı
ebrunun elinden telefonu almama fırsat kalmadan mesgule aldı
telefonu elime aldım
bir dakika civarı sonra yine aradı




---efendim dedim
-sen kimsin dedi
-siz kimi aramıştınız beyefendi dedim
-ebruyu dedi
-yanlış numara değil ama o biraz meşgul şu anda ben yardımcı olabilir miyim dedim
-neyle meşgul dedi
-beni dinlemekle meşgul şu an başka sorunuz var mı dedim
-sen kimsin yaa dedi
-telefonuna cevap vermekle görevlendirdiği kişiyim dedim
-siktir lan dalga mı geçiyorsun benimle dedi
-evet dalga geçiyorum kiminle dalga geçtiğimi öğrenebilir miyim dedim
-ben ebrunun arkadaşıyım dedi
-nasıl bir arkadaşlık bu dedim
-sanane dedi
-amacın nedir? neyin peşindesin? seviyor musun bu kızı? sana ayarlayayım mı dedim
-ben kendim ayarlarım dedi
-böyle sürekli telefonla rahatsız ederek ayarlayamazsın. önce bir barda sen çok sarhoşken tanışacaksın
aptallıklar yaparak onu güldüreceksin ertesi gün mesaja doğru harfleri dizme sanatını uygulayacaksın sonra bir şansın olabilir.
ben yıllar önce öyle yaptım. hala da beraberiz dedim
direk suratıma kapattı telefonu
ebruya verdim. aramazsa delikanlı çocuktur olurda benden ayrılırsan delikanlılığının hatrına bi şans verirsin.ama tekrar ararsa telefonunu değiştir dedim
-tamam dedi bana sarıldı
-çok var mı bunlardan dedim
-arasıra oluyor ama ben ne yapayım laftan anlamıyor bazıları dedi
gel benimle dedim
müsade istedik
hepsine teşekkür ettim memnuniyetlerini belirttiler benimle tanışmaktan
o saatte bir kuyumcuya götürdüm
ebrunun bana verdiği zarfı giderken ona teslim etmeyi düşünüyordum ama
lazım oldu işte amk
gittik buyrun yardımcı olayım dedi
tek taş yüzük var mı şef sende dedim




***var burda çeşitlerimiz dedi
zarftaki maaşım kadar olan para miktarını söyledim bu civarda bişey olsun dedim
bi tane çıkardı
bu nasıl dedi
ebruya sordum
-bi saniye dışarı gelir misin dedi
dışarı çıktık
-neden alıyorsun şimdi bunu hem nasıl vereceksin parasını çok pahalıdır o dedi
-sana aldığım yüzük pek söz yüzügüne benzemiyordu. sevdiğim var dediğin zaman kulaklarında sorunlu olanlar olursa gözlerine sokarsın dedim
geçtim içeri
-tamam aga bunu begendik alıyoruz dedim
aynı duran zarfı katlanmış halinden çözüp kurtararak ebrunun gözü önünde kendi elleri ile içine dizdiği paraları adama verip
yüzüğü aldım
-bu nolcak şimdi iki kere sözlenilir mi dedi
-verdiğin sözü tuttuğunu ummaktan başka elimden birşey gelmez ebru.ama bu umut bile sana tekrar teşekkür sebebimdir. seni seviyorum dedim
geçirdim parmağına
biraz zorladı ama o saatte kim bulacak amk tamirciyi
-fazla sıkarsa yarın ölçüsünü değiştirirsin dedim
-onun adına özür dilerim dedi
-ben erkekler adına senden özür dilerim dedim
taksiye binip otogara gitmek aşkın sünnetini gerçekleştirdikten sonra farz oldu
otogara geldik
sarılmalar
öpmeler derken
- telefonunu saklıyorum hala ama yanıma almayı unuttum istersen benimkini al hattımla beraber izin sonuna kadar dedi
güven vermek budur
-sende kalsın o çocuktan fırsat bulup meşkulde değilken yakalayabilirsem konuşuruz dedim
-böyle konuşma lütfen dedi
-şaka yapıyorum dedim
-valla al sende kalsın ben yeni hat alırım dedi
-sende kalsın sana güvenmesem asker kaçağı bir sevgili olurdum dedim
-sagol dedi
-biraz daha lafa tutarsan kaçan otobüs olacak dedim
dişleri dudaklarını geverek
gözleri benim gözlerime odak
yaşları yanaklarına secdede
saçları deli ankara rüzgarında ne yapacağını bilemezken
elleri ne yapmak istediğini belli edecek şekilde tekrar havaya kalktı
bir kaç saniye kendimi tutmak zorunda kaldım
onu sarılmaktan kemiklerini kırma ihtimalini ortadan kaldırmak için
en büyük öpücük değildi belki
en uzun sarılma da değildi ama
gönlümün en büyüğü kalp kaslarımın en uzunuydu ebrum




**3 4 basamak ankaradan ayağımı kesti
ebruya yine el sallamak zorunda kaldığım bilmem kaçıncı vedaydı
her seferinde bu kadar acıtmasa ne olurdu ki sanki
istikamet alanya
bıktığım amasya sogundan sonra
alanyaya ilk adımı atar atmaz topragına secde edip öperim diye düşünüyordum o kadar özlemden sonra
otobüs hareketlendi
yalnız yolculuğun tek dostu hayallerle alanyaya kadar geldim
dolu dolu geçti hayaller
bilinmez soruların ihtimallerini düşündüm hep yolculuk boyunca
usta birliği nasıldır?
ebru ile geleceğimiz nasıl olacak?
kelebek ömrü için en önemli soru bu ikisi idi
alanyaya geldim
öperim sandım ama öpmedim topragını
o kadar hayal kurarak gidiyorsun alanyaya
ama otogarda inince bir bakıyorsun
alanyanın pek de umrunda degil senin geldiğin
geldiysen geldin amk havasında
üzülüyor insan amk
ilk koşulması gereken kişinin yanına koşup ellerinden öperek hasret gidermesini sağladım
benim verdiğim kiloları görüp
elmacık kemiklerimin belirgenlişmiş oldugunu görünce
herşey çok iyiydi dediğim hiçbirşeye inanmadı
bu durumunda anne tarafından yapılması gereken tek şey
benim sevdiğimi bildiği tüm yemekleri yapıp zorla ağzıma tıkmak
sen tüm maçı kaybet 6 7 sayı fark ye maçta akşam hava kararınca da gol atan kazanır diye kandırmaya çalış cocukluk futbol panpalarını
olur mu anne bir günde geri alınır mı o kadar kilo
gündüz vakti duyan geldi amk eve
hala teyze konu komşu
karı milleti bile kendi kocalarının askerlik anılarını anlatmaya başlayınca evden kaçmanın şart oldugunu anladım
şartı yerine getirmek biraz zor oldu
üstüme üstüme gelen sorulardan
birisinin evde şeker kalmış dediğini duyar gibi oldum
ben giderim dedim direk
dur filan demelerini dinlemeden kaçtım amk
mahalledeki piçin birisini yakaladım
verdim parayı
bu paraya şeker al
sonra git kip dı çeynç ne demek onu öğren




**daha sonra bizim eve götür şekeri dedim
kip dı çeynç ne demek abi dedi
lan olm önce şekeri al hadi kaybol dedim
mahalledeki herkesi özlemişim
oturup çay içesim geliyor manavla bile amk
otele gittim
vayy hoşgeldin geyiklerinden sonra
yine aynı konuya döndü muhabbet
eeee nasıldı askerlik
ebrunun babası da gördü beni
odaya çağırdı
ihtiyacım olup olmadığını sordu
sonra karısını arayıp geldiğimi haber verdi
tamam deyip telefonu kapatır kapatmaz yarın akşam bizde yemektesin dedi
ordan ayrılıp biladeri aradım nerde olduğunu öğrenip telefonuna el koydum
eve geç millet dağılınca bana haber ver uykusuzum yoldan geldim yatacam dedim
ben ondan haber beklerken
çarşıya inip
eski esnaf arkadaşlarla makaraya indim
insan asker olunca ölümü yakından hissediyor herkesle helalleşmek istiyor
o yüzden eski patronun yanına da uğradım bir helallik almak için
ondan allah katında alacağımızı alıp vereceğimizi verdikten sonra
gözüm o mu acaba diye birisine takıldı
oydu amk
elif
o da bana aynı gözlerle bakınca
uzaktan merhabalaşmak kaçınılmaz oldu
o uzağı yakınlaştırdı
tokalaştık
-nasılsın dedi
-iyiyim sen nasılsın dedim
ben asker olduğumu acemiliğin bittiğini bugün alanyaya geldiğimi
bir hafta kaldıktan sonra usta birliği için istanbula gideceğimi anlattım
o da alanyada ev aldıklarını
bir optikçi de çalıştığını okulu dondurduğunu söyledi
istanbula geleceğini geldiği zaman beni görmenin iyi olcağını söyleyince
hala ebru ile beraber olduğumuzu söyledim
sorun değil dedi
en baştan beri hiç sorun etmedi ki zaten amk
baktım yine bilindik elif
neyse ben gideyim dedim




**valla olmaz illaki bişey ısmarlayacağım sana dedi
belki gerçekten iyi niyetiyle söylüyordur diye de kırmak istemedim
ama korkum ağır bastığı için
başka zaman yoldan geldim yorgunum dedim
o zaman yarın gece dedi
yarını anladım da neden gece dedim kendi kendime
tamam bakarız dedim
telefonunu ver dedi
numara benim değil bilmiyorum dedim
kendi numarasını yazmak için biladerin telefonunu aldı ve numarasını kaydetti
bana verip
-yarın gece aramanı bekliyorum dedi
bakarız dedim
baktım biladerin arayacağı yok ben de ebruyu arayıp
yolda onunla konuşa konuşa eve kadar gittim
aramamış lavuk şimdilik
çok özlemiş beni
gelmek istiyormuş o da alanyaya
ben tekrar gelemez miymişim
derken son gün ankaraya gelip ordan istanbula geçeceğim konusunda anlaştık
eve geldim oturma odasına geçmeden
direk annemlerin yatak odasına geçip
kapıyı da kilitleyerek yattım
aksam 10 gibi annem kaldırdı
biraz tv izleyeyim dedim ama ne mümkün
annem yine esir aldı
gece gece bişeyler yedirdi yine
bi de çay koyunca tekrar uyuma ihtimalim de gitti
ebruyla biraz mesajlaştık
sınavı olduğu için erken kesmek zorunda kaldık
sonra sıkıntıdan
elif e mesaj attım
-yarın gece işim çıktı kusura bakma dedim
-bu gece bunu yazacak vaktin varsa şimdi boşsundur bu gece buluşalım dedi
-yok yatıcam ben yorgunum dedim
-o zaman yarın başka bir zaman buluşalım dedi
-ebrunun ailesi ile yemeğe gidecem dedim
-yemek çıkışı buluşalım dedi
illa buluşcak amk
-ne yapacaksın buluşupta boşver hadi iyi geceler dedim
-öyle boşver demeyle olmuyor dedi
beyler baktım kız bana tecavüze kararlı
ölü taklidi yaptım mesajına cevap vermedim
sonra mesaj ın sonuna lar takısı getiren 4 5 mesaj daha attı
ölü kalmaya devam ettim
sonra o da umudunu kesti
uyudun galiba diye son mesajını da attı
sabah 6 da zor uyuyabildim
kalktığımda ise öğlenden sonra idi
telefonda iki değişik kişiden mesajlar
-aşkım çok iyi geçti kalkınca haber ver
-hala uyuyor musun uykucu
bunlar ebrudan
-yanlış bişey mi yaptım
-umarım beni yanlış anlamamışsındır
gibi bir kaç tane daha mesaj da eliften
ebruyu aradım
onlara yemeğe gideceğimi söyledim
daha çok üzüldü kendisi de orda olamayacağı için






**dert babası oldum amk bu gurbetin
onun haketmediği teselli lekesini geçirdim ama
onu teselli etmekten kendi teselli sularım kirlendi
evden çıkmadan önce ne olur ne olmaz
elif manyağı arar diye telefonu erkenden kapatıp
ebruların evine gittim
uzun uzun tutmasınlar sıkılırım diye
içeri girer girmez
kuzenlere 9 da söz verdim orda olmam lazım dedim
içeri girer girmez baskın geldi oda
eksiklik vardı
sandalyenin birisi boştu
hata mı yapmıştık yoksa o eve giderek
zaten akıldan çıkmayan ebruyu
korku filmlerindeki amk salak oyuncularının
gitmemesi gereken yerlere bir de ışıkları açmayı akıl edemeden gitmeleri gibiydi
üzüntü ve derin bir offf çekme ihtiyacı kaçınılmaz oldu
tem umduğum annesi veya babasının keşke ebru da burda olsaydı dememeleriydi
onlar dile getirmediler ama
gönlüm sürekli onu mırıldandı durdu
yemeği yeyip
onların da bir kaç sorusuna katlandıktan sonra
saat 9 a yaklaştı
ben artık gideyim müsadenizle dedim
ebrunun babası tutturdu ben bırakayım diye
gerek yok şurası hemen diye ısrar etsemde baktım
kıllanır gibi oldular ne bok yiyecem acaba diye
sakince tekrar anlattım
beyaz yalanla ikna edip ayrıldım
annesi söz aldı tekrar geleceksin gitmeden diye
karambolde vermiş bulunduk sözü
dışarı çıktım
biraz yürüyüp telefonu açtım
ebruyu aradım
bir sürü fırça kaydı vay telefonun neden kapalı
bişey oldu sandım
onu da ikna ettim yemekte annen baban rahatsız olmasın diye kapattım
herkes arıyor hoş geldin gel bi ugra diye
hem babanı arasaydın söylerdi zaten orda oldugumu dedim
tatmin oldu
ebru tamam da
elifin başıma neler açtığının farkında mısınız
hem annesi gile hemde ebruya yalan söylemek zorunda kaldım
ama ikisini de atlatmanın verdiği rahatlama ile canım alkol çekti
ama nerde içecem eliften tırsıyom
korktuğum başıma geldi telefon açtı
nerdesin diye
aynen verdiğim cevabı yazıyorum
-sana numaramı veren beynimi sikeyim
-ya ne var bunda oturup konuşalım istedik. ebrun var korkma yemem seni dedi
nasıl etti bende bilmiyorum
sonunda
-tamam bir şey içelim sonra rahatsız etmeyeceksin beni söz mü dedim
-söz dedi
-nerdesin dedim
-evdeyim dedi
-nereye geleyim dedim
-eve gel dedi
dışarda bir yerde içsek gören olsa boku yiyecez
eve gitsem olmaz
-başka bir yer söyle dedim
-tamam şuraya gel dedi
dediği yer alanyanın semti diyelim
alanyadan uzak olması görülebilitemizi azalttığı için bindim taksiye
gittim
durduğum yerde beni bekliyordu
bir eteğin boyunun o kadar kısa olması gerekmiyor
o kadar kısa olacaksa arasını dikip kilot olarak kullanmak daha mantıklı bence
askerde sap görmekten zaten her dişi hatunu ilk fermuar arkasından görmeye başlıyorum
neyse artık verdik sözü
içilecek bişeyler
nerde içiyoruz dedim
-şurası bizim ev dedi
yalan yok beyler eve davet etmesi hareketlenme yaşattı bacak aramda
neden mi çıktım evine
valla bilmiyorum yemin ederim bilmiyorum


**asansörde anladım yanlış yaptığımı
onunla o kadar sıkışık bir yerde kalmak bile germişti beni
ama çıktık bir kere
eve girdik
oturacağım yeri gösterdi
avrupai aplikleri açtı
içerisi loştan biraz daha aydınlıktı
nedendir bilmem heyecanlıydım
-ne içersin diye sordu
-ne var dedim
vitrini gösterdi çalıştığım barın küçüklüğü gibi ne ararsan var
baktım menüye bakıp ne istediğine karar veremeyen kararsız birine dönüşeceğim
sen seç farketmez dedim
barmen sensin sen seç dedi
yoksa ben bişeyler ayarlayayım mı dedi
onun ayarlayayım mı demesinde
nuri alçonun bakışlarını gördüm ve tırstım
-sen iki bardak getir yeter dedim
bardakların boş olduğunu göreyim diye
mutfaga geçti
buzda ister misin diye seslendi
bana katlanmak zor zanaat
-yok gerekmez dedim
iki bardakla geldi
bende bir viski seçtim
ya glenfiddich ti yada glenmorangie
bardakların ilaçsız oldugunu görüp tatmin olduktan sonra
-buz niye getirmedin dedim
-getirme demedin mi dedi
-ben öyle bişey demedim dedim
-neyse dedi gitti buz da getirdi
onları da koyduktan sonra
bu viski beyler şakası yok amk zaten uzun zamandır içmiyorum içki çarpılmayayım diye
normalde o viski kola ile piç edilmez ama




---kola da getirir misin dedim
-başka bir eksik varsa söylede gidip gelmeyeyim dedi
-şikayetçiysen gideyim dedim
-getiriyorum diye kalktı
gıcık etmek lazımdı karıyı
bende gerekli şeyleri yapıyordum
ama çok seksiydi gözüm o mutfaga giderken
kalçasında kalıyordu amk
kolayı da getirdi
-pipet var mı dedim
-yok dedi gıcık almış bir ses tonuyla
vay amk isteyecek başka bişey de kalmadı
bir yudum aldım
-müzik mi tv mi film mi dedi
-hiç birine gerek yok bunu içer giderim dedim
-bi film var takayım sıkılırsan gidersin dedi
film fikri fena degildi aslında istedigim zaman sıkıldım deyip kaçabilirdim
hem filme bakarken fazla konuşamaz bu durumda elifin bana yaklaşması da zor olurdu
o bir dvd takarken bende
ebruya mesaj attım
nasılsın aşkım diye
ondan gelen klasik cevaplara klasik mesajlar ekleyerek
bir de gün raporu verip bir arkadaşın yanındayım diye mesaj attım
hangi arkadaşın deyince heyecanlandım panik yaptım amk
bi arkadaş işte askerlikten konuşmaya başladı sıkıldım dedim
elif de uyuz olmuşa benziyordu ben ebruyla mesajlaşıyorum diye
filmde başladı bu arada aplikleri biraz daha loşlaştırdı elif
geldi yanıma oturdu amk
içkisini almak için sehpaya uzandığında bacakları bacaklarıma değecek mesafedeydi
bu durumun bende yarattığı etkiden kurtulabilmek için
lavaboya kalktım
geri geldiğimde biraz daha uzak bir mesafeye oturdum




**film tekrar devam etti
amk filmi o kadar mı güzel olur
sonunda ne bok olacak diye daldım gitti filme
bişey olmaz amk diye bir barda daha doldurdum
film olması iyi olmuştu
elifin bacaklarından alıkoyabiliyordum gözlerimi
ta ki filmi durdurup
-begenmediysen kapatayım derken bana dönmesi
ve gözlerimin verdiği bacak arası frikiğinde kalmasına kadar
-yok çok begendim dedim harbiden de begenmiştim amk
iyiki oturur haldeydim yoksa gördüklerimden dolayı esas duruşa geçmiş
şahsı muhterem elif tarafından farkedilebilirdi
film devam ederken elifte yayılmaya başladı koltuğa
mini etek giydiğinin farkında olmadan hemde
baktım benimki esas duruşu hiç bozmuyor
aklımda kötü kötü şeyler geçiyor
şeytan bir sol kulağıma bir sağ kulağıma fısıldıyor
hadi olm akıt şu içindeki irini al sana fırsat diye
şeytana uydum ama farklı bir taktikle
filmi durdurur musun dedim
heyecanlı bir şekilde durdurdu
-bişey mi oldu dedi bunu derken banu alkan bakışlarını görür gibi oldum
ebruyu seviyordum
aldatamazdım
aldatırsam yüzüne bakamazdım
-lavaboya gitmem lazım dedim
kalktım wc ye bi baktım hala ayakta bizimkisi
gitsem film aklımda kalacak
bi daha ya bulurum ya bulamam
zaten sonları da yaklaşmış
kalsam sadakatin ırzına geçecem
kendi kendime bunları düşünürken bile ebruyu aldatıyor hissettim kendimi
sonra bir fikir peydahlandı bende
elime kuvvet içimdeki irini akıttım
benim küçük asker esas duruşu bozup rahata geçti
artık öncelikli olarak yapmak istedigim şey seks degildi
buna güvenerek içeri girdim
elifin seksi oturuşunu aldırmadım çünkü artık terhis olmuştum o duygulardan
film sessizce tekrar başladı
elif tekrar doldurmuş bardakları
yavaşca onu da içtim
filmin final sahnesi yaklaştı
yine durdurdu filmi
-ne olacak tahmin et bakalım dedi




---sen izledin mi dedim
-evet izledim daha önce dedi
bi kaç tahmin yaptım hiçbiri çıkmadı
parmağımdaki yüzüğü gördü
-nişanlandınız mı dedi
-hayır sözlendik dedim
sevdiğim bir konuyu konuşmaya başladık
elifi kendimden sogutmak için bir fırsattı
-çok şanslı kız ebru dedi
bunu bana ilk defa söylemiyordu hatırlarsanız
-şanslı olsa yanımda olurdu dedim
-ben şanslı mıyım şimdi dedi
bak amk konuyu nereye çekti yine
-neyse açta bitirelim şu filmi dedim
-şansım olsaydı neyse boşver dedi
hay amk utandırdı beni
filmin sonunu izledik kurguya hayran kaldım amk
film hakkında yorum yapıp begendiğimi söyledim
gece için teşekkür ettiğimi söyleyip ayrılmak için izin isteme aşamasındaydım ki
telefonu çaldı
telefon konuşması özeti şimdi git sonra gel misafirim vardı
birisi sanki apartmanın dışında eve gelmek için izin istiyor gibiydi
telefonu kapattı
-gelsin ben gidiyorum zaten dedim
-yok şimdi gitme dedi
-neden dedim
-aşşağı da bekliyor dedi
-beklemesinin benim gitmeme engel olan kısmı ne dedim
-yanlış anlar şimdi yardım et lütfen dedi
-neyi yanlış anlar elif ne yardımı edeyim sana dedim
-bu cocuk bana asılıyor dedi
-gidip döveyim mi amk ne yapayım asılıyorsa dedim
-dışarı çıkarken seni görürse sorun çıkarabilir dedi
uyuz oldum amk içine düştüğüm duruma bak
-eve gitmem lazım annemler bekliyordur merak ederler dedim
-dur biraz gitsin sonra gidersin dedi
kimden korkuyom ki amk
onlar mesajlaşmaya başladı gelirsin gelemezsin diye
bana dönüp gitmiyor dedi
-benim gitmem lazım kusura bakma dedim




---ya çıkma lütfen dedi
-ben üst katın merdivenlerine çıkayım sen çocuğu çagır içeri girince gideyim dedim
-gelmesini istemiyorum ki.lütfen bir tane daha iç gider o dedi
-yok gitmem lazım dedim
elimi tuttu lütfen dedi
-iyi tamam dedim
sarılmaya yeltendi bir daha yaparsan giderim dedim
-pardon dedi
içkileri tekrar doldurdu
-ışıkları kapatayım da yattığımı sansın dedi
-korkma bişey olmaz açık kalsın dedim ama dinlemedi kapattı amk
geldi benim oturdugum koltuga o da oturdu
bayağı da yanıma oturdu
biraz oturduk mal gibi sessizce
sonra sağol derken bir elimi bacagımın üstüne attı
önemli degil derken bende elini bacagımın üzerinden aldım
sessizleşen ortamda seksi seksi nefes almaya başladı
pencerenin ışıgı direk bacaklarına vuruyordu
içimdeki irin tekrar toplanmaya başladı
sonra kalktı pencere yaklaşıp geri geldi bana daha yakın oturup
-gitmemiş hala yaaa dedi aynı anda bana sarılıp gitme lütfen dedi
-bana bir daha dokunursan sikerim elif dedim
-gerçekten mi dedi
-evet gerçekten dedim çok ciddi bir şekilde
-yine dokundu hemde bacaklarımın kasık bölgesine dogru
ayaga kalktım
-sana iyi geceler dedim
-dur şaka yaptım falan dediyse de dinlemedim
çıktım kapıdan
merdivenleri kullanırken lavuk sen kimsin diye sorarsa ne cevap veririm diye düşünüyordum
aşşagı indim
caddeye baktım
allahın kulu yok
vay amk bekleyen kimse de mi yoktu acaba
yoksa elifin aradığı adam da hayal ürünüydü
eh amk elif senden herşey beklenir
neyse vukuatsız atlattık amk
daha da gelirsem iki olsun
zaten ebrunun bunları duyması kasten adam öldürme sebebi




**eve gittim zıbardım
geride kalan geceyi
diğer sik sahibi kişiler tarafında götü kaldırılmış
kendi saplarının kendilerine sadık olmasını şart koşan
ama sapsızken her erkeği potansiyel sevgilisi sanan
amlı olmayı tüm erkekleri elinde oynatabilme kozu sanan
örnek kevaşenin birinin elinden kurtularak tamamladım
askerliğin şimdiye kadar bana kazandırdıgı tek şey nizami bir şekilde yatağımı yapıyor olmamdı sabahları
ertesi sabah kalktım otogarı aradım bilet ayırtmak için
istanbula gideceğim gün bilet yoktu
bende bir gün öncesinden aldım
bu bir geceyi ankarada geçirecek olmam demekti
sakalları kesmiyordum
neden traş olmadın diye komutanlara inat
ama saçlarımı ne bok yiyecegi belli olmayan
bir askerin eline teslim etmemek için kestirdim aynı gün
bildiğiniz 3 numara
alanya onsuz pek de eglenceli degildi
aslında çok eglenceliydi ama bu eglenceyi yaşayabilmek için onsuz duygularımın olması lazımdı
denize gittim
o arkadaşın yanına köye falan derken
otele gidip ebrunun babasıyla konuştum
annesi de otele geldi
böylece ben onların evine gitmek zorunda kalmadım
babadır elleri öpülür bayramda seyranda ama hakeder
cebinde ne varsa kendim ne yerim diye düşünmeden verdi bana
almak istemedim ama zorla verdi
bir de kart verdi bana banka kartı kendi adına açılmış bir hesap
parayı kendi hesabına yatıracaktı




**bende kartla onun şifresini girip çekecektim
böylece banka da kesinti yapamayacaktı
havale olmadığı içim
gün geldi ankara üzerinden istanbul yolu gözüktü
ben mi yaptım yoksa ana yüreğinden midir bilinmez annem ağladı sarılırken
babam ve kardeşim sadece sarıldı
son kez ebruyu arayıp yola çıktığımı söyledim
beni bekleyeceğini söyledi
8 saat onu görme hayali ile yaptım yolculuğumu ama gelmedi
telefon açtım ama aradığım sevgili telefonunu bilmediğim sebebten dolayı kapatmıştı
koskoca otogarda öylece oturdum kaldım bankın birisinde
iki bacagımın arasında valizimle
7 saat bekledim
en az 200 kere aradım
ama gelen de olmadı
cevap verende
benim telefonum olmadığı için ordan ayrılırsam beni bulamaz diye hiçbir yere gitmedim
akşam oldu
karanlık çöktü gelen giden yok telefonda hala kapalı
elime valizi aldım
ebrunun arkadaşının evini zar zor olsa hatırlayarak buldum
kapıyı çaldım
kızın birisi açtı
hatırladı beni
ebruyu sordum direk
-haberimiz yok dedi
durumu anlattım
yurda telefon açtı kız
yurtta da yokmuş
aklıma kötü kötü şeyler gelmeye başladı
beni aldatıyor olmasını veya beni artık sevmiyor olmasını siktir edin başına sağlığı ile ilgili bir sorun mu geldi diye korktum
kızların yanında bir erkek olması tek umudum du ama
herkes ders çalışma peşinde sınav manyağı olmuşlar
kaldım mı koskoca ankarada ne yapacağını bilmez bir şekilde
alanyayı arayıp annesine babasına da sormak istemedim onları telaşlandırmamak için
kızlar sagolsunlar gel burda bekle biz de meraklandık dediler




** ben otururken
çay demlediler
ebrunun diger arkadaşlarını aradılar yanında mı diye
öyle mal mal bekledik panik halinde
sonunda telefonu açıldı
kızın onlarca denemesinden sonra
çalıyor deyince heyecanlandım
ben aldım telefonu
-nerdesin ebru dedim
-sen nerdesin dedi
-arkadaşlarının evindeyim sabahtan beri seni bekliyorum dedim
-ne işin var senin orda dedi
kimin kimden hesab soracağı karıştı
-ebru nerdesin dedim
-niye gidiyorsun onların yanına dedi
böyle davranmasının altında muhtemelen bir sebeb vardı
-sen nerdesin ben oraya geleyim dedim
-gelme istemiyorum sen mutlu gözüküyorsun orda dedi
etrafa ciddi ciddi baktım amk kamera şakası falan mı yapıyorlar diye
-çok mutluyum burda ebru kızlarla sabahtan beri bi ankara bi roman havası oynuyoruz sevinçten.
bunu der demez telefonu kapattı
tekrar ararken tansiyonumun çıktığının farkındaydım
sinir uçlarım gıdıklanıyordu
ama bu işin sebebine öğrenmeden küfür etmeyecektim
telefonu yüzüme kapatma konusunda ne kadar hassas oldugumu biliyordu
bunun hesabını da sonraya bıraktım
kızdan izin alarak tekrar aradım
balkona çıktım
aradım
-ne var dedi
-tekrar sorayım mı sen anlatacak mısın dedim
-benim anlatacak birşeyim yok sana dedi
-madem yoktu neden çağırdın beni ankaraya dedim
cevap vermedi
-sen bana neden böyle yaptıgını anlatıncaya kadar gitmiyorum askere haberin olsun dedim
-beni bir daha arama kelebek dedi
-tamam aramam ama sebebini söyle dedim
-sana karşı tüm duygularımı kaybettim dedi
-daha düne kadar çağırıyordun aşkım gel çok özledim diyordun ne oldu bir günde dedim
-geçte olsa farkına vardım yaptıgım hatanın dedi
baktım ağlayacağım hem sinirden hemde duygusal krizden
-beni severek hata mı yaptıgını söylemeye çalışıyorsun dedim
-sana güvenerek hata yapmışım dedi
bi dakika şimdi biraz kopya verdi işte
güven konusunda konuştuguna göre muhtemelen elif le ilgili birşeyler duymuştu
ama o olmama ihtimali de vardı
pişti olmamak için ben elifin adını anmadım




---tamam yarın gidecektim ama bu gece ilk buldugum otobüsle giderim istanbula. gitmek var dönmek yok. muhtemelen beni bir daha aramayacaksın
numaranı da degiştirme ihtimalin var. ölüm var kalım var son bir kez göreyim helalleşelim lütfen dedim
-yurda girdim çıkamam dedi
-tamam yarın sabah ben seni tekrar ararım yurttan çıkınca helalleşiriz o zaman dedim
-peki dedi ve kapattı telefonu
kızların yanında yatmak uygun olmayacagı için
onlara bir pansiyonda yer ayırtmıştım dedim ve gittim
bir kaç tane taksiciden yardım alarak
bir pansiyon buldum
gece yattıktan aynı gün teslim olmam gereken güne uyandım
dışarı çıkıp ebruyu aradım kulubenin birisinden
şuraya gel şu saatte dedi
yine kapattı
oraya vardıgımda hiç alışık olmadıgım bir karşılama vardı
ışıl ışıl gözleri bana hiç bakmıyordu bile
öylece oturuyordu
tek yaptıgı ben yanına oturup merhaba deyince
parmagında ki iki yüzükle oynamaya başlamak oldu
bir çıkarıp bir takıyordu ona aldıgım yüzükleri
bense sadece ona bakıyordum
elimdeki çantama bir yük daha binecekti
ebruya verdiğim kalbimi artık kendimde hissediyordum
hiç taşımıyordu artık
elimi uzattım
hakkını helal et diyemedim
çıkmadı ses
karabasan oldu ayrılık
titreyen ellerim öylece kaldı orda
sonra çekmek zorunda kaldım
hiç konuşmayacak gibiydi
-ben gidiyorum ebru sebebini anlatmayacak mısın dedim
-bildigin şeyleri tekrar niye hatırlatayım ki dedi
-hiç birşey bilemiyorum iki gündür dedim
-alanya nasıldı kelebek eğlenebildin mi arkadaşlarınla dedi
ama arkadaşlarınlayı büyük harfle söyledi
-devam et dedim
-sen soruma cevap ver önce dedi
evet yavaş yavaş dökülmeye başladı
-hayır hep seni özledim dedim
-hmm bazı kişiler aksini iddaa etti dedi
bi boklar duymuş oldugu kesinleşti
-yanlış tahmin etmişler dedim
-sen niye elifle buluşuyorsun kelebek dedi
-hadi buluştuğunuzu boşver bana neden yalan söylüyorsun dedi
-hadi bana yalan söyledin neden geceyi onun evinde geçiriyorsun dedi
-amasya dönüşünde bana niye uğradın direk gitseydin ya sevgilinin yanına dedi
yakalanmışız amk
arkadaşının birisi görmüş beni
telefonlaşmışlar ebru ile sürekli
elifi tarif edince kız ebruda takip et demiş
eve girdigimiz görülmüş
ama ebru hesab sormak için ebru beni ankaraya davet etmiş
davet gerçekleşinceye kadar da hiç birşeyi çaktırmamış
aranızda benim yerime ebruya açıklama yapmak isteyen var mı?

14 yorum:

  1. Devamını atın artık şu hikayenin

    YanıtlaSil
  2. Devami nerde amina koduum

    YanıtlaSil
  3. Şu hikayenin devamını atın artık

    YanıtlaSil
  4. Geçen gün internette araştırırken gördüm, korku hikayeleri leri vardı. Sitedeki hikayeleri korkarak okudum sizinde siteye girip korku hikayelerini okumanızı tavsiye ederim

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. İyi günler Hayat kurtarmak için böbrek satmakla ilgileniyor musunuz? Böbrek nakline ihtiyaç duyan hastalarımız var, böbrek satmak istiyorsanız, lütfen iowalutheranhospital@gmail.com adresinden bizimle iletişime geçin.
    Ayrıca +1 515 882 1607 numaralı telefondan whatsapp'ı arayabilir veya bize yazabilirsiniz.

    YanıtlaSil
  7. Bu, böbrek satmak isteyen herkese açık bir ilan, böbrek nakli ihtiyacı olan hastalarımız var, bu nedenle böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen iowalutheranhospital@gmail.com adresindeki e-posta adresimizden bizimle iletişime geçin.
    Ayrıca +1 515 882 1607 numaralı telefondan whatsapp'ı arayabilir veya bize yazabilirsiniz.

    NOT: Güvenliğiniz garanti altındadır ve hastamız, onları kurtarmak için böbrek bağışı yapmayı kabul eden herkese büyük miktarda para ödemeyi kabul etmiştir. Sizden haber almayı umuyoruz, böylece bir hayat kurtarabilirsiniz.

    YanıtlaSil
  8. Bu genel halk için bir duyuru, ilgileniyoruz
    Böbrekleri satın almak ve farklı böbrek bağışçılarıyla birlikte çalışabilmek
    Hastalarımız, böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen bizimle iletişime geçin.
    hastamıza böbrek bağışında bulunup bulunmadığınızı onaylayabiliriz ve
    her bağışçıyı büyük ödüller bekliyor.
    E-postamızda bize ulaşın: jupitermedicalcentreinc@gmail.com
    veya whatsapp konusunda bizimle iletişime geçin:
    +1(515)293-5520

    YanıtlaSil
  9. Bu Mayo Clinic'ten genel bir mesajdır ve böbrek satın almakla ilgileniyoruz, eğer bir böbrek satmak istiyorsanız, lütfen aşağıdaki e-posta adresimizden doğrudan bizimle iletişime geçin.
    mayocareclinic@gmail.com
    Not: Bu güvenli bir işlemdir ve güvenliğiniz garanti edilir.
    Daha fazla bilgi için lütfen bize bir e-posta mesajı gönderin.

    YanıtlaSil
  10. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  11. Hepsi, Gıda süpermarket işimi farklı yerlerde kurmam için 1.000.000,00 USD tutarında bir kredi sağlamama yardımcı olan Elegant kredi firmasına teşekkürler. Son dört yıldır mali yardım arıyorum. Ama şimdi, kredi memuru Bay Russ Harry'nin tüm yardımı ile tamamen stresliyim. Bu nedenle, işini geliştirmek için fon arayan herkese yardım için bu büyük firma ile iletişime geçmesini tavsiye edeceğim ve bu gerçek ve test edilmiştir. Ona E-posta --Elegantloanfirm@Hotmail.com- veya Whats-app +393511617486 aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

    YanıtlaSil